“İnsan, gündelik başarı hissi tatmin edilmesi gereken bir varlık.”
Doğan Cüceloğlu
Geçtiğimiz hafta beynimize zarar veren, ruh dünyamıza iyi gelmeyen bazı alışkanlıklarımızdan bahsetmiştim. Bu hafta da yine bazı alışkanlıklarımıza değinmek istedim.
Hepimizin zaman zaman maruz kaldığı, günümüzün yaygın sorunu;
Sosyal İzolasyon!
Sosyal izolasyon dediğimiz şey aslında yalnızlık. Bazen insanlardan uzaklaşmak ruh dünyamıza iyi gelebilir. Burada bilinçli ve seçilmiş bir yalnızlıktan bahsetmiyorum elbette. Farkında olmadan yaşanılan, kandırılmış bir yalnızlık, beynimize ciddi zararlar verebilir. Sosyal medyada vakit geçirip, insanların fotoğraflarına bakarak sosyalleştiğini düşünen ve gerçek yaşamdan uzaklaşan insan sayısı hiç az değil. Bu tarz bir sosyal izolasyon beyinde ciddi sorunlara neden olabilir. Aslında insanlarla günlük on dakika bile samimi bir sohbet ve muhabbet kurmak beynimize çok iyi gelebilir. İnsanlarla etkileşim halinde olmak, gündelik yaşantımıza ciddi faydaları olan, çoğunlukla göz ardı ettiğimiz bir durumdur.
Beynimize zarar veren, bir diğer alışkanlığımız;
Ekranda uzun süre vakit geçirmek!
Bu alışkanlığımız bir önceki ile birebir bağlantılı aslında, çünkü bu alışkanlıkta beraberinde yalnızlaşmayı getiriyor. Telefonlarımızdan ekranda geçirdiğimiz vakti kontrol edecek olursak durumun vehameti ortaya çıkıyor. Ekranda geçirdiğimiz vakti kontrol altına almak için bazı önlemler alabiliriz. Bu bağımlılık hali beynimize ve hatta psikolojimize oldukça zarar veren bir durumdur. Özellikle uyanır uyanmaz beynimizi ekrana maruz bırakmamın da ciddi zararları olduğu yapılan araştırmalarla kanıtlanmış.
Bunların da ötesinde sürekli kötü haberlerle ruh dünyamızı muhatap bırakmakta beynimiz için ciddi bir tehdit unsuru. Okuduğum bir kitapta şöyle bir ifadeye yer verilmişti.
“Peş peşe gerçekleştirilecek birer saatlik televizyon ve sosyal medya takibi, akıl sahibi bir insanı, istikbal hakkında derin bir karamsarlığa düşürmeye kolaylıkla yeter de artar.”
Sağlığımız için de ciddi endişe vericidir. Göz yorgunluğu, uykusuzluk, migren, stres, depresif ruh hali, dikkat eksikliği gibi göz ardı ettiğimiz durumları tetikleyebilir. Yapılan araştırmalar tüm bunlarla beraber bu tarz haberlere maruz kalmak düşünce sistemimizin de oldukça kötü etkilendiğini ortaya koyuyor.
Ve geçmişten günümüze insanları esiri altına alan ciddi bir bağımlılık olan;
Sigara İçmek!
Bu alışkanlığın ne kadar yaygın ve kötü olduğunu bilmeyen yok elbette fakat ben yine de değinmek istedim. Genel sağlığımızı kötü etkilediği aşikar olan sigara içme alışkanlığının beyin sağlığımıza olan etkisine bakacak olursak; yapılan bir araştırmaya göre sigara, beyin de dahil tüm vücutta kan dolaşımını bozarak demans (Alzheimer) gelişme riskini arttırıyor. Aynı zamanda sigara içmenin kalp damar hastalıkları ve diyabet gibi hastalıkların görülme riskini arttırarak da dolaylı yoldan demans (Alzheimer) gelişimine neden olabileceği artık kanıtlanmış durumda. Ciddi bir bağımlılık olan bu alışkanlığın bırakılması oldukça zor elbette.
James Clear, “Atomik Alışkanlıklar” isimli kitabında şöyle söyler;
“Kötü bir alışkanlıktan kurtulmanın en iyi yolu onu gerçekleştirmeyi güçleştirmektir.”
Ve son olarak beynimize zarar veren bir diğer alışkanlığımız;
Kronik Stres!
Stres bizi yavaş yavaş, içten içe eriten ve pek de farkında olmadığımız bir alışkanlıktır. Stres, beyin hücrelerimizi öldürerek hafızamızı ve öğrenme yetimizi ele geçirir. Gündelik yaşamda strese çok fazla maruz kaldığımız alanlar var. Dış etkenleri değiştirmemiz elbette mümkün değil, bu sebeple kendi iç dünyamıza dönmeliyiz. Kendi içimize döndüğümüzde de en başta her şeyin istediğimiz gibi gitmeyeceğini kendimize kabul ettirmemiz gerekir. Bazen olaylar ve durumlar raydan çıkabilir, kontrolümüz dışında gerçekleşen durumları da en az olumlular gibi kabullenip zamanla geçeceğine inanmak önemli. Çevremize de kendimize de o esnekliği tanımamız gerektiğine inanıyorum. Öyle ya her şeyin en iyisini biz bilemeyiz. Farklı bakış açılarına da fırsat tanıyıp egomuzdan sıyrılmayı öğrenmeliyiz.
Yine “Atomik Alışkanlıklar” kitabından bir alıntıyla yazımı sonlandırmak isterim.
“Yeni bir alışkanlık inşa etmenin en iyi yollarından biri, her gün tekrarladığınız bir alışkanlığı teşhis edip yeni alışkanlığınızı en üste istiflemektir.”
Güzel alışkanlıklar edinip kötülerinden arınabilmek dileğiyle…

QOSHE - Alışkanlıklarımız -2 - Ayşe Hopal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Alışkanlıklarımız -2

26 0
27.12.2023

“İnsan, gündelik başarı hissi tatmin edilmesi gereken bir varlık.”
Doğan Cüceloğlu
Geçtiğimiz hafta beynimize zarar veren, ruh dünyamıza iyi gelmeyen bazı alışkanlıklarımızdan bahsetmiştim. Bu hafta da yine bazı alışkanlıklarımıza değinmek istedim.
Hepimizin zaman zaman maruz kaldığı, günümüzün yaygın sorunu;
Sosyal İzolasyon!
Sosyal izolasyon dediğimiz şey aslında yalnızlık. Bazen insanlardan uzaklaşmak ruh dünyamıza iyi gelebilir. Burada bilinçli ve seçilmiş bir yalnızlıktan bahsetmiyorum elbette. Farkında olmadan yaşanılan, kandırılmış bir yalnızlık, beynimize ciddi zararlar verebilir. Sosyal medyada vakit geçirip, insanların fotoğraflarına bakarak sosyalleştiğini düşünen ve gerçek yaşamdan uzaklaşan insan sayısı hiç az değil. Bu tarz bir sosyal izolasyon beyinde ciddi sorunlara neden olabilir. Aslında insanlarla günlük on dakika bile samimi bir sohbet ve muhabbet kurmak beynimize çok iyi gelebilir. İnsanlarla etkileşim halinde olmak, gündelik yaşantımıza ciddi faydaları olan, çoğunlukla göz ardı ettiğimiz bir durumdur.
Beynimize zarar veren, bir diğer alışkanlığımız;
Ekranda uzun süre vakit geçirmek!
Bu alışkanlığımız bir önceki ile birebir bağlantılı aslında, çünkü bu alışkanlıkta beraberinde yalnızlaşmayı getiriyor. Telefonlarımızdan ekranda geçirdiğimiz vakti kontrol edecek olursak durumun vehameti ortaya çıkıyor. Ekranda geçirdiğimiz vakti kontrol altına almak için bazı önlemler alabiliriz. Bu bağımlılık hali beynimize ve hatta........

© Fırat Gazetesi


Get it on Google Play