Mümkünse, fiilen hiç kimseye bir faydası olmayan, yeni zamanların diliyle ve hiç sevemediğim bir ifadeyle ‘duyar kasmayalım’, kahır ezberleriyle kopyala yapıştır mesajlar dolaştırmayalım aramızda (bunu aslında hiçbir zaman hiçbir şey için yapmayalım!); kendi has duygularımızı ifade edelim, kendi hüzün cümlelerimizi bulalım, kendi samimi kederimizden bir şeyler denkleştirelim.

“Bizim bayram yapacak bir halimiz mi var!” gibi yılgın, pesimist, kolaycı, ‘söyleyip kaçayım, işime bakayım’ tarzı mesajlarla konuyu sakız etmeyelim. Bu kopyala yapıştır mesajlar aramızda dolaşıyor ama üstümüze ilişmiyor, içimize erişmiyor, gelip geçiyor. Biz kendi hissiyatımızı arayalım.

Bizim elbette bayram yapacak bir halimiz var. Yeter ki bayramı yaşamanın doğru yollarını bulalım. Yardım kuruluşları, bir mazluma, bir yetime, bir yoksuna, bir mahzuna, bir yalnıza, bir muhtaca gönlümüzden gelen bir bayram güzelliği hediye etmemiz için nice imkânlar sunuyor bizlere. Gelin bayramımızı bir mahzun ve mazlum kardeşimizle paylaşalım. Onun bayramı olalım, bayramının sevinci, minik bedeninin bayramlığı, gözyaşının tesellisi, yüzünün gülücüğü, içinin serinliği, aşının katığı, gönlünün dostu, arkadaşı olalım. Bu o kadar kolay ve o kadar içimizi bayram yeri kılacak bir şey ki!

Gündüzleri niyaz edelim, geceleri niyaz edelim, bir on dakika için bile olsa gönülden itikâfa niyet ederek bir camiye, bir mescide girip ah eden bütün kulları için inayetini, çaresizliği bir ateş olup içine çöken bizim gibi bütün kulları için çaresini her şeye kâdir olan Rabbimizden isteyelim. Avuç dolusu, yürek dolusu, yerler ve gökler gibi uçsuz bucaksız rahmetini dileyelim boynumuzu bükerek.

Ve tabii, bayramın hissiyatını da yaşayalım doya doya bir yandan. Muhabbeti aramızda yayalım. Sevgisizliğin nelere yol açtığına, nefretin, haddini bilmezliğin, kural tanımazlığın beşeriyeti nasıl çürüttüğüne bu kadar bariz şahit olurken, içimizdeki en küçük sevgi kırıntısının bile kıymetini bilelim, muhabbetimizi büyütelim. İçimizde yanardağlar da patlasa, muhabbetimizi hiç yitirmeyelim. Çünkü muhabbet rahmet üstüne rahmettir. Kanla, acıyla, zulümle kararan dünyanın tek çaresi, yegâne şifasıdır.

QOSHE - Bayrama ve içimize doğru - Gökhan Özcan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bayrama ve içimize doğru

50 1
08.04.2024

Mümkünse, fiilen hiç kimseye bir faydası olmayan, yeni zamanların diliyle ve hiç sevemediğim bir ifadeyle ‘duyar kasmayalım’, kahır ezberleriyle kopyala yapıştır mesajlar dolaştırmayalım aramızda (bunu aslında hiçbir zaman hiçbir şey için yapmayalım!); kendi has duygularımızı ifade edelim, kendi hüzün cümlelerimizi bulalım, kendi samimi kederimizden bir şeyler denkleştirelim.

“Bizim bayram yapacak bir halimiz mi var!” gibi yılgın, pesimist, kolaycı, ‘söyleyip kaçayım, işime bakayım’ tarzı mesajlarla konuyu sakız etmeyelim. Bu kopyala yapıştır mesajlar aramızda dolaşıyor ama üstümüze ilişmiyor, içimize erişmiyor, gelip geçiyor. Biz kendi hissiyatımızı arayalım.

Bizim elbette bayram yapacak bir halimiz var.........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play