Yeni yıla girerken kötümser değerlendirmeler yapıyordum. Ancak benden daha kötümser olanlar da var: Jeopolitik alanında çalışan etkili düşünce kuruluşlarından Eurasia Group’un başkanı Ian Bremmer, 2024 yılını “Annus horribilis” (berbat bir yıl), “Yılların Voldemort’u” (Harry Potter), “adı ağza alınamaz yıl” olarak tanımlıyor, “Bu, meslek hayatım boyunca gördüğüm en tehlikeli ve belirsizliklerle dolu yıl” diyor.

Ian Bremmer üç alanda “işlerin” (Batı merkezli düzen açısından) iyi gitmediğini düşünüyor. Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail-Hamas savaşı ve ABD’nin “kendisiyle savaşı”. Batı’nın Ukrayna konusuna ilgisi iyice azaldı, Rusya savaş alanında inisiyatifi ele geçirdi. Bu yıl büyük olasılıkla bir paylaşım olacak. İsrail-Hamas savaşı, bölge ülkeleri istemese de yayılma eğilimi gösteriyor. İran destekli Husiler ile Irak ve Suriye’deki milis gruplarının eylemleri yayılma riskini artırıyor. Bremmer’in makalesinden hemen sonra ABD ve İngiltere, Yemen’de Husileri bombaladılar. Kimi analistler “Sahada ayak izi -doğrudan karadan müdahale- gerekiyor” demeye başladılar.

Ancak Bremmer’e göre en büyük risk ABD 2024 başkanlık seçimlerinden kaynaklanıyor: ABD’nin ekonomisi, askeri makinesi rakipsiz ama siyasi sistemi artık işlemiyor. Seçimleri kim kazanırsa kazansın, kaybeden sonuçları sorgulayacak. ABD’de demokrasiyi 150 yıldır ilk kez sarsan kutuplaşma, ülkenin küresel çapta inanılırlığını zayıflatıyor. Eğer Trump kazanırsa, ABD’nin uluslararası ilişkileri, NATO, küresel ısınma, Çin ile rekabet alanlarında giderek daha da bozulacak. Ek olarak ülkede, kimi analistlerin “iç savaş ortamı”, benim de “süreç olarak faşizm” kavramıyla betimlediğim “karanlık” daha da koyulaşacak. Peki Trump’ın kazanma olasılığı var mı?

“Durduramazsın gelmekte olanı” (“No country for old man”) kötümserliği ABD başkanlık seçimlerinin gerçeğini çok güzel özetliyor. Cumhuriyetçi Parti’nin (GOP) başkan adayını belirleyen önseçimlerin ilki pazartesi günü Iowa’da yapıldı. Trump oyların yüzde 51’ini aldı; DeSantis ve Haley, yüzde 21 ve yüzde 19’da kaldılar. Iowa, demografik olarak GOP seçmenini çok iyi temsil ettiğinden Joe Biden, “GOP’un adayı Trump olacak” dedi.

Iowa önseçimi sırasında yayımlanan biri CBS News diğeri ABC News-Ipsos tarafından gerçekleştirilmiş iki kamuoyu yoklamasının bulguları Biden’in saptamasını destekliyor. Trump’ın kazanma şansının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor hem de bu olasılığa bağlı risklerin ne kadar büyük olduğunu.

CBS News anketinde GOP seçmeni “Kimin başkan adayı olmasını istersiniz” sorusuna yüzde 69 Trump demiş. İkinci sırada, yüzde 14 ile DeSantis geliyor. Aynı seçmen “Biden’ı kim yenebilir” sorusuna yüzde 70 ile Trump demiş, DeSantis diyenler yüzde 37. GOP seçmeninin yüzde 81’i Trump’ın “Göçmenler kanımızı kirletiyor” iddiasını onaylıyor. Genel seçmen içinde de yüzde 47 ile bu oran oldukça yüksek. MAGA (Trump’çı) seçmenin yüzde 49’u ABD’nin NATO’dan çıkmasını istiyor, Trump’ın tartışma yaratan ifadelerinde samimi olduğuna inanıyor. “Trump siyasi karşıtlarından intikam almalı mıdır” sorusuna olumlu yanıt verenlerin MAGA seçmeni içinde oranı yüzde 55.

ABC/Ipsos anketinde GOP seçmeninin yüzde 72’si Trump’ın aday olmasını istiyor, yüzde 68’i kazanma şansı en yüksek aday, yüzde 65’i en güçlü lider olduğuna inanıyor. Demokratların yalnızca yüzde 57’si Biden’ın adaylığından hoşnut. Trump’ın son dönemiyle karşılaştırıldığında, Biden’ın ve Trump’ın seçmen tarafında onaylanma/onaylanmama oranları yüzde olarak sırasıyla Biden 33/58, Trump 41/53. Biden’ın kadınlar arasında onaylanma oranı da yüzde 31, bu oran 2020’de yüzde 57 idi.

ABC/Ipsos, iki adayın seçmenin gözünde temel özelliklerini karşılaştırmış. Dürüst ve güvenilirlik konusunda Trump’ın yüzde 26’sına karşılık Biden yüzde 41 ile önde. Ancak akıl sağlığı, zihinsel keskinlik denince Biden yalnızca yüzde 28 alıyor, Trump ise yüzde 47. Fiziki sağlık alanında da Biden yüzde 28 ile yüzde 57 alan Trump’ın gerisinde. Seçmenin yüzde 56’si Biden’ın ekonomi politikalarını beğenmiyor.

ABD’de toplumu tam ortadan bölen kutuplaşma 2020’den bu yana hiç değişmediğine göre kamuoyu yoklamalarında bulunan oranların önümüzdeki aylarda değişme olasılığı çok düşük. ABD toplumunu ve kapitalist uygarlığı çok zor bir seçim bekliyor. Bir yorumcu “2024 iyi bir yıl olacak, 2025 ile kıyasladığında” diyordu.

QOSHE - 2024’te en ‘büyük tehlike’ - Ergin Yıldızoğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

2024’te en ‘büyük tehlike’

59 22
18.01.2024

Yeni yıla girerken kötümser değerlendirmeler yapıyordum. Ancak benden daha kötümser olanlar da var: Jeopolitik alanında çalışan etkili düşünce kuruluşlarından Eurasia Group’un başkanı Ian Bremmer, 2024 yılını “Annus horribilis” (berbat bir yıl), “Yılların Voldemort’u” (Harry Potter), “adı ağza alınamaz yıl” olarak tanımlıyor, “Bu, meslek hayatım boyunca gördüğüm en tehlikeli ve belirsizliklerle dolu yıl” diyor.

Ian Bremmer üç alanda “işlerin” (Batı merkezli düzen açısından) iyi gitmediğini düşünüyor. Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail-Hamas savaşı ve ABD’nin “kendisiyle savaşı”. Batı’nın Ukrayna konusuna ilgisi iyice azaldı, Rusya savaş alanında inisiyatifi ele geçirdi. Bu yıl büyük olasılıkla bir paylaşım olacak. İsrail-Hamas savaşı, bölge ülkeleri istemese de yayılma eğilimi gösteriyor. İran destekli Husiler ile Irak ve Suriye’deki milis gruplarının eylemleri yayılma riskini artırıyor. Bremmer’in makalesinden hemen sonra ABD ve İngiltere, Yemen’de Husileri bombaladılar. Kimi analistler “Sahada ayak izi -doğrudan karadan müdahale- gerekiyor” demeye başladılar.

Ancak Bremmer’e göre en büyük risk ABD 2024 başkanlık seçimlerinden kaynaklanıyor: ABD’nin ekonomisi, askeri makinesi rakipsiz ama siyasi sistemi artık işlemiyor. Seçimleri kim kazanırsa kazansın, kaybeden sonuçları sorgulayacak. ABD’de demokrasiyi 150 yıldır ilk kez sarsan kutuplaşma, ülkenin küresel çapta inanılırlığını zayıflatıyor. Eğer Trump kazanırsa, ABD’nin........

© Cumhuriyet


Get it on Google Play