menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küllerin içinde kaybolan yol: Beşiktaş’ın yanan ormanı

15 0
26.11.2025

Beşiktaş’ın son yıllarını anlatmak için yeni bir metafora ihtiyaç var. Artık düşen bir adam değil bu kulüp, bir ormanın içinde önce yaprakları sararan, sonra dalları kırılan, en sonunda da içten içe yanmaya başlayan bir ağaç topluluğu. Yangın, bir anda başlamıyor. Küçük bir kıvılcım, görmezden gelinen bir çatırtı, kimsenin önemsemediği bir duman… Sonra bir gün fark ediliyor ki ormanın kalbinde ateş çoktan büyümüş, geri kalan her şey yalnızca geciken bir çaresizlik.

1 Ağustos’ta yine burada “düşüş ve çarpışma” metaforunun ardından Beşiktaş’ın içinde bulunduğu tablo tam da böyle. O günkü yazıda hâlâ bir umut, hâlâ bir “Yere çarpış hafif olabilir” düşüncesi vardı. Oysa geçen dört ay, bu kulübün sadece düşmediğini, aynı zamanda yavaş yavaş yanmakta olduğunu gösterdi ve en acı olan şu ki: Kimse bu yangını söndürmek için elindeki suyu kullanmadı. Kimi, rüzgârın yön değiştirmesini bekledi, kimi hâlâ o eski gölgeli günlere bakıp, “Ormanımız güçlüdür, bir şey olmaz” dedi. Oysa külün üzerinde büyüyen tek şey umutsuzluk.

Beşiktaş’ın bugünkü ekonomik tablosu, 17,7 milyar TL’yi aşan borcu, tıpkı kökleri kurumuş bir ağacın suya ulaşamaması gibi. Ne yaprak verebiliyor, ne gölgesini genişletebiliyor. Dıştan bakıldığında hâlâ heybetli bir çınar gibi görünse de içi boş, dokunduğunda ses çıkartan, hafif bir darbeyle devrilebilecek bir hal almış durumda. Transfer harcamaları, pahalı oyuncular, geçici başarı arayışları… Bunların hepsi o kurumuş gövdeyi boyamak, gerçek........

© Birgün