AKP döneminde mahpus oranı 7 katına çıktı: "İnfaz yakmalar sona ermeli"
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Ekim 2025’e ait hapishane istatistiklerini yayımladı. Rapora göre Türkiye’deki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü toplam mahpus sayısı 420 bin 904’e ulaştı. Bu sayı, hapishane kapasitesinin yüzde 138’ine denk geliyor.
Son açıklanan verilere göre, Türkiye’de toplam 304 bin 964 kapasiteli 402 hapishanede 420 bin 904 mahpus tutuluyor. 120 bin 13 mahpus açık, 300 bin 891 mahpus kapalı hapishanelerde kalıyor.
Bu mahpusların 357 bin 646 ’sı hükümlü, 63 bin 258’i tutuklu. 200‘ü LGBTİ , 14 bin 276’sı yabancı, bin 453’ü ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü. Hapishanelerde dil ve konuşma engelli olan 19, görme engelli 42, işitme engeli olan 28, işitme ve konuşma engeli olan 18 ve ortopedik engeli olan 162 kişi olmak üzere 269 engelli mahpus var.
Hapishanelerdeki mahpusların 6 bin 543’ü 65 yaşın üstünde. 2025 yılında hapishanelerde öğrenimini sürdürebilen mahpus sayısı 77 bin 14 ve sigortalı olarak mesleki faaliyette bulunan 58 bin 500 mahpus bulunmakta. Hapishanelerde 187’si kız çocuğu olmak üzere 12-18 yaş arası 4 bin 561 çocuk tutulmakta. 19 bin 290 kadın mahpusun yanında annesi ile 0-3 yaş 434, 4-6 yaş 388 çocuk kalıyor.
Raporda, özellikle tutuklu mahpus sayısındaki artışın dikkat çekici olduğu vurgulandı. Toplam mahpus sayısı bir önceki aya göre yüzde 0,4, son altı aya göre ise yüzde 4,4 artış gösterdi. Tutukluluğun cezalandırma aracına dönüşmesi, tahliye olması gereken mahpusların infazlarının yakılması artışın sebepleri arasında görülüyor.
İstanbul Barosu Genel Sekreteri ve Adil Yargılanma Hakkı Araştırma ve İhlalleri İzleme Merkezi Koordinatörü Hürrem Sönmez bianet’e yaptığı değerlendirmede bu tablonun iktidar politikalarıyla yakından ilişkili oluğunu söylüyor.
AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana kıyaslandığında mahpus sayısında 7 kat artış gözlemleniyor. 23 yıl önce 59 bin 429 olan mahpus sayısı, bugün 420 bin 904’e ulaştı. Bu da yüzde 608 oranla yaklaşık 7,1 kat artışa denk geliyor.
Hürrem Sönmez, cezaevlerindeki bu yoğunluğun nedenlerini şöyle anlatıyor:
"Cezaevlerinde kapasitenin üstünde mahpus bulunmasının elbette iktidarın ceza politikaları ile doğrudan ilişkisi var. Özellikle iktidarı eleştiren söylemlerin düşünce ifade hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerekirken suçlamaya dönüşmesi hatta bu........© Bianet





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein
Rachel Marsden