Öfkeliyim...

Derin bir çaresizliğin büyüttüğü, insanı yiyip bitiren bir öfke içindeyim.

Türkiye'de 40 yılı aşkın süredir devam eden terör yine gencecik insanları hayattan kopardı.

Yaşantısının baharında 12 insan...

Doğan, büyüyen, el bebek gül bebek sarmalanan, annelerinin babalarının göz bebeği 12 insan.... Umutları, büyük özlem ve hayalleriyle kara toprağa verildiler.

Geride bundan sonra hayalet gibi yaşayacak anneler-babalar, kardeşler, sevgililer bırakarak...

Anaların babaların ruhlarında böyle büyük bir kıyamet yaşanırken bir başka kıyameti de biz, toplum olarak toplumun çöküşüyle yaşıyoruz.

Farkında olarak ya da olmayarak.... Bütün değerlerin kahrolası ihtiraslara, güç ve para hırsına, iktidar sevdasına kurban edildiği bir dönemde 'insanın kıyametini' yaşıyoruz.

Gencecik ölü bedenler daha soğumadan siyasete malzeme ediliyor. Yerel seçim öncesi bir propaganda aracına dönüştürülüyor. Bu korkunç bir gerçek... Tüyler ürperten bir vicdansızlık.

Kimse "Askerlerimiz nasıl hedef oldu, terör hani bitmişti, hani 70-80 terörist kalmıştı ve ayakkabı numaraları bile biliniyordu, 21 yılda devletin bütün gücüne sahip iktidar terörü neden bitirmedi, neden zenginlerin çocukları askere gitmiyor, neden iktidar sahiplerinin evlatları milyon dolarlarla oynarken yoksulların eğitimsiz, işsiz gariban çocukları ölüyor" demiyor...

Diyenlerin de sesi öylesine cılız ki kendi bile duyamıyor.

Her zaman olduğu gibi askerler daha toprağa verilmeden iktidar temsilcileri, yandaş medyanın irin akıtan kalemleri, sosyal medyayı bir provokasyon ve algı dinamiği olarak kullanan troller devreye girdi.

Kötülük sinsi yüzünü gösterdi. Hüzün maskesi kuşanılıp ölü bedenlerin varlığı istismar edilmeye başlandı.

Askerler unutuldu hatta belki hiç önemsenmedi, mesele bir anda CHP'nin terörle ilişkilendirilmesine getirildi.

İktidarın elindeki en güçlü algı ve yönlendirme aygıtlarından biri terör...

AKP'nin dev bir bütçeyle yönlendirdiği muazzam bir algı sistemi mevcut. Kamu kaynaklarıyla beslenen devasa medyası, milyonlarca lirayla fonlanan profesyonel sosyal medya tetikçileri anında istedikleri gibi yön veriyor gündeme.

Çok kolay bir şekilde uzmanlaştıkları metotları devreye alarak yine istediklerini başardılar.

12 cana dair hesap vermesi gerekenler sorumlu değilmişcesine rahatken, yerel seçim öncesi siyasi rakipler terörle ilişkilendirildi, toplum gerilime itildi, yandaş medyaya linç malzemesi verildi.

AKP iktidarının geçmişte nasıl da oy devşirmeye çalıştığını, daha önce neler yaptığını kısaca hatırlayalım.

Herkesin bildiği üzere genel seçimler öncesi PKK'lı Murat Karayılan'ın alkış tutarken görüldüğü bir video sürüldü piyasaya.

Sonrasında da terör örgütü PKK'nın Millet İttifakı'na destek verdiği yönünde algı çalışması başlatıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting alanlarında Kılıçdaroğlu’nun seçim şarkısının klibini PKK'lıların el çırpma görüntüleri eşliğinde kitlelere seyrettirdi.

İlkokul düzeyi basitliğindeki bu videoyla gerçeklikten kopmuş, sorgulamayan, gerçeği bilse de iftiraya alkış tutan, gerçeğin üzerini örten kitlelerin zihinlerine düşmanlık tohumu atıldı.

Türk insanına dair en derin hassasiyetlerden biri olan 'terör' kullanılarak seçim kampanyası yürütüldü.

Video o kadar gerçek dışıydı ki "O video sahteydi" demek bile insana zul oluyor.

Buna rağmen doğrulama platformu teyit.org videonun gerçek olmadığını bir analizle aktardı Türk toplumuna. (Analiz)

Doğrulama platformu Doğruluk Payı da Erdoğan'ın montaj videosunun gerçeği yansıtmadığını hazırladığı içerikle kamuoyuna duyurdu. (İçerik)

CHP lideri Kılıçdaroğlu, miting alanlarında kurgu video oynatan Erdoğan'a "Montajcı sahtekar" diyerek tepki gösterdi. "Siyaset ahlâk işidir. Ahlâklı insanların siyaset yapması lazım. Rakibini eleştirebilirsin. Siyaset rakibine iftira atmak, kumpas kurmak değildir. Allah bizi kumpasçılardan, sahtekârlık yapanlardan korusun. Sahtekârlık yapandan cumhurbaşkanı olmaz" dedi.

Cumhurbaşkanına 1 milyon TL'lik dava açıldı.

Sonunda Erdoğan, videonun montaj olduğunu kendisi de kabul etti ama geri adım atmak yerine "PKK, CHP Genel Başkanı'na alenen oy istedi. Şimdi gençlerimizin kıvrak zekâsının ürünü 5 saniyelik bir video üzerinde arsızca tepiniyorlar" diyerek üste çıkmaya çalıştı.

Tüm bu video ile neler yapıldı?

Her şeyden önce dev iktidar medyası, sayısız ve algı yaratmada sınırsız hayal gücü sahibi kalemşor, binlerce profesyonel ve amatör trol ile muhalefet, PKK hassasiyetine sahip halkın önüne atıldı.

Daha korkunç olan ise iktidarın bu hassasiyeti, şehit askerlerin acısını hatta şehitlerin geride kalan evlatlarının dramını seçimlerde oya çevirme çabasıydı.

Gazeteleri, televizyon kanalları, yüzlerce internet sitesi, binlerce trol hesabın etki gücüyle yetinmeyen iktidar, Meta üzerinden en çok şehit veren illerde bulunan Facebook kullanıcılarına şehit fotoğraflı sponsorlu içerikler çıktı.

Sosyal medyada oy çağrısı yaptıkları sponsorlu içerik yani reklamlarda şehit görsellerini kullandılar.

Şehirler için ayrı ayrı tasanlanan bu reklamlarda hayatını kaybeden askerlerin görsellerinin yanı sıra bir de şu ifadelere yer verildi:

"Ordulu vatansever kardeşim! 14 Mayıs'ta mühre öyle bir vur ki özerklik isteyenlerin, bu vatanı bölmek isteyenlerin, 7'li masanın, HDP'nin sesi kesilsin..."

Bu metin, Denizli'den Isparta'ya, Çorum'dan Kırklareli'ne Ordu'dan Manisa'ya birçok ilde yaşayan Facebook kullanıcıları için sadece ilin adı değiştirilerek kullanıldı.

Daha net vurgulayayım.

AKP, oy almak için şehit acısı, kaybı, öfkesi yaşayan insanlara, sosyal medya reklamlarıyla ulaştı.

Bu hassasiyeti kaşıdı, muhalefeti terör ile ilişkilendirdi. Asker kayıplarının sorumlusu sanki 21 yıldır ülkeyi yöneten kendisi değil de muhalefetmiş gibi algı yaptı. Sadece şehit askerleri değil, onları mezar başında ziyaret eden evlatlarını da kullandı.

Değer istismarı içerikleri en az 500 bin kişiye göstermek için bütçe ayırdılar. Tek videoyu 500 bin - 1 milyon kişiye göstermek üzere planlama yaptılar.

Yani acıları, şehitleri, yurt sevgisini, ölümleri, yetim çocukları 'sponsorlu içerik' malzemesine dönüştürüp oy talep ettiler halktan.

Şimdi sanki her şey tekrar ediyor.

12 askerin hayatını kaybetmesinin ardından muhalefet kendini anlatmak için açıklama üzerine açıklama yaparken, şehit cenazesinde linç tehlikesiyle karşı karşıya kalırken Cumhurbaşkanı Erdoğan, havalimanı pisti açtı.

İş insanı Ali Sabancı ile şakalaştı. CHP'nin yeni lideri Özgür Özel'i hedef gösterip yerel seçimler için çağrı yaptı.

Yani hedef yine iktidar, yine daha çok oy, yine seçim başarısı....

Kirli bir siyaset düzeni, bitik bir adalet sistemi, kararmış vicdanlar....

İnsan ve gazeteci olarak beklentim ölümlerin kutsanmaması, ölü bedenler, şehit ailelerinin acıları, öfkeleri ve evlatlarının istismar edilmemesi.

Kendi evlatlarınız şatafat, rahatlık, bol para, huzur, eğlence içinde hayatlarını devam ettirirken bari yitip gidenleri rahat bırakın.

Siyasetiniz ve iktidarınız sizin olsun.

QOSHE - Yitip giden yoksul çocukların ölü bedenleri üzerinden korkunç kara propaganda - Mustafa Büyüksipahi
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yitip giden yoksul çocukların ölü bedenleri üzerinden korkunç kara propaganda

18 0
26.12.2023

Öfkeliyim...

Derin bir çaresizliğin büyüttüğü, insanı yiyip bitiren bir öfke içindeyim.

Türkiye'de 40 yılı aşkın süredir devam eden terör yine gencecik insanları hayattan kopardı.

Yaşantısının baharında 12 insan...

Doğan, büyüyen, el bebek gül bebek sarmalanan, annelerinin babalarının göz bebeği 12 insan.... Umutları, büyük özlem ve hayalleriyle kara toprağa verildiler.

Geride bundan sonra hayalet gibi yaşayacak anneler-babalar, kardeşler, sevgililer bırakarak...

Anaların babaların ruhlarında böyle büyük bir kıyamet yaşanırken bir başka kıyameti de biz, toplum olarak toplumun çöküşüyle yaşıyoruz.

Farkında olarak ya da olmayarak.... Bütün değerlerin kahrolası ihtiraslara, güç ve para hırsına, iktidar sevdasına kurban edildiği bir dönemde 'insanın kıyametini' yaşıyoruz.

Gencecik ölü bedenler daha soğumadan siyasete malzeme ediliyor. Yerel seçim öncesi bir propaganda aracına dönüştürülüyor. Bu korkunç bir gerçek... Tüyler ürperten bir vicdansızlık.

Kimse "Askerlerimiz nasıl hedef oldu, terör hani bitmişti, hani 70-80 terörist kalmıştı ve ayakkabı numaraları bile biliniyordu, 21 yılda devletin bütün gücüne sahip iktidar terörü neden bitirmedi, neden zenginlerin çocukları askere gitmiyor, neden iktidar sahiplerinin evlatları milyon dolarlarla oynarken yoksulların eğitimsiz, işsiz gariban çocukları ölüyor" demiyor...

Diyenlerin de sesi öylesine cılız ki kendi bile duyamıyor.

Her zaman olduğu gibi askerler daha toprağa verilmeden iktidar temsilcileri, yandaş medyanın irin akıtan kalemleri, sosyal medyayı bir provokasyon ve algı dinamiği olarak kullanan troller devreye girdi.

Kötülük sinsi yüzünü gösterdi. Hüzün maskesi kuşanılıp ölü bedenlerin varlığı istismar edilmeye başlandı.

Askerler unutuldu hatta belki hiç önemsenmedi, mesele bir anda CHP'nin terörle ilişkilendirilmesine getirildi.

İktidarın elindeki en güçlü algı ve yönlendirme aygıtlarından biri terör...

AKP'nin dev bir bütçeyle yönlendirdiği muazzam bir algı sistemi mevcut. Kamu kaynaklarıyla beslenen devasa medyası, milyonlarca lirayla fonlanan profesyonel sosyal medya tetikçileri anında istedikleri gibi yön veriyor gündeme.

Çok kolay bir şekilde uzmanlaştıkları metotları devreye alarak yine istediklerini başardılar.

12 cana dair hesap vermesi gerekenler sorumlu değilmişcesine rahatken, yerel seçim öncesi siyasi rakipler terörle........

© 12punto


Get it on Google Play