“Deyirem eşq olsun dünen ve bugün. / Azadlıq yolunda can verenlere.” (Dün ve bugün istiklâl yolunda can verenlere aşk olsun” diyorum.) Bahtiyar Vahapzâde

Azerbaycan Türkçesinde Yanvar, ocak ayını ifade eder. Azerbaycan tarihinde müstesnâ bir tarihi ifade eden 20 Yanvar 1990 ise Azerbaycan halkının kızıl tahakkümden kurtulmak, istiklâl ve âzadlık (özgürlük) için kendi kanlarıyla yazdığı bir tarihtir, acı ve şerefli bir gündür. Azerbaycan halkının tarihinde sadece ağıt ve acı ile değil bunun da ötesinde şan ve şerefle hatırlanacak bir gündür.

20 Yanvar Katliamı'nın öncesi ve sebebi Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin (SSC) talepleri ile yakından ilgilidir. Ermenilerin, Azerbaycan’a yönelik artan toprak talepleri karşısında Azerbaycan SSC’deki büyük bir Azerbaycan Türkü kitlesi gâleyana gelmiş ve “Ermeniler Dışarı” sloganları atarak yürüyüşler yapmıştı. Buna misilleme olarak Ermenistan SSC’de yaşayan çok sayıda Azerbaycan kökenli Türk de bu ülkeden kovulmuştur. Bu yükselen tansiyon ortamında Bakü’de 13 Ocak 1990 tarihinden itibaren başlamış olan olaylar Moskova tarafından Ermenilere yönelik bir katliam olarak addedilmiş ve Bakü’deki bu (sözde) katliamını durdurmak üzere SSCB Komünist Partisi Genel Sekreteri Gorbaçov’un SSCB Anayasası'nın 119 ve Azerbaycan SSC Anayasası'nın 71. maddesine aykırı olarak imzaladığı kararnâmenin ardından modern silahlarla donatılmış 40 bin kişilik bir Kızıl Ordu kuvveti Azerbaycan’a gönderilmiştir.

Tarihte bir halkın kahramanlık ve matemi aynı günde yaşaması pek nâdir görülen bir durumdur. Azerbaycan tarihinde de 20 Ocak 1990 şan, şeref, kahramanlık ve derin hüzünle dolu bir gündür. O gün Bakü’yü havadan, karadan ve denizden kuşatan Kızıl Ordu birlikleri, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı talebiyle meydanlara dökülen büyük halk kitlelerine tanklarla ve ağır makineli silahlarla saldırarak kanlı ve utanç verici bir katliam gerçekleştirmiştir.

Kızıl Ordu’nun Bakü’ye saldırısını halktan ve dış dünyadan gizli kalmasını sağlamak üzere 19 Ocak günü saat 19.30’da KGB (SSC İstihbarata Teşkilatı)’nin özel Alfa Grubu, Azerbaycan devlet radyo televizyonu enerji blokunu bombalamıştı. 19-20 Ocak gecesi de SSCB’nin çeşitli bölgelerinden gelen, Ermeni asıllı subayların ve askerlerin de içinde bulunduğu Kızıl Ordu'ya mensup 40 bin kişilik büyük bir askerî güç, millî özgürlüğü ve ülkesinin toprak bütünlüğü uğruna mücâdeleye başlamış Azerbaycan halkını sindirmek üzere vahşice Bakü’ye saldırmıştı. Bu vahşi saldırı aynı zamanda SSCB’nin boyunduruğu altındaki özgürlük isteyen diğer halklara da gözdağı verme maksadı güdüyordu.

Bakü'ye giren modern silahlarla donatılmış Kızıl Ordu birlikleri, çocuk, kadın ve yaşlı demeden savunmasız halkın üzerine ateş açmak ve kurşun yağdırmak suretiyle eşi görülmemiş kanlı bir katliam gerçekleştirmiştir. Katliamın ertesi günü 21 Ocak sabahında Kızıl Ordu birliklerinin geçtiği Bakü sokaklarında korkunç bir manzarayla karşılaşılmıştır. Kızıl Orduya ait tank ve zırhlı araçları durdurmaya çalışan nice Azerbaycan Türkü katledilmişti. Resmî bilgilere göre 20 Ocak Bakü Katliamı’nda 132 Azerbaycanlı şehit olmuş, 612’si ağır yaralanmış ve 841’i de hapse atılmıştır. Bu katliam üzerine Azerbaycan SSC’de olağanüstü hâl ilan edilmiş ve sonrasında binlerce bağımsızlık yanlısı Azerbaycan Türkü de tutuklanmıştır.

21 Ocak ve sonraki günlerde Kızıl Ordu, Azerbaycan’ın ikinci büyük şehri olan ver ülkenin batısındaki Gence, ülkenin güneyinde ve Hazar Gölü kıyısındaki Lenkeran şehirleri ve diğer bölgelerinde on beş Azerbaycan vatandaşını daha katletmiştir. Bakü halkından bir buçuk milyon kişi 23 Ocak 1990 tarihinde şehitlerini, sokak başlarını tutan Kızıl Ordu tanklarının tehdidi ve yüksek binalara yerleştirilmiş Kızıl Ordu mensubu keskin nişancılarının namluları altında Şehitler Hıyâbanı’na [1] defnederek ebediyete uğurlamıştı. O gün Bakü, Kızıl Ordu tarafından katledilen Rus, Yahudi ve başka milletlere – dinlere mensup olan insanları da ebediyete uğurlamıştır. Yaşanan katliam, resmî otorite eliyle de olsa terörün din ve milliyet tanımadığını göstermiştir.

Kızıl Ordu birlikleri daha sonra da Azerbaycan egemenliğindeki Dağlık Karabağ bölgesinde ikâmet eden Ermenilere destek vererek bu bölgenin yakın gelecekte Karabağlı Ermeniler ve Ermenistan tarafından gerçekleşecek işgâline yardım etmiştir.

Moskova için protestocu Azerbaycanlıları cezalandırmaktan da öte, artan milliyetçi akımları ve bağımsızlık girişiminde bulunabilecek tüm Sovyet cumhuriyetlerine de bir gözdağı verme maksadı güden Kızıl Ordu’nun bu vahşi operasyonu, gerek Azerbaycan Türkleri gerekse de SSCB tahakkümündeki diğer halklar nezdinde tam aksi sonuçlar doğurmuş, Azerbaycan Türklerinde büyük tepkilere sebep olmuş, Sovyet yönetimi altındaki Azerbaycan’da ve diğer Sovyet cumhuriyetlerinde milliyetçilik akımını ve bağımsızlık talebini hızlandırmış, Azerbaycan Türkleri nezdinde de Sovyet yönetiminin topluca reddine neden olmuştur.

Azerbaycan’da karanfillerin çok büyük önemi vardır. Karanfil sevincin, aşkın, vatan hasretinin ve millet sevgisinin sembolü olup ancak güzel ve mutlu günlerde değer atfedilen muhataba hediye edilir. Bu nedenle karanfiller Azerbaycan’da hep güler. Ancak Karanfil’in Azerbaycan edebiyatında tarihe ağlayarak girdiği bir gece (19-20 Ocak 1990 gecesi) vardır ki o geceye “Karanfilin Ağladığı Gece” denir. “Karanfilin Ağladığı Gece”, Azerbaycanlı şair Mehmet Aslan tarafından aşağıdaki gibi poetik (şiirsel) ifadelere de ciddî bir duygu yoğunluğu ile konu olmuştur.

Karanfil şehit kanı
Ağla karanfil ağla
Ağlat inlet meydanı
Ağla karanfil ağla


Civanlara [2] kıydılar
Tanklar altına koydular
Kanımı içip doydular
Ağla karanfil ağla

…………

Bu günahsız kanlara
Bu didilmiş canlara
Bu cansız civanlara

Ağla karanfil ağla

Kanlı 20 Yanvar Katliamı’nın üstünden otuz dört yıl geçti. Azerbaycan halkı sadece Azerbaycan’ın değil, aynı zamanda Türk Dünyasının acılı bir sayfası olarak hâfızâlara kazınmış olan 20 Ocak 1990 tarihini ve şehitlerini derin bir hüzünle anmaktadır. 20 Ocak Azerbaycan halkının tarihinde sadece ağıt ve acı ile hatırlanacak bir gün değil, aynı zamanda özgürlük ve bağımsızlık yolunda şan ve şeref dolu bir günüdür. Zira o gün sokaklara dökülen şehit kanları bir anlamda Azerbaycan halkının özgürlük ve bağımsızlığını da temsil etmektedir. Azerbaycan halkı o gün üstüne çöken kabusa, Kızıl Ordu’nun korkunç ve kanlı baskınına karşı göğsünü gererek, birlik ve beraberliğini dünyaya ispat ettiği gibi bu faciâda vatan uğrunda canlarını vermiş şehitleri ile iftihar etmektedir.

Bu katliamın fâillerini bugün de lânetle anarken, Azerbaycan’ın özgürlük ve istiklâline giden yolu canlarıyla ve kanlarıyla açan tüm şehit ve gazileri rahmetle anıyoruz.

Aşk olsun; “aferin, helal olsun” anlamında bir davranışın, bir tutumun çok beğenildiğini bildiren bir sözdür. “Karanfilin Ağladığı Gece” azadlık (bağımsızlık ve hürriyet) yolunda ölenler için son sözü Güney Azerbaycan Türklerinden şair ve yazar Bahtiyar Vahapzâde (1925-2009)’ye bırakalım:

“Deyirem eşq olsun dünen ve bugün. / Azadlıq yolunda can verenlere.” (“Dün ve bugün istiklâl yolunda can verenlere aşk olsun” diyorum.)

[1] Hıyâban: İki tarafı ağaçlık büyük yol ya da alandır. Şehitler Hıyâbanı ise 1918 yılında Nuri Paşa komutasındaki Kafkas İslam Ordusu tarafından Bakü şehrini Ermeni ve Ruslardan kurtarırken şehit düşen Türk askerleri, Karabağ Sorununda şehit düşen Azerbaycanlı askerler ile 20 Yanvar Katliamı’nda şehit düşen Azerbaycanlıların defnedildiği ve onların manevî hatıralarına izâfeten inşâ edilmiş görkemli bir kabristandır.

[2] Civan: Genç, yiğit.

[3] Abşeron” özel bir coğrafî isim olup, Hazar Denizinin içine doğru 60 km uzanan ve en geniş yeri 30 km olan bir yarımadadır. Azerbaycan’ın başkenti ve en büyük şehri olan Bakü ile ona bağlı yerleşim merkezleri olan Sumgayıt ve Hırdalan da Abşeron Yarımadası üzerinde yer almaktadır.

KAYNAKLAR

Azerbaycan Millî Kütühanesi, “20 Yanvar - Qan Yaddaşımız”, http://anl.az/down/20yanvar.metod. pdf, Erişim Tarihi: 10.01.2024.

Bağırov, Faig; “25. yılında kanlı 20 Ocak katliamı”, 21.1.2015, https://ankara.mfa.gov.az/files/file/25._yilinda_ kanli_ 20_ocak_katliami_-_Aksam.pdf.

Paksoy, İrfan; Cihan Harbi’nde Osmanlı Devleti, Boğaziçi Yayınları, İstanbul 2018.

Paksoy, İrfan; Azerbaycan Aydınları, Alka Yayınevi, Trabzon 2021.

Paksoy, İrfan; “Karanfilin Ağladığı Gece”, 19.01.2020, http://www.dibace.net/irfan-paksoy/ karanfilin-agladigi-gece/., Erişim Tarihi: 10.01.2024.

Resulzade, Mehmet Emin, Azerbaycan Cumhuriyeti: Keyfiyeti, Teşekkülü ve Şimdiki Vaziyeti, İstanbul 1990

Rzayev, Rameş; “Azerbaycan Halk Cumhuriyeti’nin Teşekkül Aşamaları”, Vakanüvis Uluslararası Tarih Araştırmaları Dergisi, Yıl: 5, No. 2, Güz 2020.

Şahin, Enis; Türkiye ve Maverâ-yı Kafkasya İlişkileri İçerisinde Trabzon ve Batum Konferansları ve Antlaşmaları (1917-1918), TTK Bsmv., Ankara 2002.

Topçu, Ülkü; “SSCB’nin Azerbaycan’ı İşgali”, https://www.altayli. net/sscbnin-azerbaycani-isgali.html, Erişim Tarihi: 10.01.2024.

QOSHE - Kanlı 20 Yanvar - İrfan Paksoy
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kanlı 20 Yanvar

20 0
20.01.2024

“Deyirem eşq olsun dünen ve bugün. / Azadlıq yolunda can verenlere.” (Dün ve bugün istiklâl yolunda can verenlere aşk olsun” diyorum.) Bahtiyar Vahapzâde

Azerbaycan Türkçesinde Yanvar, ocak ayını ifade eder. Azerbaycan tarihinde müstesnâ bir tarihi ifade eden 20 Yanvar 1990 ise Azerbaycan halkının kızıl tahakkümden kurtulmak, istiklâl ve âzadlık (özgürlük) için kendi kanlarıyla yazdığı bir tarihtir, acı ve şerefli bir gündür. Azerbaycan halkının tarihinde sadece ağıt ve acı ile değil bunun da ötesinde şan ve şerefle hatırlanacak bir gündür.

20 Yanvar Katliamı'nın öncesi ve sebebi Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'nin (SSC) talepleri ile yakından ilgilidir. Ermenilerin, Azerbaycan’a yönelik artan toprak talepleri karşısında Azerbaycan SSC’deki büyük bir Azerbaycan Türkü kitlesi gâleyana gelmiş ve “Ermeniler Dışarı” sloganları atarak yürüyüşler yapmıştı. Buna misilleme olarak Ermenistan SSC’de yaşayan çok sayıda Azerbaycan kökenli Türk de bu ülkeden kovulmuştur. Bu yükselen tansiyon ortamında Bakü’de 13 Ocak 1990 tarihinden itibaren başlamış olan olaylar Moskova tarafından Ermenilere yönelik bir katliam olarak addedilmiş ve Bakü’deki bu (sözde) katliamını durdurmak üzere SSCB Komünist Partisi Genel Sekreteri Gorbaçov’un SSCB Anayasası'nın 119 ve Azerbaycan SSC Anayasası'nın 71. maddesine aykırı olarak imzaladığı kararnâmenin ardından modern silahlarla donatılmış 40 bin kişilik bir Kızıl Ordu kuvveti Azerbaycan’a gönderilmiştir.

Tarihte bir halkın kahramanlık ve matemi aynı günde yaşaması pek nâdir görülen bir durumdur. Azerbaycan tarihinde de 20 Ocak 1990 şan, şeref, kahramanlık ve derin hüzünle dolu bir gündür. O gün Bakü’yü havadan, karadan ve denizden kuşatan Kızıl Ordu birlikleri, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı talebiyle meydanlara dökülen büyük halk kitlelerine tanklarla ve ağır makineli silahlarla saldırarak kanlı ve utanç verici bir katliam gerçekleştirmiştir.

Kızıl Ordu’nun Bakü’ye saldırısını halktan ve dış dünyadan gizli kalmasını sağlamak üzere 19 Ocak günü saat 19.30’da KGB (SSC İstihbarata Teşkilatı)’nin özel Alfa Grubu, Azerbaycan devlet radyo televizyonu enerji blokunu bombalamıştı. 19-20 Ocak gecesi de SSCB’nin çeşitli bölgelerinden gelen, Ermeni asıllı subayların ve askerlerin de içinde bulunduğu Kızıl Ordu'ya mensup 40 bin kişilik büyük bir askerî güç, millî özgürlüğü ve ülkesinin toprak bütünlüğü uğruna mücâdeleye başlamış Azerbaycan halkını sindirmek üzere vahşice Bakü’ye saldırmıştı. Bu vahşi saldırı aynı zamanda SSCB’nin boyunduruğu altındaki özgürlük isteyen diğer halklara da gözdağı verme maksadı güdüyordu.

Bakü'ye giren modern silahlarla donatılmış Kızıl Ordu birlikleri, çocuk, kadın ve yaşlı demeden savunmasız halkın üzerine ateş açmak ve kurşun yağdırmak suretiyle eşi görülmemiş kanlı bir katliam gerçekleştirmiştir. Katliamın ertesi günü 21 Ocak sabahında Kızıl Ordu birliklerinin geçtiği Bakü sokaklarında korkunç bir manzarayla karşılaşılmıştır. Kızıl Orduya ait tank ve zırhlı araçları durdurmaya çalışan nice Azerbaycan Türkü........

© Anadolu Gazete


Get it on Google Play