Irak dönüşü Cumhurbaşkanı uçakta açıklayınca, 23 Nisan özel oturumunda Meclis başkanı Meclis kürsüsünden, yandaş gazeteci bozuntuları köşelerinden, trolcü tayfa “X”ten hep beraber bağırmaya başladılar; “Yeni Anayasaaaaaaa”.

Efendim neymiş, yenilikçi ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyaç varmış.

Gülsek mi, ağlasak mı bilemedim.

Ne yani, Anayasa Mahkemesinin bile hak ihlali kararı vermesine rağmen Milletvekili Can Atalay’ın hapiste tutulmasının sebebi bu günkü anayasa mı? Yoksa, “Özgürlükçü” tepelerden gelen “Tutun içeride” telkinleri mi? Tepelerdeki kafalar anayasa özgürlükçü olmadığı için mi ses çıkarana çullanıyorlar?

Şimdiki Anayasaya’da, “Gösteri ve yürüyüş yapmak yasaktır, 3 kişi bir araya gelirse tutuklanır” yazıyor da polis, jandarma Akbelen köylüsünü bu nedenle mi tepeliyor, yerlerde sürüklüyor?

Şimdiki Anayasa’da yazmıyor mu “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” diye.

Uyan, uygulayan var mı?

“Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz” maddesi yeterli gelmiyor mu işkenceyi önlemeye.

Peki, “Herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir” demiyor mu bu Anayasa. 1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nı kamu güvenliğini bahane edip işçiye yasaklayan iktidar aynı meydanı yılbaşı kutlamalarına, futbol takımı gösterilerine, kermeslere açınca kamu güvenliği sorun olmuyor mu?

Anayasayı değiştirince “Kapatın bu Anayasa Mahkemesini” diye bağıran veya “Anayasayı bir kez delmekle bir şey olmaz” diyen akıl(?) değişecek mi?

Şimdiki Anayasa’ya,

“Seçimler YÜZ yılda bir yapılır ve mevcut iktidar ilk seçime kadar görevini sürdürür. Emri hak vaki olursa devlet vasiyetle atanacak kayyumla yönetilir” maddesi eklense de muhteremlerin anayasa takıntısı sorunu çözülüverse.