Bir garip ülkeyiz!

Her taksi şoförü cinayeti sonrası, ülke ayağa kalkar…

Tıpkı kadın cinayetleri gibi!

Hop oturur hop kalkarız…

Yazık oldu. Falan, filan gibi sözlerle kendimizi teselli ederek avunuruz.

Ve sonra unutulur…

Yeniden ve yine bir taksi şoförü katledilinceye kadar, kimseden ne ses ne de bir seda çıkmaz…

Taksicilerle ilgili tüm sorunlar medya aracılığıyla tartışılır.

Gazeteler sürmanşet verir. İktidardan bir yetkili çıkar basının karşısına, yağar, gürler, “Şöyle yapacağız, böyle önlem alacağız” der ama çok şey değişmez. Sadece o güne binaen konuşulur ve taksicilerin gazını alır o kadar.)

Ve “Havanda su dövülür” misali, lüzumsuz, gereksiz işler konuşulur ve tekrar unutulur.

Her taksi şoförü cinayet sonrası, aileler üzüntüsünden kahrolur.

Yani olan yine ölen sürücünün ailesine, çocuklarına ve acılar içinde kıvranan yakın akrabalarına olur.

Öldürülen taksi sürücü bir kere ölür ama diğer taksi sürücüler her gün ölür ölür dirilirler.

Zira ortalık hırsız, arsız, uğursuz, dengesiz, zil zurna, kör kütük sarhoş, berduş, ayyaş, şizofren, ispirtocu, eroinmanlarla dolu.

Türkiye’de her hafta mutlaka birkaç taksi sürücü ya gasp edilir ya taciz edilir ya öldürülür ya da taksiye binen para ödemediği için sürücünün veya taksi sahibinin cebinden gider.

İktidar, neden taksi sürücülerinin hayatını korumak için bir şeyler yapmaz? Anlamış değilim!

Örneğin; Neden bütün ticari taksilere kamera takma zorunlu hale getirilmez? En azında kötü niyetli müşterilere karşı caydırıcılık olmaz mı?

Örneğin; Büyükşehir Belediye Başkanı neden ticari taksileri çağırıp arabanın iç kısmına 4 adet kamara takarak tüm taksicileri sevindirmiş olsa fenamı olur?

Mesela; Taksi içinde tehlike ihtimali olduğunda, doğrudan doğruya emniyet teşkilatına bağlı bir “buton” takarak sürücünün canını kurtarmaz.

Veya sürücü ile müşteri arasında kurşun geçirmez cam kabin neden zorunlu hale getirilmez?

Bu önlemler alındığında cinayetler azalır, emniyet güçleri de de derin bir nefes alır.
Böylece, güvenlik güçleri, kim vurdu, neden öldürüldü, psikopat mı? gibi sorulara mehtap kalmadığı gibi hem Emniyet hem de sürücünün ailesi sevinir.

Önlemler alınmadığı taktirde, yine olan ölene ve babasız kalan çocuklara, acı çeken ailesi ve yakınlarına olur.

Bu acıları dindirmek için yapılması gereken bazı şeyler yeterlidir.

İl Trafik Komisyonu UKOM Genel kararları, il, ilçe ve belde belediyeleri tarafından plakaları belirlenen tüm ticari taksiler, tüm taksi duraklarına müşteri bırakmalı ve oradan da müşteri almalı. Yetkili kurumlar başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm taksiler için duraklar serbest bırakılmalıdır.

Örneğin; Konyaaltı'ndan alınan müşteri Muratpaşa'ya götürüldüğünde orda herhangi bir duraktan müşteri alıp geri döndüğünde zarar etmemesi de önlenmiş olur?
Benden söylemesi: Taktir ve yetki sizindir.

QOSHE - Taksicinin can güvenliği yok! - Binali Efe
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Taksicinin can güvenliği yok!

3 28
09.02.2024

Bir garip ülkeyiz!

Her taksi şoförü cinayeti sonrası, ülke ayağa kalkar…

Tıpkı kadın cinayetleri gibi!

Hop oturur hop kalkarız…

Yazık oldu. Falan, filan gibi sözlerle kendimizi teselli ederek avunuruz.

Ve sonra unutulur…

Yeniden ve yine bir taksi şoförü katledilinceye kadar, kimseden ne ses ne de bir seda çıkmaz…

Taksicilerle ilgili tüm sorunlar medya aracılığıyla tartışılır.

Gazeteler sürmanşet verir. İktidardan bir yetkili çıkar basının karşısına, yağar, gürler, “Şöyle yapacağız, böyle önlem alacağız” der ama çok şey değişmez. Sadece o güne binaen konuşulur ve taksicilerin gazını alır o kadar.)

Ve “Havanda su dövülür” misali, lüzumsuz, gereksiz işler konuşulur ve tekrar unutulur.

Her taksi şoförü cinayet sonrası, aileler üzüntüsünden kahrolur.

Yani olan yine ölen sürücünün ailesine, çocuklarına ve acılar içinde kıvranan yakın akrabalarına olur.

Öldürülen taksi sürücü bir kere ölür ama diğer........

© Akdeniz Gerçek


Get it on Google Play