Adını Putin koydu…
Yaşananların adını katıldığı bir toplantıda İran-İsrail çatışmasının 3. Dünya Savaşına dönüşme ihtimaline ilişkin bir soruya verdiği “İroni yapmadan söylüyorum. Durum endişe verici. Çatışma potansiyeli çok büyük ve büyümeye devam ediyor. Ukrayna ve Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ve olası riskleri göz önünde bulundurduğumuzda…” yanıtıyla Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin koydu. İran’ı meşru, özellikle barışçıl nükleer enerji çıkarları için verdiği mücadelede desteklediklerini, bu konudaki tutumlarının ilkesel olduğunu belirten Putin’in bu bahisteki örneği de Buşehr Nükleer Reaktör Projesi’ne bağlılıklarını belirtmek ve İran’daki karmaşık duruma rağmen yeni reaktörlerin inşası için sözleşme imzaladıklarını açıklamak oldu.
Putin daha ileri giderek yeni dünya düzenini Rusya ve Çin’in oluşturmadığını, kendilerinin bunu sadece resmileştirdiklerini ve bu değişimin doğal olarak ortaya çıktığını ifade etti.
Aslında Ortadoğu’da, Asya Pasifik’te ya da dünyanın diğer noktalarında yaşananın hangi tarihsel gerçekler üzerinden cereyan ettiğini çarpıcı biçimde ifade etmiş oldu Putin.
“Bu değişim doğal olarak yaşanıyor” derken dünyanın emperyalist kamplara bölünmesini ifade ediyor Putin. Her açıdan sınırlarına dayanmış bir sistem olan emperyalist kapitalizmin mevcut yapısal krizi aşmakta yaşadığı patinaj bu kamplar arasındaki gerilimi daha da büyütüyor. Yıllardır vekil ve lokal savaşlar biçiminde süren ve Ukrayna’da artık doğrudan karşı karşıya gelmek biçimini kazanan savaşlar silsilesi İsrail’in İran’a saldırmasıyla birlikte üretici güçlerin daha büyük ölçekte tahribi anlamına gelen bir büyük paylaşım savaşına doğru hızla ilerliyor.
Bu süreç devasa bir silahlanma eşliğinde yürütülürken Avrupa’nın emperyalist güçleri sadece AB kapsamında 800 milyar euroluk savunma harcamasını içeren “Yeniden Silahlanma Planı”nı hazırladı.
Almanya son olarak silahlanmanın önündeki ihale, mahkeme gibi kimi ayak........
© Yeni Yaşam
