Son Güncellenme Tarihi: Şubat 29, 2024 / 07:00

Size memleketin en milli, en solcu, en vatansever gazetecilerinden birinden başlayarak anlatayım dün akşamı…

Erdem Gül…

Erdem Gül dün benim de tanık olduğum o davada yani 14. Ağır ceza mahkemesi duruşma salonunda 5 yıl hapis yedi. Oysa daha önce yediği 5 yılın bir kısmını yatmış, Yargıtay’ı Anayasa Mahkemesi “Erdem’e haksızlık yapılıyor.” demiş, kararları bozmuş ama iş sanki kan davasına dönüşmüş gibi son yargılamadan 5 yıl mahpus kararı çıktı.

Mahkeme başkanı “5 yıl usta 5 yıl” diyerek salonu hepimize kapattığında adeta bir Mümtaz Soysal dersi dinlediğim gibi pür dikkat izlediğim avukatları Fikret İlkiz’in, Akın Atalay’ın, Tora Pekin’in, Abbas Yalçın ve kardeşim Yiğit Acar’ın savunmalarının işitilmemesini hayretle izledim.

Erdem Gül size ne yaptı ey adalet?

Ne istiyorsunuz?

Bir haber yazmak için 5 yıl mahpus mu?

Adı haber kendisi haber…

Erdem Gül ile başlamak istedim.

Adaletin, hakkaniyetin hiç olmadığı Türk futbol liginde Beşiktaş’tan bahsedeceksek, Erdem Gül de akla gelmeli. Soğuk, buz gibi Ankara deplasmanlarında birkaç damla bulabildiğimiz konyak ile “Ahmet gitsin, Seba dursun.” diyerek o kalabalığa karşı duruşumuz vardır bizim onunla. Ligin, kupanın bir bütün halinde federasyonun rezilliğini yaşıyoruz. Kameralar eli ile çalınan hakların, verilmeyen, verilemeyen kartların, penaltıların hangisinden bahsedeyim?

Biz ne yapıyoruz Allah aşkına?

Renkli iki takım hakkında yazılanlar, çizilenler ve gözümüzle gördüklerimiz…

Çarşı’dan bir kardeşim;

“Bizim bu kirli ortaklığa karşı şampiyonluklarımız ne kadar helal ve temiz? Beşiktaş bir mucizedir.” diyordu.

Gerçekten de öyledir.

Beşiktaş bir mucizedir.

Erdem’e dönelim…

9 yıllık davayı inatla sürdürmek; sadece bir haber ile hükümeti yıkmak, milleti bölmekle suçlamak nasıl açıklanabilir? Hürriyet, ifade, inançlara saygı konusunda herkesten saygılı bir hayata neden ceza verilmek istenir?

Beşiktaş düşmanlığı ne ile açıklanabilir? Futbolda düşülen bataklığın içinden çıkacak çiçeğin doğması ne kolay ne de ıtır bir hava verir. Ama Beşiktaş onların düştüğü bataklıktan çıkmaya çalışan bir takım değil, bir duruştur.

Konya iyi takım. Dün Ankaragücü Fener’i de eleyince morali de yerindeydi. Ancak direnişi 32. dakikaya kadar sürdü. Salih Uçan kendi hazırladığı golü Konya ağları ile buluşturdu. Gol dönüşü her zaman tehlikelidir. Ama Mert ilk dönüşe öyle net bir tepki koydu ki yeşil beyazlıların ilk yarıdaki umutları ikinci yarıya kaldı.

Misal bayrağı olan ama gözü olmayan yan hakem Esat Sancaktar’ın Gedson Fernandes’e yapılanları görmemesi rezilliğin fotoğrafı değil miydi? Herkes adalet istiyor ki herkese lazım. O yan hakeme de.

Soyunma odasına gidilmeden önce Semih Kılıçsoy’un şutunun ağlarla buluşmasını eminim Türk futbolunu seven herkes istedi ama olmadı. İkinci yarı golcü değişiklikleri ile başladı. Salih Uçan çıktı, Cenk Tosun girdi. Gedson Fernandes ortayı yaptı Cenk Tosun kafayı vurdu, Beşiktaş 2’yi buldu.

Konyaspor’un sayın hocası son Beşiktaş müsabakasından önce “bizim hedefimiz ligde kalmak” demişti. Samimi bir değerlendirmeydi. Ama dün gece Konyaspor tüm silahlarını kullanmaktan çekinmedi. Helal olsun kardeşlerime.

Necip Uysal…Rıza Çalımbay’dan sonra bu takımın yetiştirdiği en büyük emekçidir. Hakkı yenmemeli, teslim edilmelidir. Sonuç Beşiktaş tur atladı, turnuva hocası Fernando Santos tüm engellemelere rağmen takımın bu sene hayata tutunması adına önemli bir adımı geçti.

Ama ben meseleyi Erdem ile bitireyim. O cezaevinde yatarken ve ben ona giderken uzun uzun Beşiktaş konuşurduk. “Maçları izliyor musun?” diye sorardım. “Halk Tv yok, Krt yok, Lig Tv var.” derdi. Ben buna çok sevinmiştim.

Umarım sayın Yargıtay, sayın adalet Erdem’den elini çeker.

Umarım Beşiktaş’a yapılanlar da artık son bulur.

1974’ün ilk bebeklerinden biri olarak gözlerini açtı, dünyaya. Sınıf öğretmeni olan babasının da katkısıyla, eğitim – öğretim hayatı 1980 yılında, İstanbul Ali Suavi İlkokulu’nda başladı. Sırasıyla, ve hepsi İstanbul’da olmak üzere, Vedide- Baha Pars Ortaokulu ve bir senelik başarısız Şehremini Lisesi macerasının ardından, Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi’nden mezuniyeti ile, bir süreliğine, son buldu. Hayali olan gazetecilik mesleğine, Yeni Günaydın gazetesinde başladı. Ardından, üç farklı yerel radyonun haber koordinatörlüğünü üstlendi. Lise mezuniyetinden sonra kazandığı Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İktisat Bölümünden ayrıldı. 1998-2011 yılları arasında İstanbul Bölgesi Futbol Hakemi olarak, Amatör – Profesyonel maçlara düdük çaldı, bayrak salladı. 2015 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü kazandı ve 2019 yılında onur öğrencisi olarak dereceyle mezun oldu. Aynı Üniversitenin, Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesinde Pedagojik Formasyon eğitimini tamamladı. 2017-2020 yılları arasında da Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümünü bitirdi. Bu dönem içerisinde yerel dergi ve gazetelerde yazsa da, 2020 Şubat ayından itibaren, iki yıl boyunca, bölgesel Bursa Haber gazetesinde spor yazarlığı yaptı. Çok kısa bir dönem Trabzon Taka Gazetesi’nde spor yazarlığı yapmasının ardından, Ekim 2022’de Gazete Pencere kadrosuna dâhil oldu.

QOSHE - Görev tamam - Uğur Temel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Görev tamam

6 0
29.02.2024

Son Güncellenme Tarihi: Şubat 29, 2024 / 07:00

Size memleketin en milli, en solcu, en vatansever gazetecilerinden birinden başlayarak anlatayım dün akşamı…

Erdem Gül…

Erdem Gül dün benim de tanık olduğum o davada yani 14. Ağır ceza mahkemesi duruşma salonunda 5 yıl hapis yedi. Oysa daha önce yediği 5 yılın bir kısmını yatmış, Yargıtay’ı Anayasa Mahkemesi “Erdem’e haksızlık yapılıyor.” demiş, kararları bozmuş ama iş sanki kan davasına dönüşmüş gibi son yargılamadan 5 yıl mahpus kararı çıktı.

Mahkeme başkanı “5 yıl usta 5 yıl” diyerek salonu hepimize kapattığında adeta bir Mümtaz Soysal dersi dinlediğim gibi pür dikkat izlediğim avukatları Fikret İlkiz’in, Akın Atalay’ın, Tora Pekin’in, Abbas Yalçın ve kardeşim Yiğit Acar’ın savunmalarının işitilmemesini hayretle izledim.

Erdem Gül size ne yaptı ey adalet?

Ne istiyorsunuz?

Bir haber yazmak için 5 yıl mahpus mu?

Adı haber kendisi haber…

Erdem Gül ile başlamak istedim.

Adaletin, hakkaniyetin hiç olmadığı Türk futbol liginde Beşiktaş’tan bahsedeceksek, Erdem Gül de akla gelmeli. Soğuk, buz gibi Ankara deplasmanlarında birkaç damla bulabildiğimiz konyak ile “Ahmet gitsin, Seba dursun.” diyerek o kalabalığa karşı duruşumuz vardır bizim onunla. Ligin, kupanın bir bütün halinde federasyonun rezilliğini yaşıyoruz. Kameralar eli ile çalınan hakların, verilmeyen, verilemeyen kartların, penaltıların hangisinden bahsedeyim?

Biz ne yapıyoruz Allah aşkına?

Renkli iki takım hakkında yazılanlar, çizilenler ve gözümüzle gördüklerimiz…

Çarşı’dan bir kardeşim;

“Bizim bu kirli ortaklığa karşı şampiyonluklarımız ne kadar helal ve temiz? Beşiktaş bir mucizedir.” diyordu.

Gerçekten de öyledir.

Beşiktaş bir mucizedir.

........

© Gazete Pencere


Get it on Google Play