menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BEYİN YAŞLANMIYOR, SIKILIYOR...

13 0
previous day

Özellikle kırklı yaşlarda başlayıp ellili yaşlarda hissedilen, altmışlı yaşlarda belirgin hale gelen “unutkanlık ve hatırlayamama” şikâyetlerinin perde arkasını sizin için araştırdık. Eriştiğimiz bulguları ve tedavi yöntemlerini sizinle paylaşmak istiyorum. Fil hakikattir ki; yaş ilerledikçe pek çok insanın zihnini aynı soru kurcalamaya başlıyor: “Bu unutkanlık normal mi, yoksa demansın başlangıcı mı?” Demans nedir? Demans, zihinsel yeteneklerde günlük yaşamı etkileyecek düzeyde kaybı ifade eden genel bir terimdir. Özetle demans, hafıza, muhakeme ve hareket etme kabiliyetinin yitirilmesine neden olan, beyin hücrelerine zarar veren çeşitli hastalıkların bir sonucudur.

Genellikle şikâyetler şu şekildedir: İsimleri hatırlamakta zorlanıyoruz, kelimeler gecikiyor, bir odaya neden girdiğimizi unutuyoruz. Diğer taraftan “İlacımı içtim mi? Pazardan neler alacaktım? Düğün gününü unuttum. Yüzün yabancı değil ama ismini hatırlayamadım. Nerede tanışmıştık?” gibi düşüncelerle karşılaşıyoruz. Bunun sonucunda zaman zaman zihnimizin sisli bir koridora girdiğini hissediyoruz. En eski anılarımız hâlâ capcanlı zihnimizde dururken, önceki akşam ne yediğimizi hatırlayamıyoruz. Bu kaygı insani, hatta doğal hale geldi. Burada çoğu zaman yanlış yere yöneltilmiş bir endişe içinde olduğumuz bir gerçektir.

Nörobilimciler açıkça “Beyin yaşlanmıyor, tam aksine beyin sıkılıyor” diyorlar. Bunun nedeni; tekrar tekrar aynı şeyleri yapmak, rutinlik, heyecansızlık ve duygusal durağanlık… Beyni yavaşlatan yaş değil, hayatın tekdüzeliğidir. Demans dediğimiz nörolojik gerilemenin önemli bir kısmının, tıbbi nedenlerden önce zihinsel ve duygusal tekdüzelikten beslendiğini öğrendiğimizde şaşırmalıyız. Ben doğrusu şaşırmıştım. Oysa geriye dönüp baktığımda, yaşlanmak dediğimiz şeyin çoğu zaman beynin “hayatla teması kaybetmesi” olduğunu görüyorum.

Beyin yaşlanmaz; şaşırmayı bırakınca, nadasa çekilince sıkılır ve küçülmeye yüz tutar. 40 yaşından sonra önce vücudumuz değil, beynimiz yavaşlamaya başlar. Bunun nedeni yaş değil; aşırı öngörülebilirliktir Yani; Her gün aynı yolu yürümek, aynı insanlarla konuşmak, aynı haberleri okumak, aynı duyguların içinde dönmek, rutinlere sıkışmak… Böylelikle aslında dolaylı olarak beyne “Beni artık çok çalıştırmana gerek yok” mesajı göndermiş oluyoruz.

Bilim buna “zihinsel hibernasyon” diyor. Beynin kış uykusu… Bu doğrudan demans değildir ama demansa giden yolu sisle kaplayan bir ön evredir. Peki bu evrenin reçetesi nedir? Beyne farkındalık oluşturmak… Bir uzman şöyle diyor:........

© Denge