Siyaset, temel düzlemde yöneten-yönetilen ilişkisi olarak ele alındığında Anadolu toprakları için dikkat çeken en temel husus, bu ikisi arasındaki ilişkinin tarihsel anlamda bir kopukluk üzerine oturduğudur.

Altı çizilen kopukluğun daraltılması Osmanlı yenileşmesi içerisinde başlamış fakat istenilen düzeyde gerçekleşmemişti.

Kurulan yeni rejimin iddiası, yönetme işinin halka devredilmesiydi ama siyaset geniş kitlelerin uzağında sınırlı bir elit arasında cereyan etti.

Çeperdeki geniş kitlelerin siyasete dahli bir hayli güç ve geç oldu. Çok partili hayata geçme aşamasında Anadolu’nun ücra bir köşesinde, yurttaşlara bundan sonra ülkenin verecekleri reyler aracılığıyla yönetileceği söylendiğinde korku ve endişe ile “Ankara’yı biz yöneteceksek vay güzel ülkemin haline” dedikleri rivayet edilir.

Demokrat Parti (DP) ile başlayan süreç, toplumun özgüven kazanması bakımından tarihsel bir kırılmaya işaret eder. Buna karşın DP iktidarının ve elitlerinin büyük oranda rejim içerisinde neşet etmesi, ideolojik olarak benzer bir çerçeveye oturması kitleler nezdinde gözden kaçmadı.

Merkezin bir adım ötesinde, geleneksel değerlere atıf yapmak suretiyle toplum ile rabıta kurmak, piyasa ilişkilerini çalıştırmak suretiyle “merkez-sağ” unvanını edinecek olan bu çizgi, devletin resmî siyasetini sürdürme noktasında tereddüt etmedi.

Merkez-sağ kadar milliyetçi siyasetin de Türk politik hayatında benzer bir paradoksu taşıdığı ve bu bagaj etrafında siyasi mücadelesini sürdürdüğü ifade edilebilir.

Türkiye politikasında sistemin temel kabulleri karşısında tutum alan buna rağmen belli bir kesimin nezdinde ikna edici bir başarı gösteren en dikkat çekici siyasi oluşum, İslâmcı çizginin temsilcisi olan Millî Görüş hareketi oldu.

Millî Görüş, lideri Necmettin Erbakan ve yetiştirdiği öğrencileri ile ön plana çıkan bir oluşumdu. Erbakan ile Millî Görüş hareketi o kadar özdeşlemişti ki politik hareket kamuoyunda “Erbakancılık” olarak addedilmişti.

QOSHE - Necmettin Erbakan: Farkı, söylemleri, mirası - Ömer Baykal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Necmettin Erbakan: Farkı, söylemleri, mirası

9 1
27.02.2024

Siyaset, temel düzlemde yöneten-yönetilen ilişkisi olarak ele alındığında Anadolu toprakları için dikkat çeken en temel husus, bu ikisi arasındaki ilişkinin tarihsel anlamda bir kopukluk üzerine oturduğudur.

Altı çizilen kopukluğun daraltılması Osmanlı yenileşmesi içerisinde başlamış fakat istenilen düzeyde gerçekleşmemişti.

Kurulan yeni rejimin iddiası, yönetme işinin halka devredilmesiydi ama siyaset geniş kitlelerin uzağında sınırlı bir elit arasında cereyan etti.

Çeperdeki geniş kitlelerin siyasete dahli bir hayli güç ve geç oldu. Çok partili hayata geçme aşamasında Anadolu’nun ücra bir köşesinde, yurttaşlara bundan sonra ülkenin........

© Fikir Turu


Get it on Google Play