Dün, değerli bir sanatçımızı kaybettik. Ormancı türküsüyle hafızalarımıza kazınmış merhum Şakir Öner Günhan ile Hollanda’da tanıştık. Onun vefat haberini duyunca günlüğüme baktım. Onunla ilgili hatıraları sizinle de paylaşmak istedim.

18 Haziran 2003 tarihinde Hollanda’nın Den Haag şehrinde Azerbaycan-Türk Kültür Derneği beni bir toplantı ve konsere davet etti. O sırada bir kitabım yayınlanmıştı. Kitaplarımdan da alarak yola koyuldum. Benim yaşadığım yerle Den Haag arası tahmini dört saatlik bir yol. Yollar ve Hollanda sahillerine kadar uzanan ova çok güzel olduğu için bu dört saati insan pek de yorulmadan kat edebiliyor.

Beni davet eden dernek başkanı Celal Karagöz Bey 30 yaslarında munis, sessiz bir adam. İki dönemdir başkandır. Çok sıcakkanlı bir insan. Başkanlık odası küçücük. Birkaç Türk devletinin bayrağı var masada. Duvarda Bakü’den bir portre. Odada diğer dostlar da vardı. İlhan Aşkın, İbrahim Karabağ… Bir saate kadar oturup sohbet ettik. Daha çok akşama yapılacak toplantının akışı üzerinde konuştuk.

Sonra sanatçıların kaldığı otele gittik. Kapıda bizi bekliyorlarmış. Birini tanıyordum. Şakir Öner Günhan! Ekranlarda türkü söylerken simsiyah saçlı olarak gördüğümüz sanatçı bembeyaz saçlarıyla karşımızda duruyordu. Onu görür görmez “Ormancı”, “Kara Kaşlı Yar”, “Bağa Girdim Bağ Budanmış” şarkıları hemen hafızamda canlandı. Eski dostlar gibi kucaklaştık. Yanındaki uzun siyah saçlı hanım da eşiymiş. Nursaç Hanım da sanatçıydı. TRT’de başarılı bir şekilde “Ay Saçı Burma”, “Ala Gözlüm”, gibi Azerbaycan türkülerini yorumluyordu.

Nursaç Hanım görüşür görüşmez Karslı olduğunu söyledi. Başkan Celal Bey beni onlara tanıştırınca, “O yazar gelecek deyince bir sizi yaşlı başlı bir adam diye düşünmüştük,” dediler. Bizde yazar deyince nedense hep yaşlı adam akla geliyor. Her yerde hemen hemen aynı sözü duyuyorum.

Beraberce sahile gezmeğe gittik. Şakir Öner Günhan şeker gibi adam. Ağzından bal damlıyor sanki. İki de bir fıkra anlatıyor bizi güldürüyor. Eşi de hayran hayran onu dinliyor. Bir yerde oturduk denizi seyrettik. Sonra çarsıya uğradık. Komşularına hediye almak istiyorlardı. Bir peynirciye girdik. Kapıda müşterilerin aynen devlet dairelerinde olduğu gibi numara çekerek beklediklerini görünce ikisi de şaşırdı. Şakir Öner Günhan, Ya, peynircilik ne önemli zanaatmış, diyerek güldü. Sıra bize gelince Şakir Bey ile Nursaç Hanım küçük paketler halinde her komşusuna bir parça peynir aldılar.

Oradan bir Iğdır lokantasına geçtik. Iğdır bozbaşına Şakir Öner Günhan ilgi ile bakıyordu. Diğer masalarda oturan müşteriler lavaşı tabağa doğradıkça o da iştahlanıyordu. Hanımı ise bozbaşın yağlı olduğunu ve onun yağlı yemek yiyemeyeceğini söylüyordu. Ama iştah daha ağır bastı ve Şakir Bey keyifle lavaşını tabağa doğradı sonrada etli nohudu kaşıkladı. Bozbaşın tadı Şakir Bey’in hoşuna gitmişti.

“Türkiye’ye gidince ilk işim bu yemeğin yapıldığı yeri bulmak,” dedi.

Akşama kadar onlarla vakit geçirmek çok keyifliydi. Türk fıkraları ve anekdotlarıyla Den Haag sokaklarını adımladık. Saat üçte başlayan toplantıyı Şakir Öner Günhan yönetti. Şarkıları, konuşmaları, takdimleriyle herkesin gönlünü bir kez daha fethetti. Türküler, yöresel folklor ve insanlarımızın zevkleri konusunda çok bilgiliydi.

Saat sekiz olduğunda müsaade istedim.

Kapının önünde İlhan Aşkın, İbrahim Karabağ ve Celal Karagöz beni bekliyorlardı. Kucaklaştık, ayrıldım onlardan. Salondan Şakir Öner Günhan’ın akşam karanlığında dalga dalga yayılan o güzel sesi duyuluyordu. Onun türküleri eşliğinde Almanya’ya doğru yolu koyuldum.

Ruhu şad olsun!

Orhan ARAS

QOSHE - Azerbaycan Derneği ve Şakir Öner Günhan - Orhan Aras
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Azerbaycan Derneği ve Şakir Öner Günhan

10 0
14.04.2024

Dün, değerli bir sanatçımızı kaybettik. Ormancı türküsüyle hafızalarımıza kazınmış merhum Şakir Öner Günhan ile Hollanda’da tanıştık. Onun vefat haberini duyunca günlüğüme baktım. Onunla ilgili hatıraları sizinle de paylaşmak istedim.

18 Haziran 2003 tarihinde Hollanda’nın Den Haag şehrinde Azerbaycan-Türk Kültür Derneği beni bir toplantı ve konsere davet etti. O sırada bir kitabım yayınlanmıştı. Kitaplarımdan da alarak yola koyuldum. Benim yaşadığım yerle Den Haag arası tahmini dört saatlik bir yol. Yollar ve Hollanda sahillerine kadar uzanan ova çok güzel olduğu için bu dört saati insan pek de yorulmadan kat edebiliyor.

Beni davet eden dernek başkanı Celal Karagöz Bey 30 yaslarında munis, sessiz bir adam. İki dönemdir başkandır. Çok sıcakkanlı bir insan. Başkanlık odası küçücük. Birkaç Türk devletinin bayrağı var masada. Duvarda Bakü’den bir portre. Odada diğer dostlar da vardı. İlhan Aşkın, İbrahim Karabağ… Bir saate kadar oturup sohbet ettik. Daha çok akşama yapılacak toplantının akışı üzerinde konuştuk.

Sonra sanatçıların kaldığı otele gittik. Kapıda bizi bekliyorlarmış. Birini tanıyordum. Şakir Öner Günhan! Ekranlarda türkü söylerken simsiyah saçlı olarak gördüğümüz sanatçı........

© dibace.net


Get it on Google Play