2019 yılından bu yana ilk defa, ancak, zirve formatında yirmidördüncü kez biraraya gelen tarafların karşılıklı değerlendirme ve gidişat okumaları, tüm dünyanın geleceği bakımından önem taşıyor. Zirvenin ev sahibi Çin Başkanı Xi’nin, Avrupa Birliği’ne yönelik; “yeni bir Soğuk Savaş yerine, barış ve istikrar yolunda, Çok Kutuplu Dünya ekseninde birlikte çalışma” çağrısı, hiç şüphesiz, doğrudan Amerika’yı etiketliyor. Küresel üstünlük mücadelesinde Çin’in oyunda kalma ve Avrupa üzerinde ABD etki ve hakimiyetini zayıflatma çabalarından geri adım atmayacağı anlaşılıyor. Üstelik, bu sözlerin, AB’nin Çin mahreçli elektrikli arabalar için “haksız ticaret” soruşturması açmasından haftalar; İtalya’nın Tek Kuşak-Tek Yol Projesi’nden ayrılma yönündeki öncü açıklamalarından sadece günler sonra edilmesi manidar bulunuyor! Zenginleştirici bir ek okumayla; on yılını geride bırakan Çin kuşak girişimine (Yeni İpek Yolu) alternatif olarak geliştirildiği açık Hindistan-İsrail-Avrupa eksenli Yeni Baharat Yolu girişiminin, gene sadece haftalar önceki Gelişmiş Ülkeler (G20) Konferansında dünyaya sunulduğunu hatırlatmalıyız.Yüksek ihtimalle, yakın dönemde gündeme gelebilecek ve Ticaret ve Çip Savaşları zincirinin yeni halkasını oluşturacak bir Koridor Savaşları sendromunun doğuş anlarına şahitlik ediyoruz.

Başkan Xi’nin “şah projesi” olarak da değerlendirilen Tek Kuşak-Tek Yol girişimi için Çin cephesindeki kararlılık bakımından herhangi bir şüphe yoktur. Nitekim, projenin onuncu yılı münasebetiyle yakın zamanda Pekin’de düzenlenen zirveye yüzaltmış ülke katılım sağlamıştır. Yeni Çin yaklaşımının, daha küçük ölçekli ve modüler temelli süreçlerle yeniden canlandırılması ve ivme kazandırılması ekseninde formüle edildiği anlaşılmaktadır.

Kasım 2012’ de Xi tarafından ortaya konulan “Çin Rüyası-Büyük Yenilenme” anlayış ve yönlendirme temelinde, mesela, “fasoncu tedarik merkezi” etiketinden kurtularak, “global marka çıkaran ülke” kimliğine ulaşmaya çalışan ülkede, stratejik üstünlük sağlayacak plan ile programların da devreye sokulduğu izlenmektedir. Nitekim, Yenilenebilir Enerji yönelim ve tercihi söz konusu olduğunda, Çin; küresel ölçekte, güneş panelleri üretiminin %80’ ini, rüzgar panellerinin ise %60’ ını sağlayan kritik kapasitelere ulaşmıştır. Nadir metaller konusundaki yatırım ve avantajı üzerinden, elektrikli otomobil batarya üretiminde lider konuma ulaşmış; sözkonusu araçların üretim kapasitesi bakımından ilk sıralara yükselmiştir. İşte, Avrupa Birliği de bu görece gelişmeler karşısında pozisyon almaya; kendini korumaya çalışmaktadır. Bir taraftan, Çin ile ticarette aleyhte büyüyen dışticaret açığı kontrol altına alınmaya çalışılırken, eş zamanlı olarak, Çin pazarına giriş engellerinin azaltılması için görüşmeler sürdürülmektedir. İklim ve çevre konusundaki yönelimleri doğru okuduğu ve zamanında pozisyon aldığı değerlendirilen Çin’ in, diğer taraftan, kömür işleme ve kullanımı başta olmak üzere “eski hamam-eski tas” tadında işlerden uzaklaş(a)madığını da, burada hatırlatmak durumundayız. Tınısı kulağa hoş gelen “Çevreci Çin” ibaresinin içinin doldurulduğunu söylemek için gündemde bulunan kuvvetli tereddütler henüz ortadan kalkmamıştır!

Yetmiş bin kişilik dev katılım ile dev bir uluslararası platform/çerçeve oluşturma başarısını sergileyen Birleşmiş Milletler İklim Konferansı-COP28, “ayakları yere basan ve etkili/sonuç alma odaklı birlik tesisi” konusunda büyük engeller ve engellemelerle malul şekilde devam ediyor. Başkanlık ve ev sahipliğini dünyanın önde gelen fosil yakıt üreticisi ülke ve liderinin üstlenmesi, lobicilik faaliyetlerinin en yüksek düzeylerde yürütülmesi gibi “işin ruhuna uygun görülmeyen” toplantı gidişatı, yoğun eleştirileri gündeme getiriyor. Bitimine günler kala, şimdiden, COP28 zirvesi sonuç bildirgesi için adeta kesinleşmiş görüşümüz; “fosil yakıt kullanımının sonlandırılması (phase out) yerine, sınırlandırılması (phase down) ibaresinin yer alacağı” ve buna karşılık olarak “COP26 zirvesinde gözyaşlarına hakim olamayan konferans başkanı Ashok Sharma’ nın aksine, şimdiki başkan Sultan Caber’ in metanetini koruyacağı!” yönündedir.

İklim Değişikliği ve Çevre eksenli mücadelede başarı/etkin netice ancak, tüm ülke ile ekonomik aktörlerin eş zamanlı katılımı ve bedel üstlenmeleri şartı çerçevesinde elde edilebilir. Aksi takdirde, fedakarlık eden; bedel ödeyenler, görece yoksul/yoksun hale gelirken, “mış gibi yapan diğerleri haksız biçimde zenginleşmiş olacaklardır. Kalıcı ve hakkaniyetli çözüm, sloganlarda değil ve fakat, eylem birlikteliğinde aranmalıdır.

QOSHE - "Çevre" için ortak duruş.. - Prof. Dr. Murat Ferman
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

"Çevre" için ortak duruş..

5 0
10.12.2023

2019 yılından bu yana ilk defa, ancak, zirve formatında yirmidördüncü kez biraraya gelen tarafların karşılıklı değerlendirme ve gidişat okumaları, tüm dünyanın geleceği bakımından önem taşıyor. Zirvenin ev sahibi Çin Başkanı Xi’nin, Avrupa Birliği’ne yönelik; “yeni bir Soğuk Savaş yerine, barış ve istikrar yolunda, Çok Kutuplu Dünya ekseninde birlikte çalışma” çağrısı, hiç şüphesiz, doğrudan Amerika’yı etiketliyor. Küresel üstünlük mücadelesinde Çin’in oyunda kalma ve Avrupa üzerinde ABD etki ve hakimiyetini zayıflatma çabalarından geri adım atmayacağı anlaşılıyor. Üstelik, bu sözlerin, AB’nin Çin mahreçli elektrikli arabalar için “haksız ticaret” soruşturması açmasından haftalar; İtalya’nın Tek Kuşak-Tek Yol Projesi’nden ayrılma yönündeki öncü açıklamalarından sadece günler sonra edilmesi manidar bulunuyor! Zenginleştirici bir ek okumayla; on yılını geride bırakan Çin kuşak girişimine (Yeni İpek Yolu) alternatif olarak geliştirildiği açık Hindistan-İsrail-Avrupa eksenli Yeni Baharat Yolu girişiminin, gene sadece haftalar önceki Gelişmiş Ülkeler (G20) Konferansında dünyaya sunulduğunu hatırlatmalıyız.Yüksek ihtimalle, yakın dönemde gündeme gelebilecek ve Ticaret ve Çip Savaşları zincirinin yeni halkasını oluşturacak bir Koridor Savaşları sendromunun doğuş anlarına şahitlik ediyoruz.

Başkan Xi’nin “şah projesi” olarak da değerlendirilen Tek Kuşak-Tek Yol girişimi için Çin cephesindeki kararlılık bakımından herhangi bir şüphe yoktur. Nitekim, projenin onuncu yılı münasebetiyle yakın zamanda........

© CNN Türk


Get it on Google Play