Lübnan’a bir İsrail kara operasyonunun etkileri
Hizbullah’ın Lübnan yapılanmasına yönelik bir kara harekatı Orta Doğu’daki birçok ülkenin güvenlik, ekonomi ve siyasi dengeleri üzerinde derin etkiler yaratabilecek karmaşık bir durumu tetikleyebilir. Bu durum güç dengesini değiştirebilir ve uluslararası aktörlerin bölgedeki çıkarlarını yeniden değerlendirmelerine neden olabilir
Hasan Nasrullah’ın ve 17 diğer üst düzey Hizbullah yöneticisinin öldürülmesi ardından İsrail’in, Lübnan’daki örütün askeri altyapısını ve liderliğini hedef alan sınırlı bir kara operasyonuna girişmesi, Orta Doğu’daki jeopolitik ve güvenlik dengelerini önemli ölçüde değiştirebilir. İran’ın en güçlü vekili olarak Hizbullah, Tahran’ın Lübnan, Suriye ve İsrail’e karşı etkisini sürdürmede kritik bir rol oynamaktadır. Hizbullah liderliğini hedef alan bir operasyon, bölgesel istikrarsızlığı artırabilir ve Türkiye, Suriye, İran ve Körfez ülkeleri gibi diğer kilit aktörleri de içine çekecek daha geniş bir çatışmaya yol açabilir.
Lübnan, zayıf bir merkezi hükümet, derin ekonomik kriz ve süregelen mezhepsel gerilimlerle kırılgan bir devlet olarak varlığını sürdürmektedir. Hizbullah, paramiliter gücü ve siyasi etkisiyle bu istikrarsızlığı uzun süredir kendi lehine kullanmaktadır. İsrail’in kara operasyonu, Lübnan’ın iç bölünmelerini şiddetlendirebilir, daha fazla huzursuzluk yaratabilir ve insani bir krize yol açabilir. Zaten baskı altındaki altyapı ve yönetim, çatışmanın ağırlığı altında çökecek ve Lübnan’ı daha derin siyasi parçalanmalara ve iç savaşa sürükleyebilecektir.
Buna ek olarak, Hizbullah’ın karşılık verme kapasitesi, her iki tarafta da önemli sivil ve askeri kayıplara neden olabilir ve Lübnan’daki mevcut hassas dengeleri daha da bozabilir. Uzayan bir çatışma, Lübnan’ın sosyal dokusunu zayıflatabilir ve Hizbullah’ın ülkedeki kontrolünü sıkılaştırmasına ya da diğer aşırılık yanlısı grupların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir.
Hizbullah’ın Suriye’deki geniş operasyonları göz önünde bulundurulduğunda, Lübnan’daki İsrail saldırısı kolayca Suriye’ye sıçrayabilir. İran’ın Suriye’ye yaptığı yatırım, Tahran’ın Hizbullah’a yönelik bir saldırı durumunda Suriye’deki milislerini kullanarak çatışmayı tırmandırmasını muhtemel kılmaktadır. Bu senaryo, hem Esad rejimini hem de Suriye’deki kırılgan ateşkesleri daha da istikrarsızlaştırarak Levant bölgesinde geniş çaplı bir istikrarsızlık yaratabilir.
Bu durum, Suriye’de devam eden güç mücadelesini de karmaşıklaştıracaktır, özellikle Türkiye, Rusya ve ABD’nin bölgedeki askeri operasyonları açısından. İsrail’in saldırıları, İran destekli milislerin Suriye’den İsrail’e yönelik misilleme saldırılarına yol açarak İsrail’in çok cepheli bir çatışmanın içine çekilmesine neden olabilir.
Hizbullah’a yönelik doğrudan bir saldırı, İran’ın Lübnan ve Suriye’deki bölgesel etkisini ciddi şekilde zayıflatacaktır. Hizbullah, İran’ın vekil ağının en değerli parçası ve İsrail’e karşı en güçlü caydırıcı gücüdür. Eğer zayıflatılırsa, İran, Levant’taki gücünü sürdürme konusunda önemli zorluklarla karşılaşacak ve Bağdat, Şam ve Beyrut’tan oluşan “Şii Hilali” üzerindeki etkisini kaybedebilecektir. Ayrıca, zayıflayan bir Hizbullah, İran’ı bölgede faaliyet gösteren Sünni aşırılık yanlısı gruplara karşı daha savunmasız hale getirebilir.
Hizbullah’ın geniş roket stokları ve asimetrik savaş kapasitesi, İsrail’in Lübnan’a yönelik bir kara operasyonunu son derece riskli hale getirmektedir. Büyük bir Hizbullah........
© yetkinreport.com
visit website