Avrupa’nın büyük yanılgısı: Sessiz gerileyişin rakamlarla özeti
Uzun yıllar boyunca Avrupa, kendisini hâlâ dünyanın merkezinde sanmaya devam etti. Teknolojide, sermaye piyasasında, refahta, inovasyonda… “Biz zaten öndeyiz” düşüncesi öylesine güçlüydü ki, kıtanın altından kayan zeminin farkına varılmadı.
Oysa veriler artık acı bir gerçeği söylüyor:
Avrupa mutlak olarak zayıflamıyor belki ama görece olarak, Amerika’ya karşı tarihî bir gerileyiş içinde.
Bu gerileyiş soyut bir tespit değil; rakamların anlattığı soğuk gerçeklerdir.
2010’da ABD’nin en büyük 5 şirketinin toplam değeri 1,29 trilyon dolardı.
Avrupa’nın ilk 5’i ise 0,80 trilyonda kalıyordu.
Fark vardı ama yönetilemez değildi.
Bugün? ABD’nin ilk 5 şirketi 18,6 trilyon dolar. Avrupa’nınki ise sadece 1,4 trilyon.
Yani fark
13 kata
çıkmış durumda. Bu bile tek başına Avrupa’daki ölçek erimesini anlatmaya yeter.
Benzer bir tablo teknoloji sektöründe de var:
ABD’nin ilk 10 teknoloji şirketi bugün 24 trilyon dolar ediyor.
Avrupa’nın ilk 10’u 2 trilyonu bile geçemiyor.
On yıl önce fark bu kadar büyük değildi; ABD 2–3 trilyonluk bir teknoloji deviydi. Avrupa ise yine yerinde saymış, kendi devlerini çıkaramamış.
Avrupa sermaye piyasalarının teknolojiye yaklaşımı da hâlâ 1990’ların mantığında.
S&P500’ün en büyük 50 şirketi arasında
20 teknoloji devini
görürken, EuroStoxx50’de bu sayı
6–7’den
öteye geçmiyor. Kıta, geleceğin ekonomisini inşa etmek yerine hâlâ bankalara, sigorta........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein