menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Asgari ücret neden iki katına çıkarılmalıdır?

27 12
12.12.2025

Türkiye’de asgari ücret, çalışan nüfusun büyük bir kısmının temel gelir kaynağı olması sebebiyle ekonomik ve toplumsal yaşamın merkezinde yer almaktadır. Son dört yılda yaşanan yüksek enflasyon ve reel alım gücü kaybı, asgari ücretin sadece bir ücret politikası değil, aynı zamanda sosyal barış ve ekonomik istikrar mekanizması olduğunu gösteriyor. Neoliberal/ortodoks/ana akım iktisat yaklaşımı, asgari ücret artışlarının işsizlik yaratacağını, maliyet enflasyonuna yol açacağını ve işverenlerin üzerindeki yükü artıracağını savunur.

Türkiye’de çalışanların yaklaşık yarısının asgari ücret veya biraz üzerinde ücret aldığı tahmin edilmektedir. Bu oran, Avrupa ülkelerinin önemli bir kısmından çok daha yüksektir. Manşet enflasyon göstergeleri geniş bir mal sepetine dayanır. Oysa düşük gelir gruplarının harcama kompozisyonu özellikle gıda, kira, ulaştırma, eğitim ve sağlık ağırlıklıdır. Bu kalemlerdeki fiyat artışları, ortalama enflasyonun belirgin biçimde üzerinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle, düşük gelirli haneler için hissedilen enflasyonun manşet enflasyonun en az iki katına yaklaşması veya aşması şaşırtıcı değildir.

Neoliberal/ortodoks/ana akım yaklaşım, emek talebinin esnek olduğunu ve ücretlerdeki her artışın işten çıkarmalara yol açacağını savunur. Ancak uluslararası literatürdeki bulguların büyük bölümü, asgari ücret artışının istihdam üzerindeki etkisinin sınırlı veya nötr olduğunu göstermektedir. Türkiye’de son dönemdeki enflasyonun büyük bölümü maliyet yönlü değil, kâr güdümlü enflasyon karakteri taşımaktadır. Şirketlerin kâr marjları reel olarak yükselmiştir. Bu nedenle maliyet artışının fiyatlara birebir yansıtılacağı varsayımı gerçekçi değildir.

İşçilik maliyetleri pek çok sektörde toplam maliyetin yüzde 8–15’i arasındadır. Enerji, kira, ara malı, lojistik, vergi yükleri çok daha büyük kalemlerdir. Bu nedenle asgari ücretin 520 dolardan (örneğin) 600 dolara çıkması; bir ürünün fiyatına %1–2’den fazla yansımaz. Oligopolleşmiş veya fiyatlama gücüne sahip firmalar bu farkı rahatlıkla absorbe eder. Nitekim son dört yılda........

© Aydınlık