Merkez Bankası'nın Aralık toplantısı, yeni guvernörlük döneminin yedinci Para Politika Kurulu ve senenin son birleşimi olma özelliklerini taşımaktaydı. Altı aylık faiz artırım zincirine iki yüz elli bipslik bir yeni halka eklenerek, 2023 sonu itibarıyla gösterge faizinde kırk iki buçuk manşetine ulaşıldığı görüldü. İlgili metine bakıldığında, “parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatıldığı” ve “dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığı” ifadeleri dikkatle not edilmelidir. İlaveten, önceki metinde yer alan “kısa zamanda tamamlama” ifadesinin, “en kısa” sıfatı ile kuvvetlendirilmiş olması, önümüzdeki bir ay daha ve aynı oranda artış beklentisine kuvvetli dayanak sağlamaktadır.

Banka, ısrarla terennüm ve yazımından kaçınsa da, yaklaşan “seçim ekonomisi” girdabının ortaya çıkarabileceği risklerin artık daha kalın konturlarla ekonomik gidişatta baskın duruma geldiği anlaşılmaktadır. Üstelik, devam eden 2024 bütçe gelişmelerindeki son gelişme ve kararlar, seçim ekonomisi girdabının şiddetli geleceğine işaret etmektedir. Bu meyanda, sözü edilen “parasal sıkılık” ilke ve uygulamalarının nasıl ve hangi oranda arkasında durulacağı konusu önem kazanmaktadır. Emisyondaki ciddi hacimsel artış düzenlenmeden, sadece, faiz üzerinden sıkılaştırıcı yaklaşımlarla neticeye ulaşmak mümkün değildir; basınç oranını düşürme/normale döndürme için, sadece vanayı sıkmak yetmez, su basıncını da azaltmak gerekir!.

Bu arada, kredi kartı faizlerinin ikinci kez eski oranda bırakılması/arttırılmaması; bankaların daha düşük SWAP oranları üzerinden fonlanması; beklenen zorunlu karşılık (ZK) düzenlemelerinin sonraya bırakılması başta olmak üzere ortaya çıkan tüm pozitif ayrımcı uygulamaların, temelde, “sıkılaştırma karşıtı” etiketi temsil ettiği bilinmelidir. Başkan Erkan’ın, geçtiğimiz Ekimin ilk günlerinde ilk defa kamuoyuna deklare ettiği ve adeta Para Politikası Yol Haritası adını verebileceğimiz serime göre, halen içinde bulunulan Geçiş Dönemi artık tamamlanmakta, yeni yıl ile birlikte Dezenflasyon Dönemine adım atılmaktadır.

Bu akışta, yeni yılın ortasına kadar artacak ve Haziran itibarıyla zirve yapacak enflasyon oranlarının; takip eden aylarda hızla düşüş kaydedeceği, sonrasında, her karar metninde ısrarla yer alan “%5” hedefine götürecek İstikrar Dönemine geçiş yapılacağı ifade edilmektedir. Sayıların zorlu ve zorlayıcı matematiği karşısında, Guvernörün sözleriyle; “Algı-Kabul-İtibar” üçlemesi, sonuca ulaşma yolunda daha kritik önem kazanacaktır. Enflasyon oranlarında aşağı yönlü ve birbirini izleyen inişler ortaya çıkmadan, “faiz indirimi” opsiyonunun yeniden işlerlik kazanabilmesinin, deklare edilmiş Rasyonellik ve Ortodoks Politika Referansları çerçevesi içine alınamayacağını değerlendiriyoruz.

Senelerdir, yazı ve beyanlarımızda tekrarlamaktan geri durmadığımız bir tespit/sloganı, Borsa İstanbul 150.Yıl Gong Töreni dolayısıyla yinelemek isteriz: “Türkiye, Sermaye Piyasalarından Yükselecektir!”

Tarihsel kimi kayıtların, İstanbul merkezli ilk borsa yapılanmasını 1866 Ağustosuna kadar geriye götürmesine karşın, devletin borsa komiseri atamasıyla resmiyet kazandırdığı 1873 yılının, Dersaadet Tahvilat Borsası’ nın resmi kuruluş yılı olarak benimsendiği anlaşılıyor.

Modern zamanlarda Borsa’ nın yeniden yapılandırılması yolu, 1984 yılında yapılan düzenlemelerle açılmış ve ilk işlemler, sadece ondokuz senet iştirakiyle ancak 1986 başında, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) olarak operasyonel hüviyete ulaşmıştır. Borsa endeks hesaplamalarının günlük bazda hesaplanması ise ancak 1987 yılında mümkün kılınmıştır.

Yıllar içinde gelişen sermaye piyasaları bakımından atılmış önemli bir adım da, 2009 yılında tesis edilen Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) olarak not edilmelidir. 2013 Nisanında, Borsa İstanbul (BİST) yapılanması devreye girmiş ve özgün bir kimlik ve yaklaşımla yeni bir döneme geçilmiştir. Bugün, hisse senetlerinin yanı sıra, opsiyon ve varantlar; emtia ile altın sertifikaları; sürdürülebilirlik ve katılım endeksleri gibi zengin enstrümanların yer aldığı, gelişmiş ve teknolojik yeterliliği yüksek bir yapılanmaya ulaşıldığı izlenmektedir.

Sadece son üç yılda, yüz kırk farklı şirketin halka arzı gerçekleşmiş; bu sene içinde iştirakçi sayısı, olağanüstü bir artış ile sekiz buçuk milyon kişiye ulaşmıştır. Uygulamaya alınan BIST 500 Endeksi de, gerçekleştirilen en güncel kazanımı temsil etmektedir. İstanbul’un küresel finans merkezi olma yolculuğunda önemli ve etkileşim gücü yüksek BIST kurumunun, fonksiyonel yetenekleri ve gelişim potansiyeli kulvarları bakımından maddi ve manevi destekten yoksun bırakılmaması, stratejik önem ile öncelik taşımaktadır.

İşte, tam da bu bakımdan, ilgili hitap ve konuşmalarda da dikkat çekildiği üzere, son dönemlerde elde edilen yüksek iştirakçi teveccüh ve katılımını istismar edici her girişimin önü kesilmeli; etkin gözetim ile yaptırım mekanizmaları hassasiyetle işletilmelidir. “Bilinçli Yatırımcı” profilinin ağırlık kazandığı; halka arz gibi önemli mekanizmalarda kimi istismarlarının önlendiği; manipülatörlerin bertaraf edildiği bir borsa üzerinden yürümeye; ülke olarak yükselmeye odaklanma zamanıdır!

QOSHE - Ekonomide hesap-kitap zamanı.. - Prof. Dr. Murat Ferman
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ekonomide hesap-kitap zamanı..

8 0
24.12.2023

Merkez Bankası'nın Aralık toplantısı, yeni guvernörlük döneminin yedinci Para Politika Kurulu ve senenin son birleşimi olma özelliklerini taşımaktaydı. Altı aylık faiz artırım zincirine iki yüz elli bipslik bir yeni halka eklenerek, 2023 sonu itibarıyla gösterge faizinde kırk iki buçuk manşetine ulaşıldığı görüldü. İlgili metine bakıldığında, “parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatıldığı” ve “dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığı” ifadeleri dikkatle not edilmelidir. İlaveten, önceki metinde yer alan “kısa zamanda tamamlama” ifadesinin, “en kısa” sıfatı ile kuvvetlendirilmiş olması, önümüzdeki bir ay daha ve aynı oranda artış beklentisine kuvvetli dayanak sağlamaktadır.

Banka, ısrarla terennüm ve yazımından kaçınsa da, yaklaşan “seçim ekonomisi” girdabının ortaya çıkarabileceği risklerin artık daha kalın konturlarla ekonomik gidişatta baskın duruma geldiği anlaşılmaktadır. Üstelik, devam eden 2024 bütçe gelişmelerindeki son gelişme ve kararlar, seçim ekonomisi girdabının şiddetli geleceğine işaret etmektedir. Bu meyanda, sözü edilen “parasal sıkılık” ilke ve uygulamalarının nasıl ve hangi oranda arkasında durulacağı konusu önem kazanmaktadır. Emisyondaki ciddi hacimsel artış düzenlenmeden, sadece, faiz üzerinden sıkılaştırıcı yaklaşımlarla neticeye ulaşmak mümkün değildir; basınç oranını düşürme/normale döndürme için, sadece vanayı sıkmak yetmez, su basıncını da azaltmak gerekir!.

Bu arada, kredi kartı faizlerinin ikinci kez eski oranda bırakılması/arttırılmaması; bankaların daha düşük SWAP oranları üzerinden fonlanması; beklenen zorunlu karşılık (ZK) düzenlemelerinin sonraya bırakılması başta olmak üzere ortaya çıkan tüm pozitif........

© CNN Türk


Get it on Google Play