menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Saman Alevi Gibi Parlayan Programlar ve Türkiye’nin Gerçek İhtiyacı

13 1
03.12.2025

Türkiye’de siyasi partilerin –ve zaman zaman hükümetlerin– programları yüksek beklentilerle duyurulur, birkaç hafta tartışılır ve sonra hızla gündemden düşer. Sayfalar dolusu reform başlıkları hazırlanır; fakat sahadaki gerçeklik kısa sürede bu metinlerin ömrünü tüketir. Yıllardır bu programları okuyan, değerlendiren ve kimi zaman hazırlanışlarına katkı veren biri olarak, bu döngünün neredeyse hiç değişmediğini görüyorum.

Özel meraklarımdan biridir: parti programlarını incelemek, artılarını eksiklerini tartmak, gerektiğinde hazırlık ekiplerine eleştiri ve öneri sunmak. ANAP döneminden bu yana pek çok çalışmaya gönüllü katkı verdim; Ecevit hükümetinde Çin’in stratejik ortak olarak programa girmesine, Mesut Yılmaz döneminde ekonomik diplomasinin icraatın parçası yapılmasına destek oldum.

AK Parti’nin 2023 vizyonu hazırlanırken — bu alanda üç kitap ve çok sayıda makale yazmış biri olarak — davet edildiğimde yine katkı sundum. CHP ve MHP tarafında da ihtiyaç duyulduğunda görüş bildirdim.

Ancak bütün bu deneyimin sonunda ulaştığım sonuç şaşırtıcı derecede yalın:

Türkiye’de parti programları büyük iddialarla başlar, birkaç gün parlar ve sonra saman alevi gibi söner.

Ülke hızla başka gündemlere savrulur; metinler raflara kaldırılır; vaatlerin niçin hayata geçmediğini soran çıkmaz. Çünkü siyasi sistem, programların kurumsal hafızaya dönüşmesini sağlayacak mekanizmalardan yoksundur.

Türkiye’de parti programlarının kaderi kurultay salonlarında belirleniyor. Sloganlar öne çıkıyor, liderlik dengeleri konuşuluyor, kulisler gündemi domine ediyor. Programlar ise çoğu zaman görünmez kalıyor.

CHP’nin son kurultayı buna tipik bir örnekti. “Şimdi İktidar Zamanı” sloganı yüksek sesle duyuldu; fakat programın içeriğine neredeyse hiç kulak verilmedi. Tartışılan, Parti Meclisi listeleri, açıklamalar ve siyasi pozisyonlanmaydı. Program birkaç gün konuşuldu ve sosyal medyanın kuytu köşesine karıştı.

Bu yalnızca muhalefette değil, Türkiye siyasetinin genelinde görülen bir tablo.

Neden?

Çünkü programların icrasından sorumlu olacak bir mekanizma yok.

Gölge kabine yok. Etki analizi yok. Uygulama........

© 10 Haber