“Ve Allah Kadını Yarattı” filminin “giyinik repliklerini” biliyor musunuz?
"Ve Allah Kadını Yarattı” filmi 1956 yılında gösterime girdi.
Yani 70 yıl önce…
1958’de Türkiye’de gösterime girdiğinde, İzmir’in Kahramanlar Mahallesi’nde yaşayan 11 yaşında bir çocuktum.
Filmin adını ilk defa evimize gelen Hürriyet gazetesinde okumuştum.
Çok konuşuldu o filmin çıplak sahneleri.
Uzun yıllar BB’den bize hep cüretkâr fotoğraflar kaldı.
Onu hep çıplaklığı ile hatırladık.
ŞİMDİ GERİYE BAKTIĞIMDA GÖRDÜĞÜM İLK FOTOĞRAF SARAY KAPISINDAKİ BU KAREYDİ
Oysa bugün baktığımda ise ondan bana kalan ilk fotoğraf 1967 yılına, yani “Ve Allah Kadını Yarattı” filminden 11 yıl sonrasına ait.
O 11 yıl çok şeyi değiştirmişti.
Artık Brigitte Bardot değil, bütün dünyanın gözünde “BB”ydi…
İnsan dilleri tarihinde yan yana başka hiç iki büyük harf herkese aynı şeyi ifade edebilmişti.
İşte o BB, Fransa Cumhurbaşkanlarının tarihi Élysée Sarayı’na giriyor.
Hem de Charles de Gaulle’ün, Fransa’nın kurtarıcı liderinin davetine gidiyordu.
HERKESİN HANGİ DIOR, HANGİ CHANEL TUVALETİ GİYECEK DEDİĞİ GECE
Fransa modanın, Élysée Sarayı ise Fransa devlet protokolünün beşiği…
Sarayın resmî “dress code”u kesin.
Herkes BB’nin o davete hangi Dior tuvaletle, hangi Chanel uzun etekle geleceğini tahmin etmeye çalışıyor.
Ne görüyoruz…
Üzerinde bir pantolon…
Ve askerî bir ceket…
Fransız devlet tarihinde bir kadın ilk defa resmiyetin demir kanununu kırmıştır.
Daha o gece bütün Fransa bu cüreti konuşmaktadır.
Benim aklımda kalan en güçlü Brigitte Bardot fotoğrafıdır bu…
Bu fotoğraf iki yıl sonra, 1969’da, onu Fransız Cumhuriyeti’nin hayalî sembolü olan “Marianne”ın somut yüzü hâline getirecekti.
Artık Fransa’yı o temsil ediyordu.
Tıpkı de Gaulle’ün Sartre için söylediği söz gibi…
“BB Fransa’dır…”
O FOTOĞRAFI GÖRÜNCE GERİYE DÖNÜP FİLMİN REPLİKLERİNE BAKTIM
O fotoğrafın yayımlandığı yıl, Basın Yayın Yüksek Okulu’nun ikinci sınıfında, genç bir iletişim öğrencisiydim.
Bu fotoğrafı gördükten sonra geriye dönüp “Ve Allah Kadını Yarattı” filminin repliklerini Élysée Sarayı’nın kapısındaki bu kadının gözüyle bir kere daha okudum.
Sahne sahne böldüm.
Her bir repliği o günün gözüyle yeniden görmeye çalıştım.
Ve yıllar sonra dün…
Bir defa daha baktım o filmin repliklerine…
Geç de olsa ne kadar çok görmediğim şeyi gördüm o filmde…
YALINAYAK DANS EDERKEN SÖYLEDİĞİ ŞU SÖZLER MESALA
(*) Dans Sahnesi (Saint-Tropez / Plak Çalan Ev)
Filmin en provokatif sahnelerinden biri.
Juliette yalınayak dans etmektedir.
Hemen hiç diyalog yoktur.
Sadece şunu işitiriz:
“Dans ediyorum çünkü içimden geliyor.”
“Kimseye hesap vermek zorunda değilim.”
SEVİLMEK İSTİYORUM, SAHİPLENİLMEK DEĞİL
(*) Eric ile Sahil Sahnesi:
Juliette, arzuyla masumiyet arasında gidip gelirken konuşur:
“Neden beni olduğum gibi kabul etmiyorsun?”
“Sevilmek istiyorum ama sahiplenilmek değil.”
AŞK BU MU, YOKSA BİR KORKU MU
(*) Antoine ile Evlilik Öncesi:
Şu replik, toplumsal ahlâk ve bireysel özgürlük çatışmasını
çok güzel........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar