Aslında Raffaella Carra ile yetmişli yıllarda İstanbul’da tanışmıştım. Bir konser için gelmişti. Üç gün beraber İstanbul’u dolaştık durduk. Çalıştığım gazeteye getirmiştim. Sonra Kapalı Çarşı, Aya Sofya, Topkapı Müzesi’ni gezmiştik. Bütün bunları gazetenin minibüsü ile yaptık. Acıkınca o zamanlar Pangaltı’da bulunan Bolkepçe restoranında karnımızı doyurmuştuk. Maksim Gazinosu’nda provalarda aksaklıklar yaşanınca sinirlenir direktiflerini sahne ekibine ben tercüme ederdim. Sanki gazeteci değil Raffa’nın menajeri olmuştum! Konser sonrası ekibiyle birlikte yemek yedik. Ertesi gün Yeşilköy Havalimanı’ndan Madrid’e uçtu.

25 yıl sonra bu kez Roma’da bir TV programı tanıtımında karşılaştık. Adımı unutmuştu ama sarıldı, sadece ‘İstanbul’ dedi. Geniş kapsamlı bir röportaj yaptık. Sahnelerin ikonası şovlarını İspanya’da sürdürdü. Tekrar ülkesine döndü ve hep gündemde İtalyanların sevgilisi olarak kaldı. 5 Temmuz 2021’de kısa bir hastalık sonrası hayata veda etti.

Raffa kusursuz vücut ölçülerine karşın pek güzel değildi. Hafif şehla idi. Ön dişleri belirgin derecede ayrıktı. Ama çok sempatikti. Ayrıca kendinden emindi. Şöyle ki 1965 yılında ‘Von Ryan’s Express’ filmi için Frank Sinatra ile başrolü paylaşacak kadın oyuncu seçimine katıldı ve 21 adayı saf dışı bırakıp rolü kaptı. Sette Frank Sinatra Raffaella Carra’ya iltifatlar yağdırdı, yakınlaşmak istedi ama O ‘Sinyor Frank ben 32 kez provalarda sizinle oynaşmak için ter dökmedim’ diyerek kendince gereken yanıtı verdi.

Hayatında iki adam sevdi. Gianni Boncompagni ve Sergio Japino. İkisiyle de inişli çıkışlı ilişki yaşadı. ‘Sevildim ama sevdiğim kadar değil’ yorumundan yola çıkan İtalyan yönetmen Daniele Luchetti TV yıldızının hiç yayınlanmamış resim ve görüntülerini de ekleyerek bir belgesel çekti. ‘Raffa’ önce sinemalarda vizyona girdi sonra üç bölümlük dizi olarak şu günlerde ‘Disney Plus’ kanalında yayınlanıyor.

Raffaella Carra’yı şahsen tanıdığım için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. O gerçek bir ‘Primadonna’, bir ‘İkondu’. Aramızdan erken ayrıldı.