menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Evrensel ve Değişmez Ahlâk Yasası Olarak Töre

12 6
14.11.2025

Çoğu yazar Töre’yi “hükümdarın koyduğu kurallar” saymakta yahut Durkheimcı yaklaşımla “toplumda yazılı olmayan kanun ve kurallar” şeklinde açıklamaktadır. Anlaşılacağı üzere yukarıdaki cümlede iki farklı “töre” anlayışından bahsedilmiştir. Birinci anlayışta “töre”, askerî-siyasî teşkilatlanmanın “dahi” sayılabilecek önderinin, örgütüne ve üzerinde egemen olduğu toplumuna dayattığı “tüzükat”, yani devlet yönetimi esaslarıdır. İkinci anlayışta ise “töre”, toplumda eskiden beri yürürlükte olan “gelenek” diye de ifade edilebilecek ve toplumdan topluma değişebilen kuralları ifade etmektedir.

Hanif Türk Tezi’nde ise “Töre”, evrensel ahlâk değerleri olup bütün peygamberler bu değerleri halklarına tebliğ etmiştir; bu değerler toplumlara göre “değişmez esaslar”dır, sabit ilkelerdir. Dolayısıyla Hanif Türk düşüncesine “Töre”, kimi yazarların iddia ettiği üzere Tanrı’nın kimi hükümdarlara kut indirmesi ile o hükümdarın “yasası” olarak anlaşılmamaktadır.

Töre’nin “Evrensel Hanif Ahlâk” anlamı sonradan bozulmuş, içeriği değiştirilmiştir. Türklük’ten ayrılma da Töre’den ayrılmayı ifade etmiştir. Örneğin Hz. Nuh, Töre’yi Sam oğullarına da öğretmiştir. “Töre” kelime anlamı ile “Tanrı’nın Yolu” demektir. Dolayısıyla Tanrı, “Töre”yi, yani “Tanrı Yolu”nu bütün kavimlere öğretmiş olmalıdır. Ne var ki, Samî halklar (Araplar ve İsrailoğulları) Kur’an’ın da beyan ettiği üzere Tek Tanrı inancını kaybettikleri gibi, Töre’nin ilkelerini de tahrif etmiştir. Nitekim Töre, “komşuna iyi gözle bak” dediği halde İsrailoğulları bu ilkeyi “komşun senin ırkından ise onu kolla, değilse ona ‘düşman hukuku’ uygula” şeklinde hayata geçirmiştir.

Töre, kimi etnisitelerin ağa-şeyh ekonomi-politiğinde ise “marabaları iç sömürüye uğratma........

© dibace.net