Son Güncellenme Tarihi: Ocak 15, 2024 / 07:00

Tarihe meraklı olanlar bilirler Maginot (Majino) hattı; Fransızların, kendilerinden daha fazla askeri güce sahip olan Almanları durdurmak için, uzun yıllar boyunca yapamaya çalıştıkları ancak bir türlü bitiremedikleri, ünlü savunma hattının adıdır. Fransa’nın asıl amacı; Alman ordularının kendilerine doğrudan saldırmasını engellemek, daha güçlü tahkimat yaptıkları bölgelere yönlendirmekti… Ama olmadı… 1940 yılında Alman orduları, bu meşhur hattı yıkmayı başardı ve Fransa’nın üçte ikisini işgal etti.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Spor sayfasını, tarih dersi ile kaynatacak değiliz elbette… Antalyaspor karşında Trabzonspor’un savunma anlayışı, bu meşhur hattı hatırlattı, tarih ile içli dışlı olan bana… Fransızlar da Almanları, daha güçlü oldukları bölgeye yönlendirmek istemişler ve başarılı olamamışlardı. Tarih, tekrardan ibarettir derler; dün akşam da Trabzonspor, Antalyaspor’u güçlü olduğu merkeze doğru yönlendirmeye çalıştı ama Antalyaspor hem kanatlardan hem de merkezden hırpaladı durdu, Bordo Mavili takımın defansını… Antalyaspor’un direkten dönen ve çizgiden çıkarılan topları vardı. Futbol talihsizliği ve son vuruş kalitesinin yetersiz oluşu yüzünden, Antalyaspor beraberlikle yetinmek zorunda kaldı, Trabzonspor ise bir puanı zor kurtardı…

Bu Afrika Kupası, ligimize bir hayli darbe vuruyor doğrusu. Trabzonspor’dan; Nicolas Pepe (Fildişi Sahili), Trezequet (Mısır) ve Paul Onuachu (Nijerya) milli takımlarının başarısı için mücadele edecekler. Sorsak Abdullah Avcı’ya; üç milli takımın da grup aşamasında elenmesini ister kuşkusuz. Pepe, Trezequet ve Onuachu’nun yanı sıra dünkü maçta, dizi ağrıyan(!) Bakasetas da yoktu sahada. Her ne kadar Abdullah Hoca, maç önü röportajında, oyuncusunu korumaya çalışsa da, kış transfer döneminin başladığı günlerde bu sakatlık çok konuşulacak gibi duruyor…

2023-2024 sezonunun en erken gollerinden birini (1 dakika 35. Saniyede) atarak başladı maça Trabzonspor. Bu golün, Trabzonspor’un oyun anlayışını ne kadar değiştirdiği bilinmese de Bordo Mavili takımın, deplasmanda ve oyuncu eksikleriyle, maçı domine etmeyi tercih etmeyeceği de aşikardı… Abdullah Hoca’nın takımı, haftalardır tek plan üzerinden oynuyor; 2,01’lik forvet Onuachu, orta sahaya kadar gelerek pas duvarı olup topu kanatlara aktarıyor, Visca ve Fountas (ya da Trezequet) üzerinden, yan toplarla gol arıyor. Duran toplar haricinde, ana plan bu… Zaman zaman uzaktan atılan şutlarla skor yakalansa da istisna kaideyi tamamlıyor. Dün akşam, bu felsefeden tek farklı olan, Trabzonspor’un golü erken bulmasıydı. Bulduğu erken golü korumaya çalışan Trabzonspor, bir elin parmaklarını geçmeyen geçiş hücumuyla farkı açmak istediyse de başarılı olamadı. Sakat olan(!) Bakasetas’nın yerine oynayan Bardhi, eline geçen şansı değerlendiremedi. Ya topla çok oynadı ya da pas tercihleri yanlıştı… Trabzonspor’un bu hafta, “bal yapmayan arı” kontenjanı ile oynattığı oyuncu Enis Bardhi oldu. Paul Onuachu’nun yerine oynayan Enis istekli bir görüntü verse de, pozisyona giremedi.

Trabzonspor’un kenar bekleri ile büyük sorunu var. Larsen ve Mehmet Can Aydın sağ bekte, Eren Elmalı ise sol bekte oynuyorlar. Oynuyorlar da nasıl oynuyorlar? Üçü de aynı tip oyuncu. Kanat bindirmeleri yok, çok hızlı değiller, kesici değiller, pozisyon bilgileri üst düzey değil. Böyle olunca da, o kanatları idare etmeye çalışıyorlar. Trabzonspor’un en büyük eksiği bu bölge. Yazının başında da anlatmaya çalıştım; Trabzonspor rakiplerini güçlü olduğu merkez savunmaya yönlendirmeye çalışıyor. Ancak Antalyaspor gibi, hücumu kanatlar üzerinden yapan takımlar karşında çaresiz kalıyorlar. Yani “Maginot Hattı” yıkılıyor…

Bordo Mavili takım için en gerçekçi hedef, Türkiye Kupası. Yoğun maç trafiği içerisine, hafta içi kupa maçları da eklenecek bundan böyle. Abdullah Avcı’nın lig maçlarını da es geçmeden, kupa mesaisine ağırlık vermesi gerekir bence. Umarım, Abdullah Hoca da benimle aynı düşüncededir. Aksi halde, şampiyonluktan sonra, üst üste iki sezonluk başarısızlığın faturası ağır olabilir.

1974’ün ilk bebeklerinden biri olarak gözlerini açtı, dünyaya. Sınıf öğretmeni olan babasının da katkısıyla, eğitim – öğretim hayatı 1980 yılında, İstanbul Ali Suavi İlkokulu’nda başladı. Sırasıyla, ve hepsi İstanbul’da olmak üzere, Vedide- Baha Pars Ortaokulu ve bir senelik başarısız Şehremini Lisesi macerasının ardından, Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi’nden mezuniyeti ile, bir süreliğine, son buldu. Hayali olan gazetecilik mesleğine, Yeni Günaydın gazetesinde başladı. Ardından, üç farklı yerel radyonun haber koordinatörlüğünü üstlendi. Lise mezuniyetinden sonra kazandığı Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İktisat Bölümünden ayrıldı. 1998-2011 yılları arasında İstanbul Bölgesi Futbol Hakemi olarak, Amatör – Profesyonel maçlara düdük çaldı, bayrak salladı. 2015 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü kazandı ve 2019 yılında onur öğrencisi olarak dereceyle mezun oldu. Aynı Üniversitenin, Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesinde Pedagojik Formasyon eğitimini tamamladı. 2017-2020 yılları arasında da Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümünü bitirdi. Bu dönem içerisinde yerel dergi ve gazetelerde yazsa da, 2020 Şubat ayından itibaren, iki yıl boyunca, bölgesel Bursa Haber gazetesinde spor yazarlığı yaptı. Çok kısa bir dönem Trabzon Taka Gazetesi’nde spor yazarlığı yapmasının ardından, Ekim 2022’de Gazete Pencere kadrosuna dâhil oldu.

QOSHE - Maginot hattı - Uğur Temel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Maginot hattı

6 0
15.01.2024

Son Güncellenme Tarihi: Ocak 15, 2024 / 07:00

Tarihe meraklı olanlar bilirler Maginot (Majino) hattı; Fransızların, kendilerinden daha fazla askeri güce sahip olan Almanları durdurmak için, uzun yıllar boyunca yapamaya çalıştıkları ancak bir türlü bitiremedikleri, ünlü savunma hattının adıdır. Fransa’nın asıl amacı; Alman ordularının kendilerine doğrudan saldırmasını engellemek, daha güçlü tahkimat yaptıkları bölgelere yönlendirmekti… Ama olmadı… 1940 yılında Alman orduları, bu meşhur hattı yıkmayı başardı ve Fransa’nın üçte ikisini işgal etti.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Spor sayfasını, tarih dersi ile kaynatacak değiliz elbette… Antalyaspor karşında Trabzonspor’un savunma anlayışı, bu meşhur hattı hatırlattı, tarih ile içli dışlı olan bana… Fransızlar da Almanları, daha güçlü oldukları bölgeye yönlendirmek istemişler ve başarılı olamamışlardı. Tarih, tekrardan ibarettir derler; dün akşam da Trabzonspor, Antalyaspor’u güçlü olduğu merkeze doğru yönlendirmeye çalıştı ama Antalyaspor hem kanatlardan hem de merkezden hırpaladı durdu, Bordo Mavili takımın defansını… Antalyaspor’un direkten dönen ve çizgiden çıkarılan topları vardı. Futbol talihsizliği ve son vuruş kalitesinin yetersiz oluşu yüzünden, Antalyaspor beraberlikle yetinmek zorunda kaldı, Trabzonspor ise bir puanı zor kurtardı…

Bu Afrika Kupası, ligimize bir hayli darbe vuruyor doğrusu. Trabzonspor’dan; Nicolas Pepe (Fildişi Sahili), Trezequet (Mısır) ve Paul Onuachu (Nijerya) milli takımlarının başarısı için mücadele edecekler. Sorsak Abdullah Avcı’ya; üç milli takımın da grup aşamasında elenmesini ister kuşkusuz. Pepe, Trezequet ve Onuachu’nun yanı sıra dünkü maçta, dizi ağrıyan(!) Bakasetas da yoktu sahada. Her ne kadar Abdullah Hoca, maç önü röportajında, oyuncusunu korumaya çalışsa da, kış transfer........

© Gazete Pencere


Get it on Google Play