Vatan mefhumunun farklı milletlerde farklı telakkileri vardır. Soylu Türk milleti için vatan kutsiyet arz etmektedir. Vatan uğrunda çekilen nice meşakkatler, vatan için feda edilen canlar, vatana verilen ehemmiyetin müşahhas delilleridir.

Tarih boyunca Türkler, üç büyük medeniyetin tesirinde kalmışlardır: İslamiyet Öncesi Türk Medeniyeti, İslami Dönem Türk Medeniyeti ve Batı Etkisinde Gelişen Türk Medeniyeti. Medeniyet değişikliği başta Türk harsında birçok yeniliğe vesile olmuştur. Coğrafya değişimi aynı zamanda yeni kültürel ögelere kapı açmıştır. Türklerin fıtratından gelen kimi nitelikler ise büyük oranda muhafaza edilmiştir. Bunların başında da “vatan sevgisi” gelmektedir. Türkler için vatan, alelade bir toprak parçası değildir; vatan, değerlerin en üstünü olarak addedilir. Vatan kelimesi, Türkler için lalettayin bir kelimeden ziyade deruni manalar içeren bir yapıdır.

Muhtelif milletlere baktığımızda vatan kavramının onlar için de önemli olduğunu görebilmekteyiz. Tarih sahnesinde birçok savaşın vatan için yapıldığı aşikârdır. Lakin Türkler kadar vatan temasını içselleştiren, vatana canını feda etmekten çekinmeyen, vatan temasını her şeyden âlâ gören bir millete rastlamak pek de mümkün değildir.

Kadim Türk tarihinin her sahnesinde vatanı için hizmet eden kahramanların mühürleri vardır. Kağanların ve hükümdarların birincil vazifeleri, vatanı gönençli hale getirmek ve vatanı her türlü badireden muhafaza etmektir. Bu uğurda hiçbir kişisel ihtiras ve ikbal kaygısına kesinlikle yer yoktur. Türk Devletlerini idare etmenin birinci umdesi, vatana sahip çıkmaktır; gerisi, lafügüzaftan ibarettir. Büyük Hun İmparatoru Mete Han’ın (Oğuz Kağan) ülkesini mamur hale getirmek için yaptıkları ve Türk tarihindeki muazzam yeri herkesin malumudur. Ülkesi için söylediği şu söz aforizma niteliğindedir: “ İlimizin çadırı, yukardaki gök olsun; doğan güneş, yurdumun bayrağı olsun.” Bu sözden binlerce yıl sonra Mustafa Kemal Atatürk de bu minvalde şu sözü söylemiştir: “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır.”

Vatan sevgisinin ve vatan şuurunun Türk milletinin dimağında yer etmesinde şüphesiz ki edebiyatçıların ve onların ölümsüz eserlerinin payı da yadsınamaz bir gerçektir. Sanatçılar ve edebiyatçılar milletin duygularına tercüman olurken onlarda birtakım fikirlerin gelişmesine önayak olmalıdırlar. Milletleri millet yapan değerlerin başında gelen “vatan sevdası” nesillerin zihinlerine nakşedilmeli ki bu tema ilanihaye yaşayabilsin.

Edebiyatımızda vatan denilince akla Vatan Şairi Namık Kemal gelir. Vatan için mersiye yazacak kadar vatan sevdalısıdır, Namık Kemal. Yaşamının ereği vatana hizmet olan bu şairin gözünde vatandan gayrı düşünceye mahal yoktur. Mezar taşına dahi şu şiirini yazdırmıştır:

Ölürsem görmeden millete ümit ettiğim feyzi

Yazılsın sengikabrime vatan mahzun ben mahzun

Millî Şair Mehmet Emin Yurdakul, Türk- Yunan Savaşı sırasında yazdığı “Anadolu’dan Bir Ses Yahut Cenge Giderken” şiirinde Türk milletinin vatan uğrunda yapacaklarını şöyle dile getiriyor: Tanrı’m şahit duracağım sözümde / Milletimin sevgileri özümde / Vatanımdan başka şey yok gözümde/ Yâr yatağın düşman almaz giderim.

Mithat Cemal Kuntay ise: Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. / Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Diyerek vatan kavramını izah ederken mısraların şahikasını söylemiştir.

Mehmet Akif Ersoy, vatana sahip çıkmanın ehemmiyetini: Sahipsiz olan vatanın batması haktır./ Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır. Diyerek millet olma ruhunun ve sorumluluğunun nüvesini bizlere hatırlatmaktadır.

Peygamberimiz’in (SAV): Vatan sevgisi imandandır, hadisi de millet olarak şiarımız olmalıdır.

Vatanını kaybetmiş bir millet, her şeyini kaybetmiştir. Para, şan, şöhret gibi kavramlar vatan olmadan bir anlam ifade etmez. Küreselleşmenin safsatalarından biri de vatan kavramını müptezel hale getirmektir. Küresel güçler, küreselleşme adı altında ulus devletlerin gücünü kırma ve zayıflatma gayesi taşımaktadırlar. Bundan mütevellit bu desiseye karşı Türk milleti uyanık olmalıdır.

Türk Milletinin kalbinde vatan sevgisi, her daim var olmuştur; bundan sonra da kalbinin derinliklerinde mahfuz bir şekilde yaşamaya devam edecektir.

QOSHE - Vatan - Mustafa Yıldırım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Vatan

10 0
21.11.2023

Vatan mefhumunun farklı milletlerde farklı telakkileri vardır. Soylu Türk milleti için vatan kutsiyet arz etmektedir. Vatan uğrunda çekilen nice meşakkatler, vatan için feda edilen canlar, vatana verilen ehemmiyetin müşahhas delilleridir.

Tarih boyunca Türkler, üç büyük medeniyetin tesirinde kalmışlardır: İslamiyet Öncesi Türk Medeniyeti, İslami Dönem Türk Medeniyeti ve Batı Etkisinde Gelişen Türk Medeniyeti. Medeniyet değişikliği başta Türk harsında birçok yeniliğe vesile olmuştur. Coğrafya değişimi aynı zamanda yeni kültürel ögelere kapı açmıştır. Türklerin fıtratından gelen kimi nitelikler ise büyük oranda muhafaza edilmiştir. Bunların başında da “vatan sevgisi” gelmektedir. Türkler için vatan, alelade bir toprak parçası değildir; vatan, değerlerin en üstünü olarak addedilir. Vatan kelimesi, Türkler için lalettayin bir kelimeden ziyade deruni manalar içeren bir yapıdır.

Muhtelif milletlere baktığımızda vatan kavramının onlar için de önemli olduğunu görebilmekteyiz. Tarih sahnesinde birçok savaşın vatan için yapıldığı aşikârdır. Lakin Türkler kadar vatan temasını içselleştiren, vatana canını feda etmekten çekinmeyen, vatan temasını her şeyden âlâ gören bir millete rastlamak pek de mümkün değildir.

Kadim Türk tarihinin her sahnesinde vatanı için hizmet eden kahramanların mühürleri vardır. Kağanların ve hükümdarların birincil vazifeleri, vatanı gönençli hale getirmek ve........

© Fırat Gazetesi


Get it on Google Play