menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türkiye’de Yargı ve Adalet: Siyasetin Gölgesinde Bir Sistemin Analizi

59 2
25.05.2024

12 Eylül 2010 referandumundan bu yana en çok tartıştığımız konu hukuk.
Önce yargının siyasallaşmasını tartışıp, referandumu yaptık. Bu referandum sonucunda Anayasa Mahkemesi ve HSYK yapısını değiştirdik. Bu değişlik ile yargıda önce FETÖ ağırlığı(!) sonra da bu ağırlığın(!) tasfiyesini izledik.

Ülkemizde adaleti sağlamak için yargıyı düzenledikçe “yargının adaleti” siyasetçinin gücünü koruma önceliğinde işliyor, yürüyor!
Normlar hiyerarşisi (hukuk düzeni piramidi) yargının işleyişinin temel unsurudur. Bu piramidin hiçbir basamağında siyaset/siyasetçi yoktur.
Ülkemizde her yargı kararından sonra, ülkemiz hukuk fakültesi “hababam sınıfına” dönüyor!
Ülke gündemi her yargı kararını tartışmaktan, kendi gündemine bir türlü ulaşamıyor. Yargı kararlarının yanında ve karşısında olmak gibi bir alan oluştu; yanında olanlar vatansever, karşısında duranlar terör sevicisi! Oysa yargı bağımsız olmalıdır…
Yargı kararlarının bu kadar tartışılması sonucunda, yargının kendi tüzel kimliğini temsil için yaptığı seçimler de kamuoyu gündeminde ilk sıralarda tartışılmaya, seçilen yargıçların siyasi biyografileri ve duruşları ön plana çıkarılarak tanıtılmaya başlandı.
Yargıçların kimlikleri ile ön plana çıktığı iklimde doğal olarak suçlar değil, suçluların kimliği de ön plana çıkarılıyor! Biz suçları değil, suçluları konuşmaktan öteye geçemiyoruz. Kimlikler üzerinden inşa edilen hukuk, gerçeklerden kopmaya, toplumda güven kaybına yol açmaya başladı.
Suçların yargılanıp, suçluların toplumdan izole edilerek “ıslah” edilmesini amaçlayan ceza hukuku yargılamaları, siyasetin gölgesinde rakiplerini sindirme, cezalandırma ve güç alanına dönüştü.
Türk........

© Yeniçağ


Get it on Google Play