menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Rüya gibi bir kamptı (III)

72 2
11.08.2024

Erzincan kampımız, geçen hafta Cuma günü sabah 09.00’da İstiklal Marşı ve anlamlı bir Kur’ân tilaveti ile başladı.

Müftümüzün ayarladığı Cami-i Kebîr İmam Hatibi hocamız çok yürekten, günün anlam ve önemine binaen özenle seçilmiş ilim, hikmet, tefekkür âyetleri okudu. Rektör Hocamız Akın ve Belediye Başkanımız kısa bir selamla konuşması yaptı. Erzincan Valimiz, aynı zamanda doçent olduğu için güzel bir açılış konuşması yaptı, ülkemizin entelektüel ve akademik hayatının nasıl sıçrama yapabileceği ve bu süreçte bizlere düşen rolü zihin açıcı bir şekilde özetledi.

Sonra iki kampımızdan ilkini, Kudüs Araştırmaları kampını açıyoruz. Almanya’dan ve Azerbaycan’dan da güzel makale sunumları var. Makaleleri ve yazarlarını teker teker yazmak isterdim ama o zaman bu yazı hiçyetmez, en az bir kaç yazı daha yazmam gerekir.

Cuma günü, Cuma’dan sonra makale sunumlarımız başladı.

Akşama kadar kısa namaz ve çay araları dışında pür dikkat sunumları izledik hepimiz. Vakit geç oldu. Kimse yerinden kıpırdamadı neredeyse. Sunumlar dikkatle dinlendi, notlar özenle alındı. Canlı olarak da hem Türkiye’nin hem de dünyanın dört bir tarafından izlendi makale sunumlarımız heyecanla.


ŞEHİRLERİN RUHU NEREYE UÇTU?

Büyümemiş şehirleri seviyorum.

Sahici ve samimi oluyorlar.

Özlerini, kimliklerini koruyorlar.

Bir ruhları oluyor bu şehirlerimizin.

Erzincan da ruhu olan, ruhunu koruyabilen şirin şehirlerimizden biri.

Sanayileştikçe şehirlerimiz tecavüze uğruyor.

Aslında sanayileşme şehirler için kaçınılmaz gibi. Hem sanayileşmek hem de kimliğini koruyabilmek mümkün değil mi?

Biraz zor bir soru bu: İmkânsız değil, elbette mümkün. Modernlik, ruhun düşmanıdır. Ruhu yok edebildiği ölçüde modernlik varolabilir.

Modernlik, maddî uygarlığın, din-dışı uygarlığın kurucu kaynağıdır.

Modernliğin kurucu kentleri, Londra’nın, Paris’in, Viyana’nın bir kimliği vardır ama ruhu yoktur o yüzden. Yine bu yüzden Eyfel Kulesi dikildiğinde Paris’in göbeğine, ilkin şairler, düşünürler “kşm sapladı Paris’in kalbine bu hançeri?” diye isyan ettiler, “bu tecâvüzdür, kabul edilemez!” dediler.

Ama modernliğin kurucu kentleri ruhsuz da olsa, tarihî........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play