Rusya ile Fransa arasındaki savaşta Fransa İmparatoru Napolyon’un Rus topraklarını işgali sırasında aristokratların çevrelerinde yaratılan altüst oluşunu Lev Tolstoy yedi yılda kaleme alarak harika anlatmış, King Vidor da bunu o günün teknolojisine göre iyi yansıtmıştı. Savaş yönetme ustası Napolyon başta Rusların direnmesini ve sert hava koşullarını göz önüne alamamış ve bozguna uğramıştı. 5 ay 2 hafta 6 gün süren savaş Napolyon’un itibarını sona erdirmişti.
Korsika’lı Napolyon Bonapart’la ilgili pek çok film yapıldı. Sessiz sinema döneminde başlayan ve Napolyon’un yönettiği savaşları, imparatorluğunu ilan etmesini, aşk hikayelerini, yaşam tarzını ayrıca egosunu anlatan senaryolara son olarak büyük yönetmen Sir Ridley Scott ta dahil oldu. 85 yaşındaki İngiliz yönetmen sinema tarihinde başarılı savaş sahnelerini çekmekle ün yapmış ve ‘Napolyon’ da bunu tekrar kanıtlamış görünüyor. Napolyon’un boyu kısaydı. Kimine göre 1.64 metre, kimine göre ise 1.67 metre.
Sıradan bir askerken kendi kendine imparator unvanını yakıştırarak Papa’ya kutsatan Napolyon’u canlandırmak için 23 yıl önce ‘Gladyatör’ filminde kötülüğün simgesi Commodus rolünü verdiği Oscar ödüllü Joaquin Phoenix’i seçen Ridley Scott’un ne denli isabetli bir karar aldığı filmi izlerken görülüyor. Phoenix, Napolyon’u mimikleri ve hareketleriyle kusursuz oynuyor. Ama şunu da itiraf etmek gerek ki bugüne kadar Napolyon portresini beyazperdede en başarılı çizen ‘Waterloo’ filminde Rod Steiger olmuştur. Yönetmen Ridley Scott, savaş oyunları kadar, Napolyon’un Josephine ile olan inişli çıkışlı ilişkisine de geniş yer vermiş. Vanessa Kirby Josephine rolünde çok başarılı.
Ne var ki vizyona giren son eseri ‘Napolyon’ filmi için yorumlarda bulunan Ridley Scott karakterini Hitler ve Stalin hatta Büyük İskender’le eşdeğerde görüp diktatör ilan ediyor. İşte burada kıyamet kopuyor.
Öncelikle tarihçiler Napolyon’un Hitler veya Stalin gibi soykırım yapmadığını, yıkım yerine ülkesini inşa etmeye çalıştığını hatırlatarak Ridley Scott’un büyük bir gaf yaptığını söylüyorlar.
Fransızlar ise ülkede bugünkü yasaların temelinde Napolyon’un izlerinin bulunduğunu hatırlatıyorlar. Özellikle Fransız gazeteci Anne – Elisabeth Moutet ‘Napolyon’un toplama kampları yoktu. Azınlığı katletmek için diğer insanlardan ayırmadı. Reformist olduğuna inanıyorum’ yorumunda bulundu.
Gelecekte olası çevrilecek yeni bir Napolyon filmine kadar ‘İmparator’ Ridley Scott sayesinde yine gündemde kalacak.
login
who are we?
contact us
qosheapp
Toi Staff
Gideon Levy
Belen Fernandez
Andrew Mitrovica
Mort Laitner
Rami G Khouri
Ali Fathollah-Nejad
Nikkei Editorial
visit website
