menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Neden normalleşme?

9 8
13.06.2024

İHSAN DAĞI

Uzun yıllar sonra iktidar bloku ile ana muhalefet partisi arasında bir diyalog kuruluyor. Süreci destekleyenler de var eleştirenler de. Eleştiriler daha çok muhalefet blokundan geliyor; yerel seçimleri kazanan CHP’nin AKP’nin oyununa geldiği, AKP’ye güvenilemeyeceği, Erdoğan’ın samimi olmadığı iddia ediliyor.

Peki, ne yapmalı?

Bir sonraki genel seçim 2028’de. Adalet bekleyenler, geçim sıkıntısı çeken emekliler ve asgari ücretliler, mülakat sistemi nedeniyle kamuda iş bulamayanlar, KHK’lılar vs. sorunlarının çözümü için dört yıl daha mı beklesin? Dört yıl sonra sorunların çözümünün garantisi var mı? Toplumun en mağdur kesimlerinin sorunlarını hafifletmek adına iktidar ile muhalefet arasında bir diyalog başlaması değerli değil mi?

Memleketin normalleşmeye ihtiyacı var. Dahası, AKP’nin de CHP’nin de böyle bir süreçten kazançlı çıkması mümkün. Zaten, normalleşme, muhataplardan herhangi birinin ‘aleyhine’ olamaz, olursa yürümez çünkü. Normalleşme bir ‘kazan-kazan’ süreci olmak zorunda.

AKP’nin bir sonraki seçimde iddialı olabilmesinin yolu, ekonomide geniş kesimler için bir iyileşme sağlamasına bağlı. Tek başına kimlik ve güvenlik siyaseti ekonomik krizin derinleştiği ve süreklileştiği bir ortamda seçimi kazanmaya yetmiyor. 31 Mart sonuçları bunu gösterdi.

Üstelik, ekonomik sıkıntılar seçmeni kimlik parantezinde tutmayı zorlaştırıyor.

Ayrıca, CHP’nin son yıllarda kimlik siyasetinin sınırlarını aşan bir dil, söylem ve siyaset benimsemesi, AKP seçmeninin ‘kimlik anksiyetisi’ni hafifletmiş görünüyor. Kültürel-kimliksel bir ‘tehdit’ olarak algılanmayan CHP artık daha ‘oy verilebilir’ bir parti olarak değerlendiriliyor. Böylece, AKP’nin oy alabileceği havuz giderek daralırken rakibinin ulaşabildiği kitle genişliyor. Sonuçta, AKP’nin mevcut seçmenini de kaybetmemesi için ekonomide başarı şart.

Ekonomiyi düzeltmek için AKP’nin 2028’e kadar zamanı var. Rasyonel politikaları sonuç alacak biçimde yürütmek üzere dış politikada dünyayla uyumlu, çatışmadan uzak ve Batı’yla barışık bir çizgi izleniyor. Bir süredir revizyonist ve Avrasyacı söylemden de uzak........

© Diken


Get it on Google Play