Terör rejimi sık sık aynı ifadeyi kullanıyor: Ya Hamas bizi bitirecek, ya biz Hamas’ı.
Allah muhafaza ikinci ihtimal gerçekleşirse ne olur?
Efendimiz(sav)’in Bedir'de yaptığı duayı hatırlayalım: "Allah'ım! Bu bir avuç mücâhidi helâk edersen, artık sana yeryüzünde ibâdet edecek kimse kalmaz!"
Peki Resulullah(sav) bu duayı yaptığında bir kısım sahabiler Habeşistan’da değil miydi? Evet. Habeş kralı Necaşi iman etmiş değil miydi? Evet. Yine Mekke’de hicret etmemiş müslümanlar var mıydı? Evet. Ayrıca Medine’de bu savaşa katılmamış nice sahabi bulunmuyor muydu? Evet. Hem Allah’ın dilemesi ile niceleri hidayete gelemez miydi? Evet.
O halde yukardaki duanın hikmeti ne idi?
Elbette cevap basit: Bedir ve kahramanları dinin merkezinde yer alıyorlardı. Merkez çöktüğünde uzaktakilerin ayakta durmasından söz edilemezdi. İbadet için gerekli olan ruhi dinamizm ve moral rezervi de haklılığın ve samimiyetin takdir edilmesine muhtaçtı.
Etrafı mübarek kılınan Mescid-i Aksa’nın merkeziliği bugün herhalde çok daha iyi anlaşılmıştır. “Kudüs’e hakim olanın dünyaya da hakim olacağı” düsturunun öyle basit bir öngörü olmadığını da şu anda idrak etmeyen kalmamıştır.
Elli yıl önceki sözünü tekrar eden Biden, katliamın başında ziyaret ettiği terör rejimi için ne demişti: “Bir İsrail olmasaydı, bir tane icat etmek zorunda kalırdık.” Diğer anglosakson ülkeleri de bizim henüz çoğu yönünü kavrayamadığımız biçimde, batıyı bugünkü haliyle ayakta tutan nesnenin bu terör rejimi olduğunu itiraf ediyorlar.
Ve herkesin malumu olduğu üzere şu anda Filistin’deki direniş, sadece siyonist ideolojiyle savaşmıyor. Mevcut küresel sistemin farklı alanlarda ne kadar türevi varsa liberalizm, sekülerizm, makyavelizm, pozitivizm, kapitalizm, ulusçuluk vs hepsiyle savaşmış oluyor.
Direniş tarafında öldürülen yahut esir alınanlar zahiren işgal rejiminin ve müttefiklerinin askerleri. Fakat terör rejiminin askeri kaybı ile şu an tüm dünyaya musallat olan modernite de yara alıyor.
Savaş görünüşte Gazze’de gibi. Lakin arka plana baktığınız zaman bu savaş Londra’da, Nevyork’ta, Paris’te, Berlin’de, Amsterdam’da ve hakeza batının ikonlarının temsil ettiği her zeminde..
İşgal rejimi Felak suresinde okuduğumuz “düğümlere üfleyen” konumundadır. Batı hegemonyası, ağını o düğümlerle ördü. Türkiye’de hakim olan paganist rejim de, işgal rejimi etrafındaki jandarma rejimler de bu düğümlerdendir.
Şimdi Filistin direnişinin bu düğümleri tam merkezden çözme girişimi durdurulamazsa, dünyayı bağladıkları dolarizasyon, kârlı putçuluk, faiz düzeni, silah satışı için gerekli istikrarsızlıklar, güçsüz ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarının sömürülmesi ve BM Güvenlik Konseyi gibi kullanışlı aparatların hepsi çöpe gidecek.
Hamasın kazanıp kaybetme meselesi ise çoktan geçti.
Çünkü Direniş, 7 Ekim’de zaten zaferin en büyüğünü kazandı. Kaldı ki hakikatte Allah yolunda direnen kimse için bir kayıp, sözkonusu değildir. Bu sadece şehadet ve gazilik gibi makamların yüceliği nedeniyle değil, sabır ve kararlılıkla verilen mesajın dünya insanlarına geçmesi nedeniyledir.
Bugün işgal rejimi tüm halklar nezdinde yaptığı soykırımla sadece kendi mağlubiyetini değil iri ortaklarının da hezimetini ispatlarken Hamas’ı ise yalnız kendi topraklarını savunan bir meşru sivil yapı olmaktan çok öteye taşıyarak şu alemde insani değerleri temsil eden cazip bir karaktere dönüştürdü.
Evet şu yer kürede milyarlarca yıllık tecrübe ve birikimle ulaşılmış ortak bir takım evrensel insani değerleri, ne batılı ülkelerin yönetimleri ne de katliama seyirci kalan kimi müslüman(!) devlet yönetimleri değil sadece Hamas ve O’na bir şekilde destek olanlar temsil ediyor.
Batının kiliselerinde, okullarında bundan sonra “doğruluk, şefkat, merhamet, adalet, iyilik” gibi öğütlerde kendileri bile mecburen Hamas’ı, Gazze’yi örnek vermek zorundadırlar. Aksi halde küçücük çocukların bile nasihatçilere sahtekar muamelesi yapacağı eğitim süreçlerinin hiçbir faydası olmayacaktır.
Eğer işgal rejimi Hamas’a karşı başarısız olmaya devam ederse, Mısır, Suud, BAE, Ürdün, Bahreyn gibi ülkelerin kendisine yardım için geleceğinde de şüphe yoktur. Yalnız ABD’nin çaresiz kaldığı bir noktada onların irabta mahalli yoktur.
Şimdi Bedir’deki duayı vird etme vakti:
Allah’ım sen oradaki bir avuç müslümanı helak edersen merkez sarsılır.. Bedir’in Rabbi! Seçtiğin şehidlerin dualarını kabul eyle.. Şeytan ve dostlarını sevindirme. Amin..
Dünya, ahlaki tutarlılık için artık Hamas’a muhtaç
10
1
01.11.2023
Terör rejimi sık sık aynı ifadeyi kullanıyor: Ya Hamas bizi bitirecek, ya biz Hamas’ı.
Allah muhafaza ikinci ihtimal gerçekleşirse ne olur?
Efendimiz(sav)’in Bedir'de yaptığı duayı hatırlayalım: "Allah'ım! Bu bir avuç mücâhidi helâk edersen, artık sana yeryüzünde ibâdet edecek kimse kalmaz!"
Peki Resulullah(sav) bu duayı yaptığında bir kısım sahabiler Habeşistan’da değil miydi? Evet. Habeş kralı Necaşi iman etmiş değil miydi? Evet. Yine Mekke’de hicret etmemiş müslümanlar var mıydı? Evet. Ayrıca Medine’de bu savaşa katılmamış nice sahabi bulunmuyor muydu? Evet. Hem Allah’ın dilemesi ile niceleri hidayete gelemez miydi? Evet.
O halde yukardaki duanın hikmeti ne idi?
Elbette cevap basit: Bedir ve kahramanları dinin merkezinde yer alıyorlardı. Merkez çöktüğünde uzaktakilerin ayakta durmasından söz edilemezdi. İbadet için gerekli olan ruhi dinamizm ve moral rezervi de haklılığın ve samimiyetin takdir edilmesine muhtaçtı.
Etrafı mübarek kılınan Mescid-i Aksa’nın merkeziliği bugün herhalde çok daha iyi anlaşılmıştır. “Kudüs’e hakim olanın dünyaya da hakim olacağı” düsturunun öyle basit bir öngörü olmadığını da şu anda idrak etmeyen kalmamıştır.
Elli yıl önceki sözünü tekrar eden Biden, katliamın başında ziyaret ettiği terör rejimi için ne demişti: “Bir İsrail olmasaydı, bir tane icat etmek zorunda kalırdık.” Diğer anglosakson ülkeleri de bizim henüz çoğu yönünü kavrayamadığımız biçimde, batıyı bugünkü haliyle ayakta tutan nesnenin........
© Doğruhaber
visit website
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Nikkei Editorial
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
