FARKLILIKLAR
Dahi çocuklarla temas etme şansınız oldu mu bilmiyorum; benim oldu. On yıl önceydi. Edebiyat öğretmeniyim. Tayin istedim ve tayinimin çıktığı okul öğrenci mevcudu bir hayli fazla olan ve eğitim öğretimde iddialı okullardan biri. Sene başı seminerleri bitti; plan, program, zümre toplantıları gibi tüm hazırlıklarımızı tamamladık ve ders programlarımızı alıp döneme başladık.
Okul bana yabancı olduğundan bırakın kadroya ve öğrencilere alışmayı; çift kanatlı, dört katlı binaya bile adapte olamamışım henüz. İlk dersim müdür beyin “en özel” sınıf dediği çocuklarımaydı. Birinci ders; tanışma, 9. sınıf müfredatını tanıtma ve karşılıklı beklentilerimizi dile getirmeyle geçti. Çocuklar lise eğitimine ilk adım attıklarında edebiyat dersine karşı önyargılı olurlar genelde, doğal olarak bu yavrucakların da kazık yutmuş gibi ciddi duruşlarından belli oluyordu aynı psikolojide oldukları. İçlerinden biri “Öğretmenim faülü faülü” öğrenecek miyiz?” diye tedirginlikle sordu. Bunun ne olduğunu anlatacağımı ama “Hababam Sınıfı”ndaki gibi ezbere sormayacağımı söyleyince rahatlayıp gevşediler. O anda ağzımdan çıkan bir sözün veznini bulup ritimle anlatınca epey bir eğlendiler. Yedi tanesi hariç: Bir tanesi köşesine çekilmiş sürekli bir şeyler çiziyor, kalemi fırlatıp tutuyor ve büyü yapar gibi kendi kendine bir şeyler fısıldıyor. Bir tanesi canı isteyince ayağa kalkıp sınıfı tavaf ediyor. Bir tanesi dersi gözleri kapalı ve........
© Gazete Gerçek
visit website