menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Reel sektörün borazanı mıyız?

35 0
21.11.2025

1981 yılı yaz ayları… 1 Mart 1981’de ekonomi gazetesine dönüşen Dünya’da (o dönemde Hürriyet Gazetesi bünyesindeydi) muhabir olarak çalışıyorum.

O günlerde satışı 1000 adeti ancak bulan Dünya’nın ekonomi gazetesine dönüşmüş halini iş dünyasına tanıtabilmek için düzenlenen her etkinliğe katılıyor, gazetemizi anlatmaya gayret ediyorduk.

İhracatçılara hizmet için devreye giren OTİM’in açılışında dönemin Tofaş Genel Müdür Yardımcısı Erdoğan Karakoyunlu ile karşılaştık.

Karakoyunlu ile 1979 yılında ANKA Ajansı’nda kadrosuz muhabir olarak çalıştığım günlerde ilk röportajımı yapmıştım. “Haber kaynağı-muhabir diyaloğu”muz o tarihten itibaren başlamıştı.

Karakoyunlu’ya Dünya Gazetesi’ni anlattım, nazikçe içerikle ilgili tavsiyede bulundu:

- “Sahibinin sesi” gibi olmamaya gayret edin. Yani, sadece bizim görüşlerimizi alıp, bize okutmayın. Bize ekonomi ile ilgili bilgi, yön verecek içerik oluşturun.

12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden bir yıl geçmeden, darbenin basın-yayın hayatı üzerindeki baskısı tüm şiddetiyle sürerken gazetecilik yapmak hiç de kolay değildi. Darbeyle birlikte siyasi partiler, dernekler kapatılmış, sendikaların faaliyetleri askıya alınmış, parmakla sayılabilecek düzeyde iş dünyası örgütünün faaliyetine izin verilmişti.

Yani, TÜSİAD, TOBB, İstanbul Sanayi Odası, İstanbul Ticaret Odası gibi iş dünyası örgütleri, Prof. Erdoğan Alkin, Prof. Nusret Ekin, Prof. Yüksel Ülken, Prof. Akın İlkin, Prof. Demir Demirgil, Prof. Gülten Kazgan, Prof. Haydar Kazgan, Prof. Emre Gönensay gibi hocalarımız dışında ekonomi haberciliği için başvuracak haber kaynağı kalmamıştı.

O yıl 6 ay kadar çalıştıktan sonra Dünya’dan ayrıldım. Hürriyet’ten ayrılan Nezih Demirkent, 1981 yılı sonbaharında Dünya Gazetesi’nin sahibi oldu. Nezih Bey, gazeteyi KOBİ’leri, Anadolu’daki şirketleri, iş dünyasını........

© Ekonomim