menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dilan ve ‘komünün çocuğu’

15 8
09.12.2025

Bazı konuları yazmak zordur. Ne yazarsan eksik kalır, hislerini tam anlatamaz. Dilan Karaman hakkında çok şey yazıldı. Gerçek ne, tam olarak bilmiyoruz. Herkes kendi gerçeğini Dilan’ın gerçeği gibi anlatıyor. Ama benim için zor olan kadın özgürlük mücadelemizin içinde olan bir kadının, sorunlara çözüm üretmesi gerekirken çözümsüz kalmış olmasıdır.

Ben Dilan ile birlikte çalışmadım ama mektup arkadaşlığımız vardı. Vanlı bir ailenin 10. çocuğuyum demişti. Vesikalık bir fotoğrafını da göndermişti. Ama cezaevi idaresi vesikalık fotoğrafı sakıncalı gördüğünden vermedi. Mektubunda şöyle yazmıştı “Mücadelenin içinde olmak, parçası olmak bu karanlığın içinde doğruya giden yolu aydınlatıyor.” Şimdi bu aydınlık yolda neden yolunu kaybetti acaba? Yine İstanbul’da ortaokula giderken ilk oyunu okuma-yazma bilmeyen annesi yerine bana verdiğini yazmış ve “sen benim için, bana çocuk yaşımda kendime dair kötü gösterilmeye çalışılan hiçbir şeyin kötü olmadığının resmiydin, hep de öyle kalacaksın” demişti. Dilan’ın intihar ettiğini duyduğumda çok şaşırdım. Ve mektupta yazdıklarını hatırladım. Ve benim görüşümü almak üzere gönderdiği yazıyı, Dilan’ın anısına sizinle paylaşmak istedim.

Yazısının başlığı: “Çocuk yalnızca kadının değil, komünün çocuğudur.”

Dilan’ı saygıyla anıyorum.

Çocuk yalnızca kadının değil, komünün çocuğudur. Modern anneler, tarihin hiçbir döneminde hiçbir kadının olmadığı kadar yalnız. Özellikle çalışan kadın için çocuk bakmak adeta bir kabus haline gelmiş durumda. Gittikçe küçülen, geniş aileden uzaklaşan, toplumsallığını yitiren bireyci ailenin bütün yükü, yine kadının omzunda. Çalışan kadın eve geldiğinde ev işlerini hala kendi sorumluluğu olarak görmeyen erkekle, şanslıysa eğer “destek” boyutunda ortaklaşabiliyor. Ancak bu da yeterli olmuyor.

Çünkü erkek, “destek veren” bir konumda olsa da çoğu zaman bu desteğini bahane ederek kendi çocuğundan kaçıyor. Ortada doğumdan itibaren yalnız, ne yapacağını bilemeyen, kapitalist çalışma düzeni ile kapitalist aile düzeni arasında sıkışmış, yıpranmış bir kadın kalıyor.

Bugün, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından “komşu anne” çalışması yapılıyor. Bu hem kreşlere bir alternatif, hem de kadına istihdam alanı olarak sunuluyor önümüze. Ancak günün sonunda yine bir kadın, istihdam kisvesiyle kendine biçilen rollere ve eve hapsedilmiş oluyor. Komün kelimesi “siyaset içi” değerlendirilse bile, aslında gündelik yaşamın, nefes almanın en basit ve hızlı yöntemlerinden biri. Ve komün, bugün yalnız annenin de kurtarıcısı.

Peki ya nedir bu komün?

Komün, en basit tanımıyla insanların bir arada, ortak yaşam, ortak sorumluluk ve ortak üretim temelinde örgütlendikleri topluluk biçimidir. Daha hayatın içinden bir örnekle anlatmak........

© Yeni Yaşam