“Rüyalar illüstrasyonlardır, ruhunuzun sizinle ilgili yazdığı kitaptandır. “

Marsha Norman

Bu hafta rüyalarımız üzerine yazmak istedim. Neden rüya görürüz? Rüyalarımızın beynimizdeki etkileri neler? Rüyalarımızın arkasında yatan gizli anlamlar var mı? Modern bilim rüyalarımız için nasıl bir açıklama getiriyor?

Bu tarz sorulara cevap arayarak rüyanın tarihine de bakmak gerektiğine inanıyorum.

Hayatımızın ortalama beş yılını rüya görerek geçirdiğimizi biliyor muydunuz? Önemli bir süreyi geçirdiğimiz rüyalara tarihte de çok farklı anlamlar yüklendiğini görüyoruz. Sümerler, rüyaları tanrılarla iletişim aracı olarak görürmüş. Krallar karar alırken rüyaların yorumlanmasını göz önünde bulundururmuş. Hatta krallar rüya tabirlerini bal mumundan tabletlere yazdırırlarmış.

Antik Mısırlılar ise rüyaları birer kehanet, bazı durumları öğrenme aracı olarak görürlermiş. Firavunlar rüya tabirlerine göre yönetimlerini şekillendirirlermiş. Bu durum bize insanlık tarihi boyunca rüyaların hep ilgi odağı ve mantık unsuru olduğunu göstermiştir.

Bilim insanları geçmiş dönemlerde rüyaların kişiye özgü olduğunu, bu nedenle detaylı inceleme yapılamayacağını savunmuştur.

Freud’un 1899’da yayınlanan, “Düşlerin Yorumu” kitabı oldukça ses getirmiştir.

Freud’a göre rüyalar, gündüzleri bastırdığımız, toplum tarafından kabul edilmeyen, utanç verici ve rahatsız edici isteklerin birer ifadesi. Yani rüyalar için bilinç dışına açılan kapılardır, demiş. Bu noktada Lao Tzu’nun şu sözlerini anımsıyorum.

“Rüyalarınızı neyle suladığınıza dikkat edin. Onları endişe ve korku ile sularsanız, hayallerinizdeki hayatı boğan otları üreteceksiniz. Onları iyimserlik ve çözümlerle sulayın, başarıyı geliştireceksiniz. Bir problemi başarı için bir fırsata dönüştürmenin yollarını daima arayınız. Her zaman hayalinizi büyütmenin yollarını arayın.”

Modern bilim ise rüyalar için farklı bir bakış açısı geliştirmiştir. Modern bilime göre uykunun en önemli işlevi, bakım ve onarım yapmaktır. Uyku esnasında beynimiz, uyanıkken yaşadığımız bilgileri, deneyimleri işliyor, sıralıyor ve saklamak için çalışmaya devam ediyor. Uyku için beynin kendini temizleme ve onarma sistemi de denebilir. Neler hafızada depolanacak, neler atılacak çalışmaya devam edip durur. İşte bu işlemler esnasında Ram denilen aşamada rüyalarımızı görürüz. Ram’e paradoksal uykuda deniyor. Yani beden felç durumda fakat beyin aktivitemiz, kalp atışımız, solunum hızımız ve gözlerimiz çok hızlı hareket eder. Beynin korteks alanları çok hızlı çalışır.

Örneğin; rüyada kendimizi koşarken görüyorken, beynin ilgili korteks alanı, normal günlük koşu esnasında da aynı aktivasyonda işlev görüyor. Yani zihnimiz rüya esnasında da gerçekten koştuğunu düşünüyor.

Günlük rutinde çok tekrar eden davranışlarımızda, rüyalarımıza girebiliyor. Zihin bazı işlevlerin çok tekrar etmesinden ötürü otomatikleşiyor ve zihin RAM uykusundayken aynı davranışın tekrar etme olasılığı artıyor.

Aslında rüyalarımız için zihnimizin bir nevi temizleme robotu da diyebiliriz. Hani söylene gelen o cümle vardır ya; “Zaman her şeyin ilacı.” Oradaki ilaç olan zaman, hafızanın artık taşıma kapasitesi için sınırları zorlandığında, bazı durumları uzun süreli hafızaya atıp bazılarını silmesi işlevidir. Bunu da çoğunlukla rüyalar aracılığıyla yapıyor, diyebiliriz.

Rüyalar için söylenecek çok fazla şey var. O kadar derya deniz bir konu ki, gizemi tam anlamıyla da çözülmüş sayılmaz. Çünkü her birey tek ve biricik, rüyalarda o kişinin kimliği denebilir. Henry David Thoreau der ki; “Rüyalarımız karakterimizin mihenk taşlarıdır.”

O halde sevgili okur, kalbini rüyalara açık tut. Bir rüya olduğu sürece umut vardır ve umut olduğu sürece de yaşama sevinci vardır.

QOSHE - Rüyaların Gizemi - Ayşe Hopal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Rüyaların Gizemi

25 0
01.05.2024

“Rüyalar illüstrasyonlardır, ruhunuzun sizinle ilgili yazdığı kitaptandır. “

Marsha Norman

Bu hafta rüyalarımız üzerine yazmak istedim. Neden rüya görürüz? Rüyalarımızın beynimizdeki etkileri neler? Rüyalarımızın arkasında yatan gizli anlamlar var mı? Modern bilim rüyalarımız için nasıl bir açıklama getiriyor?

Bu tarz sorulara cevap arayarak rüyanın tarihine de bakmak gerektiğine inanıyorum.

Hayatımızın ortalama beş yılını rüya görerek geçirdiğimizi biliyor muydunuz? Önemli bir süreyi geçirdiğimiz rüyalara tarihte de çok farklı anlamlar yüklendiğini görüyoruz. Sümerler, rüyaları tanrılarla iletişim aracı olarak görürmüş. Krallar karar alırken rüyaların yorumlanmasını göz önünde bulundururmuş. Hatta krallar rüya tabirlerini bal mumundan tabletlere yazdırırlarmış.

Antik Mısırlılar ise rüyaları birer kehanet, bazı durumları öğrenme aracı olarak görürlermiş. Firavunlar rüya tabirlerine göre yönetimlerini şekillendirirlermiş. Bu durum bize insanlık tarihi boyunca rüyaların hep ilgi odağı ve mantık unsuru olduğunu göstermiştir.

Bilim insanları geçmiş dönemlerde rüyaların kişiye özgü olduğunu, bu nedenle detaylı inceleme yapılamayacağını savunmuştur.

Freud’un 1899’da yayınlanan, “Düşlerin........

© Fırat Gazetesi


Get it on Google Play