Mersin’de baba oğlu iki maganda, yetmiş küsur yaşındaki bir çifti öldüresiye dövüyor. Şiddet içerikli olmasına rağmen, görüntüleri mutlaka izlemenizi öneririm. Toplumumuzun ne kadar rezil bir hale geldiğini, çürüdüğünü görmek için bundan daha iyi bir örnek bulamazsınız.

Daha ilginci oğlu ile beraber yaşlı insanlara saldıran ahlak yoksunu haydut, bir lisede müdürmüş! Yani çocuklarımızı emanet ettiğimiz bir öğretmen, üstelik bir de yüzlerce çocuğun eğitiminden sorumlu bir okul yöneticisi…. Çürümenin katmerlisi bu olsa gerek.

Milli Eğitim Bakanı hassas davrandı, aynı gün açığa alındığı haberi geldi. Bu iyi bir şey. Ama asıl büyük sorular, tüm korkunçluğu ile önümüzde duruyor:

Bu kişilik yapısında, bu psikolojide ve en önemlisi bu ahlaksızlık düzeyindeki bir insan nasıl oluyor da bir okulda müdür olabiliyor?

Okul müdürleri veya öğretmenler arasında bu tipte daha kaç kişi var?

Çocuklarımızı kimlere emanet ediyoruz?

Türkiye’de eğitimin önemli sorunlarından biri eğiticilerin eğitimi. Öğretmen okullarımızın çağı ne kadar yakaladığı tartışılır. Okullardan gelen dayak, şiddet ve taciz haberlerine bakılırsa öğretmenlerimizin psikolojik eğitimi de zayıf. Atama öncesinde uygulanan herhangi bir psikolojik yeterlilik testi var mı onu da bilmiyoruz.

Peki öğretmenler arasından atanan okul yöneticileri ne durumda acaba? Tek başına Mersin’deki örnek bile işlerin vahim düzeyde olduğunu göstermeye yeter. Böyle birini okul müdürü yapabilen sistemden her şey beklenir. Peki nedir o sistem? Yani okul müdürleri neye göre atanır? Bu sorunun hepinizin bildiği son derece basit bir yanıtı var: Torpil.

Okul müdürleri yetersizdir demiyorum. Aksine çok sayıda yetenekli, işinin ehli yöneticiyi bizzat tanıyorum. Ancak mesleki yeterlilikle çoğu zaman yeterli olmuyor, arkanızda bir de torpilinizin olması gerekir. Ve adam kayırmanın var olduğu bir sistem, her zaman çürük elmalara açıktır. Üstelik bu çürükler, işini doğru düzgün yapmaya çalışan yöneticileri de töhmet altında bırakır.

Çocuklara topluca halk dansları yaptıran Şule Hanım da öğretmen, yaşlı karı kocayı öldüremez kalkan haydut da…Demek ki Şule öğretmen gibileri çoğaltmamız bu eşkıyaları ise torpiline falan bakmadan kapı dışarı etmemiz gerekiyor.

Geçen yazıda “eğitimi neden konuşmuyoruz” demiştim. Çünkü eğitim sistemimizin konuşmakla bitmeyecek devasa sorunları var, bunları önemsemek zorundayız. Bu köşede bir süre ısrarla eğitimi konuşacağız. Umudum, eğitim camiamızın da öncelikli olarak bu sorunları konuşmaya ikna olması yönünde. Çünkü öğretmenlerimiz de “sorun nedir” diye sorulduğunda maaştan, ders ücretinden, atamadan, tayinden başka bir şey konuşmuyorlar. Eğitim bunlardan ibaret olamaz değil mi?

Müsaadenizle son olarak kedi-köpek dostlarımız ile ilgili de bir not düşmek isterim. Kapı önünde uyuklayan dört ayaklı hayvanlar ile kafayı bozan tipler, Mersin’deki olayın faili iki ayaklı yamyamlar için ne düşünüyorlar acaba? Hayvanların suç ehliyeti yok, onlarla binlerce yıldır beraber yaşıyoruz, insana zarar verenleri de zaten izole ediyoruz. Peki bu “insanlara” karşı ne yapmalıyız? Belediyeye illa bir şey toplatacaksınız ya hani, asıl bunların toplanması gerekmiyor mu?

QOSHE - Yamyam müdür bey! - Gaffar Yakınca
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yamyam müdür bey!

127 30
01.03.2024

Mersin’de baba oğlu iki maganda, yetmiş küsur yaşındaki bir çifti öldüresiye dövüyor. Şiddet içerikli olmasına rağmen, görüntüleri mutlaka izlemenizi öneririm. Toplumumuzun ne kadar rezil bir hale geldiğini, çürüdüğünü görmek için bundan daha iyi bir örnek bulamazsınız.

Daha ilginci oğlu ile beraber yaşlı insanlara saldıran ahlak yoksunu haydut, bir lisede müdürmüş! Yani çocuklarımızı emanet ettiğimiz bir öğretmen, üstelik bir de yüzlerce çocuğun eğitiminden sorumlu bir okul yöneticisi…. Çürümenin katmerlisi bu olsa gerek.

Milli Eğitim Bakanı hassas davrandı, aynı gün açığa alındığı haberi geldi. Bu iyi bir şey. Ama asıl büyük sorular, tüm korkunçluğu ile önümüzde duruyor:

Bu kişilik yapısında, bu psikolojide ve en önemlisi bu ahlaksızlık düzeyindeki bir insan nasıl oluyor da bir okulda müdür olabiliyor?

Okul müdürleri veya öğretmenler arasında bu tipte daha kaç kişi var?

Çocuklarımızı kimlere emanet ediyoruz?

Türkiye’de eğitimin önemli sorunlarından biri eğiticilerin eğitimi. Öğretmen okullarımızın........

© Aydınlık


Get it on Google Play