İstanbul yeryüzü kentlerinden. Kimbilir kaç milyon kişide birbirine benzemeyen İs­tanbul imgesi vardır. Güzel yurdumun güzel yurttaşları... Tümünün de İstanbul imgeleri vardır çocukluk yıllarından başlayan. Bir görüntü. Bir görünüm. Bir ışık. Bir, yakınlık.
Bir sevgi. Giderek, yıllar içinde çoğalan görünümler... Kavuşmayı da ayrılığı da bütün­leştiren İstanbul duyguları, İstanbul görüntüleri...
Bendeki İstanbul imgesi 1960'lı yılların başında başlar. Fındık kurutma ayı. Babam harman altından kaldırdığı çeçleri savuruyor kürekle. Eşikte oturuyorum, belki de pat­langıçla, belki de mantar tabancasıyla oyalanıyorum. Sıcak mı sıcak... Ha bire savuruyor babam, cayır cayır güneşin altında. Bir terliyor bir terliyor... Yıldır yıldır parlıyor apak başı babamın. Gene berberliğini konuşturmuş, ciletle kazımış saçlarını... Ak düş­meye başlayan saçlarını...
Küt diye gitti babam. Sıcaktan, yorgunluktan, terden çatladı sanki, o çalışkan babam düştü yere, upuzun kaldı. Bendeki ağlayışlar, anam Rabiya Günay'daki koşuşlar, bağırışlar.
Ne yapacağımızı bilememenin buzgunu. Amcamın. Mehmet Amca'mın kızı. Kadun Abla. Yetişiyor Hızır gibi, yel gibi, yıldırım gibi. Aşağıdaki dereden, derenin yanındaki çeşmeden su al­mış, bir gügüm, sırtına sarmış bakır güğümü... Başına. Başına döküyor babamın Çalış Dere­si yanından gelen suyu... Devinimler başlıyor babamda. Umutlu. İçecek suyu olan devinimler...
Sonrası Trabzon. Bölgemizin en büyük en donanımlı sayrılarevi Numune'ye yetiştirme.
On on beş gün sağallım. Yatış, başta buz torbalarıyla... Yaşama dönüş, Kalkış. Ayağa kalkış. Çarpmayı. Güneş. Güneş çarpmasını elbirliğiyle yeniş... Yürüyüşte gözle görülebilen dengesizlik...
İstanbul. İstanbul'a gidiş...12.10.1962 tarihli reçete. "Doktor-Operatör. Otorinolaringolog. Selahattin Özgen." Üç ilaç yazılmış.
İstanbul. 13.8.1962 tarihli reçete. "Doktor Burhaneddin Aslanoğlu. Sinir ve Ruh Has­talıkları Mütehassısı. Taksim Park Karşısı No:266 Trabzon. "Beş ilaç yazılmış...
İstanbul 9.10.1962. "TC İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Kliniği (Cerrahpaşa Hastanesi) Röntgen Laboratuvarı Sayın Şefliğine...
İstanbul. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Kliniği (Cerrahpaşa Hastanesi Tarih: 9.I0.I962. H.adı: Haşim Günay. Baş dönmesinden şikayet eden..."
İstanbul. İlk İstanbul imgeleri. Bendeki. İstanbul'da küçük Amca'm Halil Günay yaşı­yor. İstanbul'da teyzelerim yaşıyor. Cahide Göktürk teyzem. Küçük teyzem. Emine Tok tey­zem büyük teyzem... İstanbul'un ilk imgeleri... Bendeki...
İstanbul'a değgin ilk imgelerimde otobüsler vardır. Burunlu, burundan geriye doğru şişkince, sırtına yük vurulan sırtına yük bağlanan, sırtında yük bağlama demirleri olan otobüsler... Görele'de. Karisör atölyelerinde.
Görele'deki karisör atölyelerinde becerik­li ellerle üretilen, biçimlenen otobüsler... Görele'den İstanbul'a o otobüslerle gider­di, Görele'ye o otobüslerle gelirdi yolcularımız... Bin bilmem kaç kilometre yolu birkaç günde döne kıvrıla, takırdaya tukurdaya, hoplaya zıplaya alırdı otobüsler... Görele'de yapılan otobüsler... Ulusoylar... İlk otobüsü. Ulusoy'un ilk otobüsü Görele'de yapılmış­tı... O otobüsün fotoğrafı bilmem kaldırıldı mı "Ulusoy yazıhanesinden"...
Bizim kesme türkülerde geçen:
Görele pazarında
İye satarım iye
Hemen geldi Ulusoy
Haydi gidelim diye dörtlüğü çok imgelidir benim için. İmgelerden biri de İstan­bul'dur... Az. Çok az. Gittiğim, çok az gittiğim İstanbul...
Zorunlu olmuştur gidişlerim İstanbul'a... Çoğunca Görele'den, Giresun'dan İstanbul'a . İş. İş. İş bulmaya gidilir... Benimkisi sayrılıklardan. Sayrılıklardan. Ayrılıklardan. Ayrı­lık... Gidişlerden. Sonsuz. Sonsuz gidişlerden.

QOSHE - GEMİLERDE TALİM VAR (1) - Hayrettin Günay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

GEMİLERDE TALİM VAR (1)

40 17
04.05.2024

İstanbul yeryüzü kentlerinden. Kimbilir kaç milyon kişide birbirine benzemeyen İs­tanbul imgesi vardır. Güzel yurdumun güzel yurttaşları... Tümünün de İstanbul imgeleri vardır çocukluk yıllarından başlayan. Bir görüntü. Bir görünüm. Bir ışık. Bir, yakınlık.
Bir sevgi. Giderek, yıllar içinde çoğalan görünümler... Kavuşmayı da ayrılığı da bütün­leştiren İstanbul duyguları, İstanbul görüntüleri...
Bendeki İstanbul imgesi 1960'lı yılların başında başlar. Fındık kurutma ayı. Babam harman altından kaldırdığı çeçleri savuruyor kürekle. Eşikte oturuyorum, belki de pat­langıçla, belki de mantar tabancasıyla oyalanıyorum. Sıcak mı sıcak... Ha bire savuruyor babam, cayır cayır güneşin altında. Bir terliyor bir terliyor... Yıldır yıldır parlıyor apak başı babamın. Gene berberliğini konuşturmuş, ciletle kazımış saçlarını... Ak düş­meye başlayan saçlarını...
Küt diye gitti babam. Sıcaktan, yorgunluktan, terden çatladı sanki, o çalışkan babam düştü yere, upuzun kaldı. Bendeki ağlayışlar, anam Rabiya Günay'daki koşuşlar, bağırışlar.
Ne yapacağımızı bilememenin buzgunu. Amcamın. Mehmet Amca'mın kızı. Kadun Abla. Yetişiyor Hızır gibi, yel gibi, yıldırım gibi. Aşağıdaki dereden, derenin yanındaki........

© Yeşilgiresun


Get it on Google Play