menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kaybolan Şehir’de Kaybolan İzler: Üsküp’te Paşa Yiğit Bey Huzurunda

9 0
07.12.2025

Üsküp ki Yıldırım Beyazıd Han diyârıdır.
Evlâd-ı Fâtihân’a onun yâdigârıdır.
Yahya Kemal

20 Aralık 2023. Üsküp’teyiz. Sabah erken otelden çıkıp Kurşunlu hana kadar geldik. Güzergahımızı, bize Üsküp’te Yahya Kemal’in yaşadığı mahalleyi gezdiren Zeki Gürel Hoca belirliyor. Kurşunlu Handan ayrılıyoruz. Onun ardı sıra, iki yanda dizilmiş tarihi evlere bakarak yine taş döşeli sokaklardan çarşıya doğru ilerliyoruz. Tarihi çarşı tek veya iki katlı binalardan oluşuyor. Sokak ve caddelere bakan bütün zemin katlar dükkân. Baharatçı da var cep telefonu satan da. Burada 500 yıl öncesi ile bugün kaynaşmış durumda. Kahvehaneler, cafeler, hediyelik eşya satan dükkânlar, lokantalar, büfeler, baharatçılar, şekerlemeciler, tatlıcılar…

Sabahın erken saatinde olduğumuz için dükkanların çoğu kapalı. Üsküp’ün nabzı 500 yıldır bu çarşıda atıyor. Yahya Kemal gençlik yıllarında Üsküp çarşısının bütün unsurları ile yaşadığını belirtir. Kazzazları (ipekçi), bezzazları (kumaşçı, bezci), haffafları (ayakkabıcı), hallaçları (yün pamuk atan, kabartan), bakırcıları, kuyumcuları, silahçıları ile bu çarşı Üsküp’ün Türk çehresini muhafaza eder.[1]

Bu çarşıda geçmiş ve günümüz birbirine karışmış bir şekilde yaşıyor. 5 dakikalık bir yürüyüşten sonra kendimizi Paşa Yiğit Türbesinin kapısında buluyoruz.[2]

Paşa Yiğit Bey, Yahya Kemal’in anne tarafından ecdadıdır. Üsküp’ün Türk çehresi demek, Paşa Yiğit Bey ve ahfadının eserleri demektir. 1350-1413 yılları arasında yaşayan bu serhat beyi, bugün Özbekistan’ın güney ucunda Afganistan sınırında bulunan Tirmiz şehrinde doğar. Oradan Anadolu’ya göç ederek yanındakilerle 14. asrın ortalarında Manisa civarına yerleşir.[3] Murad-ı Hüdavendigar (1359-1389) döneminden başlayarak yapılan bütün savaşlarda onun ve vâriSultan Birinci Murat (1359-1389) ile Yıldırım Beyazıt (1389-1402) dönemlerinde önemli fetihler yapar. Paşa Yiğit Bey 1389’da Kosova Meydan Savaş’ında Sultan Murad-ı Hüdavendigar’ın ordusundadır. Zaferden sonra şehit edilen padişahın yerine geçen oğlu Yıldırım Bayazıt tarafından Üsküp ve civarına, hatta Üsküp’ün kuzeybatısındaki diğer bölgelere (Kosova Bölgesi) sultanın ilk sancakbeyi olarak tayin edilir. Birinci Kosova zaferinden hemen sonra Üsküp’ü fetheder (6 Ocak 1392). Paşa Yiğit Bey Anadolu’nun Saruhan (Manisa) bölgesinden Türkmenleri getirerek Üsküp’e yerleştirir. Ardından Üsküp’te vakıf kurarak süratle Üsküp’ü imar etmeye başlar. Kurşunlu Hana giderken yanından geçtiğimiz Arasta Camii bu sancak beyinin eseridir ve burada yapılan ilk camilerdendir. Cami 1963 yılında meydana gelen depremde tamamen harap olur. 2010-2014 yılları arasında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek ibadete açılır. Böylece cami 15. Yüzyıldan itibaren yerine getirdiği, müminleri bir kıbleye yöneltme işlevini yeniden kazanır.[4]

Paşa Yiğit Beyin türbesinin bulunduğu külliye ve Meddah Câmii de onun eseridir. Silah arkadaşı Meddah Babaya adanmıştır. II. Dünya Savaşı sırasında 1943 yılında İngilizler tarafından bombalanıp yok edilen camiden artakalan yerde, bugün de hocası ve yoldaşı Meddah Baba[5] ile yan yana uyumaktadırlar. 1943 yılında bombalanan cami yıkılır, ama minaresi ayakta kalır. 1961 yılında ise minare de yıkılınca Üsküp’ün bu ilk camisinden geriye hiçbir iz kalmaz. Harap durumdaki türbeler[6] ve elde kalan medrese, annesi Paşa Yiğit’in torunu olan Şarık Tara’nın kurduğu Enka Holding tarafından 2015 yılında restore edilmiştir. Daha önce burada bulunan Paşa Yiğit (Meddah) camii artık yok.[7] Şimdi Yiğit Paşa Kültür Merkezi adıyla faaliyet gösteren bu kültür ocağı, Şarık Tara’nın annesi, Humbaracı Yaşar Beyin kızı Mahmure Hanım’a adanmış. Humbaracı Yaşar Bey, Yahya Kemal’in dayısıdır. Külliyede şu anda Paşa Yiğit Türbesi, onun silah arkadaşı Meddah Baba kabri ve sahibi bilinmeyen bir başka kabir bulunuyor. Arkeolojik birtakım kalıntıların yanında çeşme, şadırvan, medrese binası ve kütüphane, Paşa Yiğit’in hayrını 21. Yüzyılda da sürdürüyor.

Paşa Yiğit Beyin Ahfadı

Fetihten sonra Üsküp çarşısını kuran ve buraya Arasta camiini, Meddah câmii ve Medresesini yaptıran Paşa Yiğit Beyin vefatından sonra (1413)[8] Üsküp Sancak beyliği Paşa Yiğit Beyin oğlu olan İshak Bey’e (1375-1444) verilir. Yahya Kemal, İshak Beyin devşirme olduğu kanaatindedir (YK H, s.27)[9]. Ancak Franz Babinger Gazi İshak Beyin Paşa Yiğit’in iki öz oğlundan biri olduğunu belirtir.[10] Diğer oğlu Turahan Beydir. Babinger’in ilgili maddesinin sonunda bulunan şecereden[11] Paşa Yiğit’in ilk oğlu İshak Bey ve soyundan gelenlerin Üsküp ve civarında; Turahan Bey ve soyundan gelenlerin de Teselya civarında fetihler yaptıkları anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Üsküp denilince İshak Bey ve oğulları ön plana çıkmaktadır.

I. Murad’ın Silah Arkadaşı İshak Bey

Gazi İshak Bey II. Murad’ın silah arkadaşıdır, Sırbistan’ı fethetmiştir. Sultanın en güvendiği beylerinden biridir. Belgrat yakınlarındaki Semendire’nin hâkimi olan Vılkoglu’nun Osmanlı’ya karşı hareketlerini Sultan’a İshak Bey bildirir. II. Murad “azim asker toplayıp” onun üzerine gitmeye karar verince, Vılkoğlu (Curac Brankoviç) geri adım atar ve hünkâra elçi göndererek kızını ve yüklü miktarda çeyizi kendisine vermek istediğini bildirir. Yani bir şekilde ona bağlanmak istediğini belli eder. Paşalar teklifin kabul edilmesi yönünde görüş bildirince, Sultan razı olur. Vılkoğlu’nun kızını ve çeyizini almak için Semendire’ye giden dünür alayında İshak Bey’in hatunu da vardır.[12] İshak Bey 1438 yılında hacca gider. Hacdan Âşık Paşazade ile beraber dönerler. İshak Bey, Üsküp’ün bir Türk-İslâm şehri haline gelişinde de yaptırdığı âbidelerle önemli rol oynamış, şehrin imarını sağlamıştır. Onun Üsküp’teki beyliği sırasında 1436’da II. Murad Hünkâr Camii’ni inşa ettirmiş, İshak Bey de Alaca Cami[13] adıyla bilinen camiyi 1438’de yaptırmış, daha sonra cami torunu Hasan Bey tarafından genişletilmiştir. Bu caminin avlusundaki kitabesiz türbenin, İshak Bey’in diğer oğlu Paşa Bey’e (Deli Paşa) ait olduğu sanılmaktadır. İshak Bey’in genç yaşta ölen Paşa Bey’den başka, Mustafa Bey ve kendi yerine sancak beyi olan İsa Bey isimli oğullarının bulunduğu, İsa Bey’in Bosna’daki vakfiyesinden anlaşılmaktadır.[14] Glisa Elezoviç’e göre İshak Beyin Mahmud ve Mehmed adında iki oğlu daha vardır. Böylece İshak Bey’in oğullarının sayısı 5’e çıkar.[15] Âşık Paşazade, Paşa Bey ile haramiliğe gittiğini tarihinde yazar.[16] İshak Bey’in Üsküp’te ayrıca bir han (Sulu Han), çifte hamam, medrese de........

© dibace.net