Ümmet olmak, tek, bir ve ortağı olmayan Allah’a, aralarında ayırım gözetmeksizin tüm peygamberlere ve hassaten Hz. Muhammed Mustafa’ya (salallâhu aleyhi ve sellem) inanmak, din olarak İslam’a, kıble olarak Kâbe’ye ve kitap olarak Kur’an’a razı olmaktır. Kendisinden, küfre götürecek bir söz, hal veya davranış sadır olmadığı müddetçe her bir nefer bu ümmetin bir ferdidir.

Kendisinden küfre götürecek bir söz, hal veya davranış sadır olan fert, kimliğinde yüz kere İslam yazsa, her gün yüz kere ben Müslüman’ım dese, tövbe edip dönüş yapmadığı müddetçe ümmetin bir ferdi değildir. Bu hal üzere ölürse ebedi cehennemdedir. Kendisine yapılan, dua ve bağışlanma taleplerinin kendisine bir faydası yoktur.

Kendisinden küfre götüren bir söz, hal ve davranış sadır olmayan kişi ümmetin bir ferdidir. Irkı, dili, rengi, memleketi, cinsiyeti ve mezhebi onu ümmetin ferdi olmaktan çıkarmaz. Bu fert, ümmetin diğer fertlerinin kardeşidir. “Ancak müminler kardeştir” (Hucurât, 49/10) âyetinin kapsamındadır.

Ümmetin her ferdi, “mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66) hadisinin kapsamındadır.

Ümmetin her ferdi, “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir.” (Buhârî, Mezâlim 3; Müslim, Birr 58.) hadisinin kapsamındadır.

Ümmetin fertleri dünyalık ve rehavetin peşine düşmüş, peşine aldanmış bir hal içerisindedir. Bu halden faydalanan emperyalist güçler, önüne aldığı maşa ve piyon Siyonist israili her bir tarafa saldırtmakta, katliamın en alasını ve soykırımın en vahşi olanını işletmektedir. Gönderdikleri her türlü mühimmat, savaş alet edavat ve araçları ve hatta askerlerini siyonistin yardımına göndererek onu desteklemekte ve savaşı sürdürmesini sağlamaktadır. Siyonist onlardan aldığı güçle, Filistin’in her köşesini, Lübnan’ı, Suriye’yi… vurmaktadır. Vahşet, katliam ve soykırım, ümmetin her bir ferdinin gözü önünde işlenmektedir.

Acı ve hazindir ki ümmetin çok büyük çoğunluğu vahşet, katliam ve soykırıma sessizdir. Kör ve sağırları oynamakta, ümmetin bir ferdi ve neferi olduğunu unutmaktadır. Ayrıntılara, teferruatlara takılıp kardeşini zalimin zulmüne teslim etmekte, onu kötüleyip ötekileştirmektedir. Farkında veya farkında olmadan ümmetin yanında yer alacağına emperyalist ve siyonistin yanında yer almaktadır.

Ümmetin her ferdinin kendisine gelmesi için Filistin ve Gazze’de yaşananlar bir sebep ve vesiledir. Bu sebep ve vesile ile öncelikli olarak kalplerde mümine karşı duyulan kin ve adavet tamamen silinecek, ümmet olmanın şuuruna varılacak, kalpler birlikte atacak, yekvücut ve tek yumruk olacak, bir balyoz gibi emperyalistin ve siyonistin kafasına inecek.

Bakın o zaman ümmetin tek bir ferdi zulüm ve haksızlığa uğruyor mu?

Mevla’m bize ümmet şuuru nasip etsin, kalplerimizi Kudüs’te birleştirsin ve kalplerimizin yönünü kendisine çevirsin inşallah.

QOSHE - Ümmet olmak - A. Halim Seçkin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ümmet olmak

9 0
28.12.2023

Ümmet olmak, tek, bir ve ortağı olmayan Allah’a, aralarında ayırım gözetmeksizin tüm peygamberlere ve hassaten Hz. Muhammed Mustafa’ya (salallâhu aleyhi ve sellem) inanmak, din olarak İslam’a, kıble olarak Kâbe’ye ve kitap olarak Kur’an’a razı olmaktır. Kendisinden, küfre götürecek bir söz, hal veya davranış sadır olmadığı müddetçe her bir nefer bu ümmetin bir ferdidir.

Kendisinden küfre götürecek bir söz, hal veya davranış sadır olan fert, kimliğinde yüz kere İslam yazsa, her gün yüz kere ben Müslüman’ım dese, tövbe edip dönüş yapmadığı müddetçe ümmetin bir ferdi değildir. Bu hal üzere ölürse ebedi cehennemdedir. Kendisine yapılan, dua ve bağışlanma taleplerinin kendisine bir faydası yoktur.

Kendisinden küfre götüren bir söz, hal ve davranış sadır olmayan kişi ümmetin bir ferdidir. Irkı, dili, rengi, memleketi, cinsiyeti ve mezhebi onu ümmetin ferdi olmaktan çıkarmaz. Bu fert, ümmetin diğer fertlerinin kardeşidir. “Ancak müminler kardeştir” (Hucurât, 49/10) âyetinin kapsamındadır.

Ümmetin her ferdi, “mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine........

© Doğruhaber


Get it on Google Play