menu_open
Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Atatürk’ün ve Erdelhun'un Nutukları

12 0
02.01.2024

Türk Silahlı Kuvvetlerine komuta etmiş Atatürk ve Rüştü Erdelhun'un iki önemli nutkunu nazarlara vermek istiyorum. Bu sayede gündemde olan ve çok tartışılan anayasa ile birlikte demokratik hukuk devleti ilkelerine açıklık kazandırmak gerekiyor.

Çünkü hem hükümet hem de muhalefet tarafindan sık sık hamasi nutuklar çekilmekte silahlı kuvvetlerimizde bilerek veya bilmeyerek darbeci anlayışı geri getirmek isteyen bahtsız insanları görmekteyiz.

Bu meselenin anlaşılması için yaklaşık 25 yıl ara ile orduya kumanda etmiş iki önemli kişinin nutuklarini analiz edebiliriz.

Bu sayede ülkemizde tek partili faşist yonetimi tekrar hortlatmak isteyen darbeci anlayışı deşifre ederek demokratik hukuk devletini gerçekleştirme imkanı vardır.

“Bursa Nutku” olarak ifade edilen CHP Genel Başkanı Atatürk’e ait oldugu bilinen

5 Şubat 1933 tarihinde söylenen nutuk; bir zihniyeti deşifre ettigi için cok onemlidir.

1966 yılında İzmir’de bir mahkeme; bu nutkun bildiri halinde dağıtılmasını yasaklamıştır. Fakat Türk Tarih Kurumu Yönetim Kurulu, bu nutkun gerçek olduğuna karar vermiştir. Daha sonra 1975 yılında Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi de bu nutkun yargısal bir gerçek olduğuna dair kararını açıklamıştır.

İşte askeri darbe ve şiddetin temeline inilmesini sağlayacak bu metin; yapilacak analizlere önemli katkı yapacaktir.

Bu nutuk, özellikle darbeci ve cuntaci askerler tarafindan kutsal bir metin olarak gorulmektedir. Bir dönem Bursa nutku adı verilen bu metin sadeleşmiş bir biçimde aşağıdaki şekilde kullanılıyor ve dağıtılıyordu:

“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük yâ da en büyük kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir’ diye düşünecek; ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ‘demek adalet örgütünü düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek’ diyecektir. Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayırılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir’ diyecektir”.

Bu metni 27 Mayis 1960 darbesinden sadece 12 saat önce Genelkurmay Baskani Rüştü Erdelhun'un askerlere karşı söylediği nutuk ile mukayese ederek; darbeci kalkismalarin önüne geçmek mümkündür.

Dünyada emsali olmayan ve her 10 yılda bir gerçekleştirilen askeri darbeler ve terör olaylarının ülkemizde akıl almaz boyutlara yükselmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi bu darbeci anlayıştır.

Rüştü Erdelhun ise bu anlayışin ulkemizi icinden cikilmaz bir darbe batakligina düşurecegini düşunuyordu. ABD’nin ülkemizde darbe yapacağının istihbaratını almıştı. Askerlerin siyasete karışmasının ne derece kötü sonuçlar doğuracağını görmüş ve bunun ülkemize vereceği zararları fark etmişti. Komuta kademesinde bulunan fakat darbeden sonra emekli edilen 265 general ve 5000’e yakın subay da aynı düşünceye sahipti.

Fakat içlerinde Ümit Özdağ’ın babası Yüzbaşı Muzaffer Özdağ’ın da bulunduğu ABD’nin kandırmış olduğu subaylar; vatan hainliğine eşdeğer bir darbe kararı almışlardı. ABD’nin gizli servis elemanları birçok ülkede olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde sinsi bir şekilde yuvalanmış ve halkın seçtiği iktidarı devirmenin planlarını yapmıştı. Çünkü Adnan Menderes, Batının Türkiye’de kurmak istemediği çok önemli sanayi tesislerini Sovyetler Birliği ile beraber inşa ediyordu.

Darbe hazırlığını fark eden Erdelhun, faşist cunta yapılanmasının önüne geçmek için Ankara dışından takviye........

© Akasyam


Get it on Google Play