Abdullah Avcı ilk göreve getirileceği zaman, karşı olduğumu belirtmiştim. Bunu söylerken de, Başakşehir’de oynattığı, kendince modern ama bize göre sıkıcı ve futbolun ruhuna aykırı oyun nedeniyle çekincelerimiz vardı. Bu çekincelerimiz arasında, Başakşehir’in başında görev yaparken, 9 puan önde olmasına rağmen son haftalarda Galatasaray’a kaptırdığı şampiyonluk, yine Başakşehir’in başında iken 2 kez Türkiye Kupası finalinde kaybediş, A Milli Takım Teknik Direktörü olarak görev yaptığı süre içerisindeki başarısızlık ve sonrasında, Beşiktaş Teknik Direktörü olarak yaşadığı başarısızlık sonrası, görevine son verilmesi de vardı. O zamanki Trabzonspor yönetimi, tercihini bu yönde kullandığı için tabii ki, o andan sonra bize düşen de bu karara saygı göstermek ve Trabzonspor’u desteklemekti. 2021-2022 sezonunda kazanılan şampiyonluk için oynanan futbolu beğenmesek de minnettar olduğumuzu, o sezon, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın, bu sezonki kadar güçlü kadrolarının olmayışının, bizim için çok büyük bir avantaj olduğunu, bu avantaja rağmen ligin ikinci yarısındaki düşüşün dikkate alınması gerektiğini defalarca yazdık. Şampiyonluk sonrası transfer faciaları ile beraber yaşanan başarısız sonuçların ardından, “Gelişeceğiz, değişeceğiz, Kasım’ı bekleyin.” söylemleri sonrası yaşanan tükenmişlik sendromu ve “Ne yapsam olmuyor, çözüm bulamıyorum.” şikayeti ile istifanın peş peşe gelişi. İstifanın üzerinden geçen 6 aylık sürenin ardından Ertuğrul Doğan’ın Abdullah Avcı’yı, bu sezonun 9. haftasında tekrar göreve getirmesi ile başlayan yeni bir süreç. Alanyaspor galibiyeti ile göreve başlayan Abdullah Avcı’nın Teknik Direktörlüğünde, Trabzonspor’un zirve ile arasında 12 puan fark ve geride oynanacak 29 hafta daha varken, bugün gelinen noktada, sezon sonu itibari ile zirve ile aradaki fark 35 puan. “Bizim hedefimiz üçüncülüktü ve başardık, sıradaki hedefimiz Ziraat Türkiye Kupası.” söylemi sonrası, final maçında Beşiktaş’a karşı staddaki 38.000 ve televizyon başındaki milyonlarca taraftarı kahreden bir oyun ile kupayı kaybediş. Final maçı sonrası, özrü kabahatinden büyük misali “Biz geriye yaslanmadık, Beşiktaş bizi geriye yasladı” gibi acizlik içeren sözler. Sayın Hocam; Beşiktaş, hiç bir rakibini bu sezon geriye yaslanmaya mecbur edecek bir oyun oynayamamışken, o gücü yokken ve başlarında bir altyapı hocası ile mücadele ederken, Trabzonspor neden böyle mahkum bir oyun oynadı? Sizin göreviniz buna önlem almak değil mi? Bir altyapı hocası kadar takımınızı neden bu maça hazırlayamadınız? Yoksa, final maçında şahit olduklarımız ve maç sonu açıklamalarınız, istifa öncesi açıklamalarınızdaki çaresizliğin bir benzeri mi? Sayın Hocam; Ben yıllarca öğretmenlik yaptım ve binlerce öğrenciye karne notu verdim. Not verirken de hiç bir zaman adaletsizlik yapmadım. Bugün itibari ile sizin sezon sonu karneniz, maalesef berbat. Geldiğinizde lider ile olan 12 puan fark, olmuş 35 puan ama siz 3. olduk diye seviniyorsunuz. Bu sene 5 hoca değiştirmiş, kötü sonuçlardan dolayı yönetimi değişmiş ve ligde mağlup olmadığı takım kalmamış bir takıma, final maçında kaybediyorsunuz ama “Biz kupayı almayı çok istedik.” diyorsunuz. Sayın Hocam siz bizimle dalga mı geçiyorsunuz? Kupayı almak isteyen takımın futbolcuları, Beşiktaşlı futbolcular gibi 2-3 kişilik mücadele ederlerdi ve onları motive edecek hocaları da Serdar Topraktepe gibi cesur bir oyun oynatır ve futbolcularını bu konuda motive ederdi. Sayın Hocam; Sezon Karnesi notunu size bırakıyorum. Kendi notunuzu kendiniz verin ama vermeden önce, geldiğinizdeki ve şu andaki puan durumuna bakıp, final maçını bir defa daha izlemenizi öneririm. Sanırım bu objektif kriterler karşısında, siz de koltuğunuzda geriye yaslanmak zorunda kalacaksınız!

      Sayın Hocam; Yine belirteyim. Resmi olarak 38 yıl sonra, bize 8. Şampiyonluğu kazandırdığınız için tekrar tekrar teşekkür ederiz. Yalnız, size göre modern, bize göre çağdışı oynattığınız oyun yüzünden, taraftar stat ile bağını koparmış ama size olan minnettarlığı yüzünden bugüne kadar sizi hedefe koymaktan imtina etmekteydi. Final maçı sonrası ise sahada görmek istemediği bu oyun sistemine karşı sabrı taşmış ve tepkisini göstermeye başlamıştır. Bundan sonraki süreçte, yapacağınız transferler isabetli olsa bile, sizin oyun konusundaki sabit fikriniz ve inadınız değişmeyeceğine göre ilk başarısızlıkta, bu sefer sizinle birlikte hedef Sayın Başkan ve yönetim olacak ve Aralık ayındaki Olağan Kongre’de büyük bir baskı altında kalacaklardır. Dileğim, şampiyonluğun diğer adaylarının, şampiyon olduğumuz sezonda olduğu gibi başarısız olmaları, yaptığınız transferlerin isabetli olması, Trabzonspor’un ruhuna uygun bir oyun sistemine dönmeniz, bir de 2 sene önceki Nwakaeme’yi bulmanız. Umarım, bu bir araya gelmesi çok zor ihtimaller bizi yanıltıp bir araya gelir ve şampiyonluğa yeniden uzanırız.

      Bugün oynanan ligin son maçında, cezası nedeni ile seyircisinden mahrum olarak, sahasında Ankaragücü’nü konuk eden Trabzonspor, 2 sefer yenik duruma düşmesine rağmen, Visca’nın 1 ve Enis Destan’ın 3 golü ile rakibini 4-2 yenerek, ligi 67 puanla tamamlamış oldu. Ankaragücü için ise üzüldüğümü belirtmek isterim. Keşke Ankaragücü, son 5 haftada 3 beraberlik ve 2 mağlubiyet alarak kendisini küme düşme hattına atmasaydı ve kaderini son maça bırakmasaydı. Sayın Abdullah Avcı, maç sonu açıklamasında, “Ben Trabzonspor taraftarının nasıl bir oyun görmek istediğini biliyorum. Önümüzdeki sezon, onların istediği gibi hızlı ve temaslı bir oyun oynayacağız.” dedi. Hatırladığım kadarı ile ilk göreve geldiğinde de aynı açıklamayı yapmıştı. Umarım, önümüzdeki sezon sonunda, bir sonraki sezon için de aynı açıklamayı yapmak zorunda kalmazsınız...

QOSHE - Sezon karnesi - Tansel Kolcu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sezon karnesi

37 0
26.05.2024

Abdullah Avcı ilk göreve getirileceği zaman, karşı olduğumu belirtmiştim. Bunu söylerken de, Başakşehir’de oynattığı, kendince modern ama bize göre sıkıcı ve futbolun ruhuna aykırı oyun nedeniyle çekincelerimiz vardı. Bu çekincelerimiz arasında, Başakşehir’in başında görev yaparken, 9 puan önde olmasına rağmen son haftalarda Galatasaray’a kaptırdığı şampiyonluk, yine Başakşehir’in başında iken 2 kez Türkiye Kupası finalinde kaybediş, A Milli Takım Teknik Direktörü olarak görev yaptığı süre içerisindeki başarısızlık ve sonrasında, Beşiktaş Teknik Direktörü olarak yaşadığı başarısızlık sonrası, görevine son verilmesi de vardı. O zamanki Trabzonspor yönetimi, tercihini bu yönde kullandığı için tabii ki, o andan sonra bize düşen de bu karara saygı göstermek ve Trabzonspor’u desteklemekti. 2021-2022 sezonunda kazanılan şampiyonluk için oynanan futbolu beğenmesek de minnettar olduğumuzu, o sezon, Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın, bu sezonki kadar güçlü kadrolarının olmayışının, bizim için çok büyük bir avantaj olduğunu, bu avantaja rağmen ligin ikinci yarısındaki düşüşün dikkate alınması gerektiğini defalarca yazdık. Şampiyonluk sonrası transfer faciaları ile beraber yaşanan başarısız sonuçların ardından, “Gelişeceğiz, değişeceğiz, Kasım’ı bekleyin.” söylemleri sonrası yaşanan tükenmişlik sendromu ve “Ne yapsam olmuyor, çözüm bulamıyorum.” şikayeti ile istifanın peş peşe gelişi. İstifanın üzerinden geçen 6 aylık sürenin ardından Ertuğrul Doğan’ın Abdullah Avcı’yı, bu sezonun 9. haftasında tekrar göreve getirmesi ile başlayan yeni bir süreç. Alanyaspor galibiyeti ile göreve başlayan Abdullah Avcı’nın Teknik Direktörlüğünde, Trabzonspor’un zirve ile arasında 12 puan fark ve geride oynanacak 29 hafta daha varken, bugün gelinen noktada, sezon sonu itibari ile zirve ile aradaki fark 35 puan. “Bizim hedefimiz üçüncülüktü ve başardık, sıradaki hedefimiz........

© 61 Trabzon Haber


Get it on Google Play