Olanı biteni anlamak-3: Erdoğan’ın iktidara mecburiyeti ve reistokrasi
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin bir yönetim sistemi tartışmasından değil, Erdoğan’ın azalan gücünün, otoritesinin bir şekilde tahkimi, onarılması, tamir edilmesi ihtiyacından doğdu.. Onu bir bozuluş haline getiren temel faktörlerden biri de ne yazık ki budur.
Anayasa değişiklikleri üzerinden Türkiye’deki siyasal değişim ve dönüşüm okunabilir mi ya da tersinden düşünürsek siyasal değişim ve dönüşümlerin anayasa değişikliklerine ne kadar yansıdıkları üzerine çalışılabilir mi?
Lafı dolandırmaya ne gerek var: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi (CBHS) hiçbir şekilde bir başkanlık sistemi değil, bozulmuş bir parlamenter sistem; parlamenter sistemin-cabinet sisteminin- bir kabile sistemine zümre, oymak sistemine doğru bir (geçiş dense yanlış olur) bozuluşu, bir ekşiyişi, bir çürümesidir. CBHS, Türkiye’nin bir yönetim sistemi tartışmasından değil, Erdoğan’ın azalan gücünün, otoritesinin bir şekilde tahkimi, onarılması, tamir edilmesi ihtiyacından doğmuştur. Onu bir bozuluş haline getiren temel faktörlerden biri de ne yazık ki budur.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sitemi’ni konuşmak için üç katman: Magma-zemin-sahne
Türkiye siyasetinde CBHS tartışmaları ne 2017’de Erdoğan’la başladı ne de bu tartışmalar sadece bir hükümet sistemleri tartışması olarak kaldı. CBHS’yi -tam da bir neolojizm olarak- bir milli şef replikası -reistokrasi- olarak tarif etmek mümkündür diye düşünüyorum ancak yine de hatırlatmak gerekiyor ki Erken Cumhuriyet Dönemi bir başkanlık sistemi değildi; bugünkü CBHS de bir konvansiyon sistemi. Oysa Erken Cumhuriyet Dönemi’nin TBMM’sinin ülke siyasetinin belirlenmesi ve tartışılması hususlarında bugünün TBMM’sinden fersah fersah ileride olduğu su götürmez; Erken Cumhuriyet Dönemi’nde de-bugünkü gibi- cumhurbaşkanlığı ve parti başkanlığı şapkalarının........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Rachel Marsden
Daniel Orenstein
John Nosta