menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gökyüzünden gelen acı ‘C-130’

21 8
17.11.2025

11 Kasım 2025 akşamı, Azerbaycan’dan Merzifon’a dönmekte olan bir C-130, Gürcistan-Azerbaycan sınırına yakın Signagi bölgesinde gökyüzünden koparak düştü. Gövdeden ayrılan kanatlara ve havada savrulan parçalara ait görüntüler, sadece bir uçak kazasını değil, Türkiye’nin savunma mimarisindeki kırılganlıkları da çıplak biçimde ortaya serdi. Çünkü modern bir ordunun “gücünü” belirleyen, yalnızca F-16, SİHA veya füze sistemleri değil bütün sistemin birbirine bağlı bir zincir olmasıdır. Resmî açıklamalara göre uçakta bulunan 20 askerimizin tamamı şehit oldu, F-16 bakım ve destek ekibinin mensupları da uçaktaydı.

Bu tablo, iki düzlemde soğukkanlı bir tartışmayı zorunlu kılıyor: Birincisi, “ölümün mekaniği”ne ilişkin teknik boyut; yani bu uçak neden düştü? İkincisi ise “sorumluluğun siyaseti”. Bu kadar yaşlı bir filoyu, modernize edilse bile hangi risk hesabıyla uçuruyoruz?

Önce şu çok tartışılan “1963 model uçakla uçuyoruz.” meselesini netleştirelim. Kazaya karışan uçak, 68-1609 kuyruk numaralı bir C-130EM Hercules. Kayıtlara göre 1968’de üretilmiş, yani 57 yaşında bir gövde. İlk kullanıcısı Suudi Arabistan; bu uçak, orada hizmet dışına çıktıktan sonra 2010’da Türkiye tarafından satın alınıp 2010–2014 arasında modernizasyon sürecinden geçirilerek 2014’te Hava Kuvvetlerimizin envanterine girdi.

Dolayısıyla teknik olarak “1963 model” değil ama tartışmanın ruhu değişmiyor: 1960’ların sonu ile 1970’lerin başında üretilmiş gövdeleri hâlâ uçuruyoruz. Bugün Türk Hava Kuvvetlerinin elinde 18-19 adet C-130B/E türevi var, bunların yaşları 50 ile 67 yıl arasında değişiyor. Uçakların önemli bir kısmı, Erciyes Projesi (Eski C-130’ların ‘beynini’ yenileyen, onları 21. yüzyıla taşıyan milli modernizasyon projesi) kapsamında kapsamlı aviyonik (uçağın elektronik kontrol sistemleri) modernizasyondan geçirildi: yeni dijital kokpit, gelişmiş seyrüsefer ve haberleşme sistemleri, görev planlama yazılımları ve modern uçuş yönetim bilgisayarları entegre edildi.

Kaza yapan uçağın da bu modernizasyondan geçtiği, gövde, motor ve pervane bakımlarının planlı takvimine uygun yapıldığı, son ağır bakımının 11 Eylül-12 Ekim 2025 arasında tamamlandığı ve kazadan yalnızca bir ay önce uçuşa elverişli raporu aldığı hem Bakanlık açıklamalarında hem savunma muhabirlerinin haberlerinde yer alıyor.

Burada kritik ayrım şu: C-130EM, aviyonik (uçağın elektronik kontrol sistemleri) olarak “modern”, ama yapısal olarak hâlâ 1960’ların metalleri üzerine kurulu bir uçak. Modernizasyon, kokpite ve elektronik sistemlere “21. yüzyıl zekâsı” ekliyor ama gövdenin, kanadın, bağlantı noktalarının yorgunluğunu sıfırlamıyor. Erciyes Projesi’nin teknik dokümanlarında da vurgulandığı gibi program daha çok uçuş emniyetini ve görev etkinliğini artıran aviyonik alanına odaklanıyor, filonun 2040’lara kadar hizmette kalmasını........

© Aydınlık