‘Gurban’ üzerinden devlet-sermaye ve medya ilişkileri
Duruşma tutanağını haberleştirdiği için hukuksuzca 10 gün tutuklu kalan gazeteci Furkan Karabay’ın cezaevinden çıkışı ilk kitabının yayınına rastladı. Azeri iş insanı Mübariz Mansimov’un yükseliş ve düşüşünü anlatan kitap bir polisiye gibi okuyucuyu sürüklüyor. İyi çalışılmış, iyi yazılmış. En çok da gazetecinin kendisini özellikle son bölümde şeffaf biçimde ortaya koymasını, konusunun kendisine hissettirdiklerini dürüstçe aktarmasını sevdim. Bu tür gazetecilik çalışmalarında genellikle yazar ya kendisini gizler, yokmuş gibi davranır böylece daha objektif görüneceğini düşünür ya da konusunda geçenlerden, ilişkilerden öylesine nefret ediyordur ki handiyse her cümlesinde okuyucunun da kendisine katılmasını hedefler. Karabay’ın şeffaflığı okuyucu olarak bana konuya hâkim olduğu ve gazetecilik ilkelerine bağlı kaldığına dair güven verdi.
Mansimov Kızıl Ordu'da görev yapmış bir Azeri, SSCB dağıldıktan sonra devlet şirketinde armatör olmuş ve sonra Palmali Grup'u kurmuş. Erdoğan’la Mansimov ilişkisi 1998’de başlıyor. Erdoğan Mansimov’a 2006’da vatandaşlık vermiş, adı Mübariz Gurbanoglu olmuş. Bu ilişkinin amiral gemisi Agdash adlı bir tanker, vergi cenneti Malta’ya kayıtlı. Erdoğan ve AKP’si 2007’de kapatma davası ve e-muhtırayı savuşturduktan sonra Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan, oğlu Burak Erdoğan ve eniştesi (15 Temmuz’u haber veren) Ziya İlgen adlarından mütevellit Bumerz diye bir şirket kurup Agdash’ı kiralıyorlar. Mansimov Agdash için Parex adlı bir bankadan 25 milyon dolar kredi alıyor, fakat kredi anlaşmasına imza atan Mansimov değil, o arada de devreye Erdoğan’a yakın Sıtkı Ayan giriyor. Kısaca krediyi Mansimov ödüyor, Erdoğan ailesi “gemicikler”le haber oluyor, Mansimov Türkiye’de Rus ve Azerbaycan sermayesine yaslanarak büyüyor. Bu sermayenin en büyük ayağı SOCAR. Türkiye ve Azerbaycan ilişkileri yakınlaştıkça Mansimov’a ihtiyaç kalmıyor, ardından Mehmet Ağar, Korkut Eken, Engin Alan’ın yer aldığı o fotoğrafla hatırladığımız Yalıkavak Marina’ya çöküş hikayesi başlıyor. Mensimov’un hikayesi AKP döneminde sermaye ilişkilerinin nasıl kurulduğu ve icap ettiğinde nasıl yok edildiğine dair çok çarpıcı bir örnek. İşin tabi bir de medya ayağı var. Karabay’ın kitabında çok ayrıntılı değinilmemiş ama hatırlamakta fayda var. Mansimov Türkiye’de medyaya radyo satın alarak giriyor. Neden sorusu akla gelebilir. 2007 medyaya yabancı yatırımcıların ilgisinin olduğu, dahası TMSF elindeki........
© Evrensel
visit website