TAŞ YERİNDE AĞIRDIR-139. UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM.

Binlerce yıl öncesinde, Ege ve Akdeniz insanlarının inancında “Triton” denizlerde yaşayan bir tanrıdır.

“Triton”; baş tanrı Zeus’un kardeşi, denizlerin, depremlerin ve atların tanrısı olarak kabul edilen Poseidon’un oğludur.

Belden üstü insan, aşağısı balık şeklinde, ayakları at ayağına benzer, melez bir yaratıktır.

Babası Poseidon’a habercilik yapar, onunla birlikte deniz dibinde bir sarayda yaşar.

“Triton” adı günümüzde, astronomide yaşatılıyor.

Güneşin etrafında, Dünya ile birlikte dönen gezegenlerden bir olan Neptün’un (Poseidon’un) uydularından birinin adı Triton’dur. Dönüş yönü Neptün’ün dönüş yönüne terstir.

Bergama’nın, Dünyanın sekizinci harikası sayılacak güzellikteki Zeus Sunağının dış duvarları Tanrılarla Titan/Gigant/Devlerin Savaşını, iç duvarları Pegamon’un kuruluş söylencesini anlatan heykelimsi kabartmalarla (frizlerle) süslenirken, çatısının köşeleri ve kenarları “akroter” denilen heykeller, işlemelerle bezenmiş.

Pergamonlu tasarımcılar; Zeus Sunağının çatısının kenarlarına babası Poseidon’un heykeli gibi (Bknz: Taş Yerinde Ağırdır-88) oğul “Triton”un, muhteşem heykellerini koymuşlar.

Onlar da akroter, kenar köşe süslemesi olarak değerlendirmiş.

Tabii bu heykeller eşsiz Pergamonlu heykeltıraşlar elinde çıkmış.

Bu Triton heykellerinden ikisi, Bergama’yı soyan Carl Humann adlı Alman soyguncu ve çetesi tarafından Pergamon Akrapolü’nde ele geçirilmiş ve diğer eserlerle birlikte Almanya’ya kaçırılmış.

91 cm yüksekliğinde, 51 cm kalça genişliğinde “ilk Triton heykeli” elinde deniz kabuğundan yapılmış bir borazan tutuyor. Üfleyip babası Poseidon’a haber verecek sanki. Heykelin başı yok.

Diğeri de birincinin neredeyse aynısı ama kafasının yarısı duruyor.

Kazıcı bir aletle kırıldığı anlaşılan başının kalan kısmında saçlarının dalgalı olduğu görülüyor.

Heykel başının, Alman kaçakçıların ehil olmayan kişilere yaptırdığı vahşi kazı sırasında kırıldığı söylenebilir.

Ya da heykele tapmayı yasaklayan ilk, fanatik Hıristiyanlar tarafından.

İ.Ö.160 yılına tarihlenen Heykeller Prokonnesos, Marmara Adası mermerinden yapılmış. Yani taşı da Anadolu’nun bağrından çıkmış. Bu adadaki mermer ocakları 2500 yıldır işletiliyor.

Gürbüz, çok sıhhatli erkek vücutlarını temsil eden heykellerin belirgin bir ince işçiliğe sahip olduğu kesin.

Bu muhteşem eserleri yaratan, sanatta yeni bir çığır açan Bergama heykeltıraşları, bu heykellerde de zariflikle güçlü oluşu birleştirmeyi başarmış.

Ön kaburgalarından, bel kaslarına, geniş omuzlarından güçlü göğüslerine kadar heykellerin ayrıntıları Triton’un tanrısallığına işaret ediyor.

Birinci heykelin elindeki deniz kabuğundan yapılmış borazan onun denizle olan ilişkisine ve babası Poseidon’a haber iletme yükümlülüğüne işaret ediyor olmalı. İkincisi başını hafifçe sol eğmiş, kolları kırık.

Bu melez yaratığı ifade eden heykellerin belden aşağıları balık pullarını andıran dalgalı çizgilerle betimlenmiş.

Bellerinde vücudun alt ve üstünü ayıran kabarıkça bir çıkıntı var.

Bu insan görünümlü üst ile balık görünümlü alt kısmı ayıran bir kuşak olmalı.

Heykeller bir kaide üstüne oturtulmuş ama ayakları gösterilmemiş.

Bu eşsiz heykeller; Zeus Sunağı muhtemelen, paganizme düşman ilk Hıristiyanlar tarafından yıkıldıktan sonra, temellerinin bulunduğu yerde oluşmuş höyüğün, toprak tepenin altında yüzyıllarca uyumuş.

140 yıl önce Bergama’yı soyup soğana çeviren Prusya/Alman Devleti destekli, C.Humann adlı mühendis kılıklı çete reisi başkanlığındaki organize kaçakçılık şebekesi tarafından, Zeus Sunağının temellerinin kuzey yanında, toprak altından çıkarılmış.

Gizlice ya da şaibeli izinlerle yurt dışına götürülmüş.

Ege kültüründe yaratılmış, Ege Denizinde var olduğu tahayyül edilmiş, Poseidon oğlu Triton, şimdi mermer heykeller olarak var edildiği topraklardan çok uzakta.

Hem de iki tane. Sanki ikiz gibi.

Kaçakçı Carl Humann ve çetesine birini alıp götürmek yetmemiş, öbürünü de almışlar.

Bari birini bıraksalardı (!)

Ama işte “aç gözlülük!”.

Emperyalizm doymaz ki!

İki “Triton” heykeli de birçok akraba Bergama heykeli gibi Berlin’de Müze adı verilen bir hapishaneye kapatılmış.

Müze/Hapishane Kimlik Numaraları, “AvP VII 166” ve “AvP VII 167”.

Nasıl sızlamasın insanın yüreği!

Nasıl kızmasın bu garabete!

Hadi, kaçakçılık, şaibeli izinler konusunu bir kenara bırakalım. Alman ilgililerin gözlükleriyle bakalım: Korunmak için Berlin’e götürüldüklerini var sayalım!

Hadi, “nalet olsun böyle korumaya” demeden, “yeter artık korundular”, diyelim.

“Zeuslar, Poseidonlar, Tritonlar” bu coğrafyanın inanç ürünleri.

Bugünkü Orta Avrupa’nın kibrine yabancı!

Açılsın artık kulaklar! Bırakılsın artık şu inat!

Verilsin Anadolu’nun tarihi eserleri geri!

ZEUS SUNAĞI VE BERGAMA ESERLERİ SOĞUK ve PUSLU BERLİN’E DEĞİL, GÜZEL BERGAMA’YA AİT. MUTLAKA GERİ GELMELİ, EVİNE DÖNMELİDİR!

(Kaynak:http://www.smb-digital.de/eMuseum, Database-Antikensammlung---

https://artsandculture.google.com/asset/triton-with-trumpet-unknown/lwGNlCalasMs7A?hl=de---https://commons.wikimedia.org/wiki/File:Triton,_from_the_Pergamon_Altar_terrasse,_Hellenistic,_160_BC,_Pergamon_Museum_Berlin_%288404174581%29.jpg.--- Pausanias: Description of Greecewith an English Translationby W.H.S. Jones, Litt.D., and H.A. Ormerod, M.A., in 4 Volumes. Cambridge, MA, Harvard University Press; London, William Heinemann Ltd. 1918)

QOSHE - İkiz tritonlar - Sefa Taşkın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İkiz tritonlar

13 6
07.04.2024

TAŞ YERİNDE AĞIRDIR-139. UNUTMAYALIM, UNUTTURMAYALIM.

Binlerce yıl öncesinde, Ege ve Akdeniz insanlarının inancında “Triton” denizlerde yaşayan bir tanrıdır.

“Triton”; baş tanrı Zeus’un kardeşi, denizlerin, depremlerin ve atların tanrısı olarak kabul edilen Poseidon’un oğludur.

Belden üstü insan, aşağısı balık şeklinde, ayakları at ayağına benzer, melez bir yaratıktır.

Babası Poseidon’a habercilik yapar, onunla birlikte deniz dibinde bir sarayda yaşar.

“Triton” adı günümüzde, astronomide yaşatılıyor.

Güneşin etrafında, Dünya ile birlikte dönen gezegenlerden bir olan Neptün’un (Poseidon’un) uydularından birinin adı Triton’dur. Dönüş yönü Neptün’ün dönüş yönüne terstir.

Bergama’nın, Dünyanın sekizinci harikası sayılacak güzellikteki Zeus Sunağının dış duvarları Tanrılarla Titan/Gigant/Devlerin Savaşını, iç duvarları Pegamon’un kuruluş söylencesini anlatan heykelimsi kabartmalarla (frizlerle) süslenirken, çatısının köşeleri ve kenarları “akroter” denilen heykeller, işlemelerle bezenmiş.

Pergamonlu tasarımcılar; Zeus Sunağının çatısının kenarlarına babası Poseidon’un heykeli gibi (Bknz: Taş Yerinde Ağırdır-88) oğul “Triton”un, muhteşem heykellerini koymuşlar.

Onlar da akroter, kenar köşe süslemesi olarak değerlendirmiş.

Tabii bu heykeller eşsiz Pergamonlu heykeltıraşlar elinde çıkmış.

Bu Triton heykellerinden ikisi, Bergama’yı soyan Carl Humann adlı Alman soyguncu ve çetesi tarafından Pergamon Akrapolü’nde ele geçirilmiş ve diğer eserlerle birlikte Almanya’ya kaçırılmış.

91 cm yüksekliğinde, 51 cm kalça genişliğinde “ilk Triton heykeli” elinde deniz kabuğundan yapılmış bir borazan tutuyor. Üfleyip babası Poseidon’a haber verecek sanki. Heykelin başı yok.

Diğeri de birincinin neredeyse aynısı ama kafasının yarısı duruyor.

Kazıcı bir aletle kırıldığı anlaşılan........

© 12punto


Get it on Google Play