Aralık ayı manşetinin açıklanması ile 2024 TÜİK manşetinin 64,77 olarak kayıtlara geçtiği anlaşılıyor. 2001 Krizinden bu yana en yüksek yıl kapanış rakamı ve Üretici Fiyat Endekslerinin tarihindeki en yüksek Aralık ayı düzeyine ulaşıldığı görülüyor. Nitekim, 44,22 düzeyindeki söz konusu Aralık manşetinin alt kırımlarına bakıldığında; Dayanıklı-Dayanıksız Tüketim Malları ve Sermaye Malı kalemlerinin tamamı için daha yüksek enflasyon oranlarının geçerli olduğu fark ediliyor. Bir başka ifadeyle, enflasyon için Gergin Zemberek/Gerilmiş Yay Etkisi daha da zorlayıcı; tahribat potansiyelini arttırıcı, riskli formlara dönüşerek varlığını koruyor!

Sene başı Orta Vadeli Plan (OVP) yılsonu hedefinin üç katına yakın ve fakat, yeni/revize edilmiş OVP hedefinin (%65) hemen paralelinde bir sonuç ile karşılaşıyoruz. Bu suretle, kendilerine farklı statü ile rejim uygulanan ve aralarındaki makas giderek açılan Ücretli Kesim (aktif ve/veya emekli) açısından zam beklentilerinde ana çizgiler ortaya çıkmış bulunuyor. “Refah Payı”; “Kök Ücret Uygulaması” ve “Seyyanen Zam” gibi kavramlar temelinde tartışma ile taleplerin canlılığını koruduğu izleniyor. Şimdi, teferruata kapılmadan, temel tespitleri gerçekleştirme zamanıdır:

Enflasyon gidişatında, ekonomi yönetiminin paylaştığı üzere, yeni yılın ikinci çeyrek sonuna kadar bir iyileşmeye dair alt dinamik ve işareti bulunmamaktadır. Üstelik, Haziran itibarıyla TCMB tarafından %72 orta aralığında tahmin edilen manşetin, seksenli sınırları zorlaması kuvvetli ihtimal dahiline girmiştir. Zira, altı adet Çekirdek Enflasyon indekslerinin tamamı; manşet-TÜFE enflasyon düzeyinin üzerinde seyretmekte, katılığını korumaktadır. Özellikle, Gıda fiyatlarındaki ısrarlı enflasyon ve Hizmet kulvarındaki yapışkan artışlar hız kesmemiştir. Ayrıca, “doğalgaz fatura desteği” uygulamasının bir vadede sonlandırılacağı ve Konut başlığı altındaki görece avantajlı rakamların ortada kalamayacağı da not edilmelidir.

Ekonomik aktörlerin sürekli ve yüksek oranlı fiyat arttırma uygulama ve alışkanlıklarını bırakacaklarına dair herhangi bir emare bulunmamakta; tam tersine, Gridflasyon (hırs/açgözlülük kaynaklı enflasyon) musibetinin, artık ve maalesef, yerleşik bir ekonomik davranış kalıbına evirildiğine dair ciddi tespitler ortaya çıkmaktadır. Başta, Hal Yasası ile senkronize Market Yasası ile ilgili düzenlemeler olmak üzere, ortadaki fasit daireyi “kıracak” nitelik ve derinlikteki Yapısal/Köktenci vaziyet edişlerin gündemde yer almadığı izlenmektedir. Üstelik, haftalar sonra gerçekleşecek seçimlere bağlı olarak ortaya çıkan özel eko-politik iklim ve Seçim Ekonomisi etkilerinin kapsam ve derinliği konuları artık tartışılan değil; yaşanan bir realite haline gelmiştir. Her zaman ve zeminde, seçim atmosferinin; sıkılaştırıcı-enflasyon karşıtı politikalara ters yönlü etkide bulunduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Senenin ikinci yarısından itibaren, önceki dönemin tersi parasal politikalar uygulanmasına karşın, 2023 enflasyonunun; 2022 enflasyonu ile neredeyse aynı (sadece 0,50 puan fazla) düzeyde çıkmış olması dikkate değer bulunmaktadır. Bu arada, 2021 yılı manşetinin; %36; 2020 senesinin ise %14 civarında düzeylerde gerçekleşmiş olduğunu hatırlatmakta fayda vardır. Geride bırakılan yıllar, enflasyon seyrinde olumlu değil, tam tersine, istenmeyen ve katmerli bozulmanın izlendiği dönemler olarak ortaya çıkmaktadır. Şimdi ortaya çıkan Enflasyon Stoku rakamının dayattığı matematik, Haziran için öngörülen tepe noktası düzeyi kadar, sene sonu OVP-TCMB enflasyon beklentisi skoru (halen %36) bakımından zorlayıcı bir serime işaret etmektedir.
Yeni yılın ilk haftasında açıklanan rakamlar ile Dış Ticaret kulvarında senelik tablo da ortaya çıkmıştır. Burada, gene, revize edilmiş OVP hedefleriyle mutabık bir ihracat hacmi yakalandığı görülmektedir. Kanımızca, vurgulanması gereken en önemli gelişme ve kazanım; Hizmetler kapsamında ilk defa yüz milyarlık dışsatım düzeyine ulaşılmış bulunmasıdır.

Elli yıldır, ulusal öncelik ve heyecanımız kapsamında her türlü destek ile teşviklerin sağlandığı ihracat serüvenimizde adeta bir “tıkanma” durumu görülmektedir. Adım atmadığımız dış pazar; raf alanı kapmadığımız dükkan; yer almadığımız alışveriş merkezi kalmamakla birlikte, seneler önce öngörülmüş “beşyüz milyar dolar” hedefine uzakta ve İhracatın İthalatı Karşılama Oranı bakımından doyurucu olmayan bir durumdayız. Başta yirmisekiz yıl önce devreye girmiş ve sınırlayıcı/demode olmuş Avrupa Gümrük Anlaşması olmak üzere, yeni ve seçici Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) tesisi ve mevcut STA revizyonlarına olan ihtiyaç her zamankinden fazladır.

Dışticaret dinamiklerinin etkin yönetiminde; sadece İhracat bacağına odaklanarak, vazgeçilmez diğer ana kulvar durumundaki İthalat kulvarını perdeleyip, arka plana atarak başarılı olunamayacağı açıktır. Başta, “ihracata mal hazırlama” süreçleri olmak üzere, tüm teşvik ve destek mekanizmalarının gözden geçirilmesi zamanıdır. İhracatta; özellikle ve öncelikle Dolar/TL. paritesi üzerinden ve ilk planda düşük fiyat temelli rekabetçi analizler yapma itiyadının artık miadını doldurduğu idrak edilmelidir. Belki de öne çıkarılıp, peşine düşülmesi gereken başlık; “ bu topraklardan rekabetçi ve daha çok sayıda Dünya Markası çıkarmak” olmalıdır.

QOSHE - Taze yılın ilk tespitleri.. - Prof. Dr. Murat Ferman
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Taze yılın ilk tespitleri..

5 0
07.01.2024

Aralık ayı manşetinin açıklanması ile 2024 TÜİK manşetinin 64,77 olarak kayıtlara geçtiği anlaşılıyor. 2001 Krizinden bu yana en yüksek yıl kapanış rakamı ve Üretici Fiyat Endekslerinin tarihindeki en yüksek Aralık ayı düzeyine ulaşıldığı görülüyor. Nitekim, 44,22 düzeyindeki söz konusu Aralık manşetinin alt kırımlarına bakıldığında; Dayanıklı-Dayanıksız Tüketim Malları ve Sermaye Malı kalemlerinin tamamı için daha yüksek enflasyon oranlarının geçerli olduğu fark ediliyor. Bir başka ifadeyle, enflasyon için Gergin Zemberek/Gerilmiş Yay Etkisi daha da zorlayıcı; tahribat potansiyelini arttırıcı, riskli formlara dönüşerek varlığını koruyor!

Sene başı Orta Vadeli Plan (OVP) yılsonu hedefinin üç katına yakın ve fakat, yeni/revize edilmiş OVP hedefinin (e) hemen paralelinde bir sonuç ile karşılaşıyoruz. Bu suretle, kendilerine farklı statü ile rejim uygulanan ve aralarındaki makas giderek açılan Ücretli Kesim (aktif ve/veya emekli) açısından zam beklentilerinde ana çizgiler ortaya çıkmış bulunuyor. “Refah Payı”; “Kök Ücret Uygulaması” ve “Seyyanen Zam” gibi kavramlar temelinde tartışma ile taleplerin canlılığını koruduğu izleniyor. Şimdi, teferruata kapılmadan, temel tespitleri gerçekleştirme zamanıdır:

Enflasyon gidişatında, ekonomi yönetiminin paylaştığı üzere, yeni yılın ikinci çeyrek sonuna kadar bir iyileşmeye dair alt dinamik ve işareti bulunmamaktadır. Üstelik, Haziran itibarıyla TCMB tarafından r orta aralığında tahmin edilen manşetin, seksenli sınırları zorlaması kuvvetli ihtimal dahiline girmiştir. Zira, altı adet Çekirdek Enflasyon indekslerinin tamamı; manşet-TÜFE enflasyon düzeyinin üzerinde seyretmekte, katılığını korumaktadır. Özellikle, Gıda fiyatlarındaki ısrarlı enflasyon ve Hizmet kulvarındaki yapışkan........

© CNN Türk


Get it on Google Play