1985 Mayıs’ının, 29’u… 11 yaşında bir futbol aşığı olarak, televizyon karşısında yerimi aldım. Futbol seyretmeye başladığım günlerden beri hayranı olduğum Liverpool ile o dönemde Avrupa’nın en iyi futbol oynayan takımı Juventus, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Finali oynayacaklar, Belçika’nın Heysel Stadında. İyi maç olacağı kesin, babam da izin vermiş sonuna kadar seyretmeme, değmeyin keyfime… Naklen yayın başladı ama maç bir türlü başlamıyor. Kale arkası tribünlerde olaylar var çünkü… Futbol izlemek için ekrana oturan ben, ne yazık ki o –faciaya dönüşecek- olayları seyrediyorum… İngiliz holiganlar, İtalyanların bulunduğu bölüme saldırmışlar, İtalyanlar kendilerini korumak için kaçmaya çalışıyorlar. Tam bir panik havası, can pazarı var tribünlerde… Canını kurtarmak isteyenler sahaya girmeye çalışıyor ama tel örgüleri aşamıyorlar. Belçika polisi olayları engelleyemiyor. İngiliz holiganlar ile tel örgüler arasında kalan 39 kişi ezilerek, feci şekilde can veriyor. TRT yayını kesiyor. İyi ki de kesiyor… Maç ertesi güne sarkıyor boş tribünler önünde tatsız tuzsuz bir final oluyor. İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, “bırakın bizim h…… ben cezalandırayım “diyor ve İngiliz takımlarının ve İngiliz Milli Takımı’nın “süresiz” olarak futbol müsabakalarından menedilmesini istiyor. Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) yalvar yakar “beş” sene olarak onaylıyor. Başbakan Thatcher, bu cezanın azaltılması halinde, İngiltere’nin FIFA ve UEFA üyeliklerinden çekileceğini ilan ediyor.

Dün akşam oynanan Trabzonspor- Fenerbahçe maçını seyrederken, 11 yaşımda televizyonun karşısına geçtiğim o gece geldi aklıma… Bu ülkenin futbol ikliminin gittiği nokta iyi değil. Bu ülkede artık futbol çığırından çıktı. Bu ülkede artık futbol, futbol olmaktan çıktı… Hep beraber içine ettik futbolun… Futbolun tüm aktörleri; futbolcular, teknik adamlar, hakemler, kulüp başkanları, taraftarlar, biz gazeteciler hep beraber, el ele futbolu bitirdik. Ruhuna el-Fatiha…

Belki de saha içinde en gerilimsiz Trabzonspor- Fenerbahçe maçının yaşandığı maçtı. Ancak tribünler maçı sürekli gerdi. Saha, su bardaklarından, sahaya girmesi yasak olan meşalelerden, metal eşyalardan geçilmedi. Bu mudur ya? Bu ne holiganizm, bu ne barbarlık…

Bu ülkede futbolun öldüğü gün 29 Ekim 2015’tir. Yine Trabzon’da ama bu sefer Gaziantep maçında, hakem Çağatay Şahan ve ekibi, maç sonunda, dönemin üçüncü sınıf mafya babası başkanı Trabzonspor başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun emriyle, 4,5 saat “ESİR” kaldılar. Hakemler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın emri ile kurtarıldı. Ve ertesi gün; tüm hakemler tıpış tıpış sahaya çıkıp maçlarını yönettiler. Aman yayıncı kuruluş zarar görmesin… Sanki bir gece önce, hakemler esir kalmamış gibi, maçlar oynandı. Eğer o gün, dirayetli bir Federasyon, dirayetli bir Merkez Hakem Kurulu ve dirayetli Hakem Derneği yöneticileri olsa ve maçlar oynanmasa, olaylar tırmanmazdı… Bu akşam olan olaylara Federasyon kayıtsız kalamaz. Bu ülkede bir Heysel faciasının yaşanmaması, Federasyonun alacağı tedbirlere bağlıdır…

Ben size ne taktik ne diziliş ne pozisyon anlatayım ki bu saatten sonra? Ülkede futbol mu var?

1974’ün ilk bebeklerinden biri olarak gözlerini açtı, dünyaya. Sınıf öğretmeni olan babasının da katkısıyla, eğitim – öğretim hayatı 1980 yılında, İstanbul Ali Suavi İlkokulu’nda başladı. Sırasıyla, ve hepsi İstanbul’da olmak üzere, Vedide- Baha Pars Ortaokulu ve bir senelik başarısız Şehremini Lisesi macerasının ardından, Sultanahmet Endüstri Meslek Lisesi’nden mezuniyeti ile, bir süreliğine, son buldu. Hayali olan gazetecilik mesleğine, Yeni Günaydın gazetesinde başladı. Ardından, üç farklı yerel radyonun haber koordinatörlüğünü üstlendi. Lise mezuniyetinden sonra kazandığı Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İktisat Bölümünden ayrıldı. 1998-2011 yılları arasında İstanbul Bölgesi Futbol Hakemi olarak, Amatör – Profesyonel maçlara düdük çaldı, bayrak salladı. 2015 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü kazandı ve 2019 yılında onur öğrencisi olarak dereceyle mezun oldu. Aynı Üniversitenin, Hasan Âli Yücel Eğitim Fakültesinde Pedagojik Formasyon eğitimini tamamladı. 2017-2020 yılları arasında da Eskişehir Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümünü bitirdi. Bu dönem içerisinde yerel dergi ve gazetelerde yazsa da, 2020 Şubat ayından itibaren, iki yıl boyunca, bölgesel Bursa Haber gazetesinde spor yazarlığı yaptı. Çok kısa bir dönem Trabzon Taka Gazetesi’nde spor yazarlığı yapmasının ardından, Ekim 2022’de Gazete Pencere kadrosuna dâhil oldu.

QOSHE - Bu gidişle yeni bir “Heysel” olur - Uğur Temel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bu gidişle yeni bir “Heysel” olur

4 1
18.03.2024

1985 Mayıs’ının, 29’u… 11 yaşında bir futbol aşığı olarak, televizyon karşısında yerimi aldım. Futbol seyretmeye başladığım günlerden beri hayranı olduğum Liverpool ile o dönemde Avrupa’nın en iyi futbol oynayan takımı Juventus, Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası Finali oynayacaklar, Belçika’nın Heysel Stadında. İyi maç olacağı kesin, babam da izin vermiş sonuna kadar seyretmeme, değmeyin keyfime… Naklen yayın başladı ama maç bir türlü başlamıyor. Kale arkası tribünlerde olaylar var çünkü… Futbol izlemek için ekrana oturan ben, ne yazık ki o –faciaya dönüşecek- olayları seyrediyorum… İngiliz holiganlar, İtalyanların bulunduğu bölüme saldırmışlar, İtalyanlar kendilerini korumak için kaçmaya çalışıyorlar. Tam bir panik havası, can pazarı var tribünlerde… Canını kurtarmak isteyenler sahaya girmeye çalışıyor ama tel örgüleri aşamıyorlar. Belçika polisi olayları engelleyemiyor. İngiliz holiganlar ile tel örgüler arasında kalan 39 kişi ezilerek, feci şekilde can veriyor. TRT yayını kesiyor. İyi ki de kesiyor… Maç ertesi güne sarkıyor boş tribünler önünde tatsız tuzsuz bir final oluyor. İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher, “bırakın bizim h…… ben cezalandırayım “diyor ve İngiliz takımlarının ve İngiliz Milli Takımı’nın “süresiz” olarak futbol müsabakalarından menedilmesini istiyor. Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) yalvar yakar “beş” sene olarak onaylıyor. Başbakan Thatcher, bu cezanın azaltılması halinde, İngiltere’nin FIFA ve UEFA üyeliklerinden çekileceğini ilan ediyor.

Dün........

© Gazete Pencere


Get it on Google Play