menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

APTAL DEĞİL SAYGILIYIZ

2 0
16.12.2024

Son dakika toplumuyuz, tabiri caizse “yumurta kapıya dayanmadan” bir sorunumuz olduğunun farkına varamıyoruz. Olumlu olarak düşünürsek “dayanıklılık”, olumsuz olarak düşünürsek “atalet” diye adlandırabiliriz. Aslına bakarsanız yüklendiğimiz stresler sonucu biraz da öyle olmak zorundayız. Belki de ruhumuzun ve bedenimizin mevcudiyetini koruma şeklidir, zira her daim teyakkuzda olmanın üzerimizde yaptığı müthiş baskıya dayanmamız mümkün olmadığından bir savunma mekanizmasına da ihtiyacımız var. Fazla uzatılmadığı sürece insana faydalı bir yöntem olarak zaman zaman kullanılabilir. Ama maalesef, bu aralar işi biraz ileri götürdük; durum “kabullenilmiş çaresizlik” halini almaya başladı. Herkes hiçbir şey değiştiremeyeceğine bir hayli emin. Tüm kapıları kilitledik. İçeri girip öz benliğimize sarılamadığımız gibi dışarı çıkıp da toplumumuzla da birlik olamıyoruz. Hangi alanda olursa olsun en kötü şeyi başımıza getirdik, kararsız kaldık. Çok muyuz, az mıyız? Kararsızız. Yapar mıyız, yapamaz mıyız? Kararsızız. Haklı mıyız, haksız mıyız? Kararsızız. Bu durgunluk, bu hareketsizlik halinden bir an evvel sıyrılıp kendimize olan inancımızı yeniden tesis etmezsek durum bize pahalıya patlayacak gibi görünüyor.
Eskiden bir düsturumuz vardı: “Herkes kendi kapısının önünü temizlesin.” Bu paylaşımla bütün sorunlardan milletçe kurtulmuş olurduk. Hem işe koyulma cesaretimiz de kırılmazdı, daha küçükken sorunların başını ezdiğimiz için de biter giderdi tüm karanlıklar. Çünkü bilindiği gibi “Başlamak........

© Gazete Gerçek


Get it on Google Play