menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devrimin ertesi günü: Nefretin sermayesi nasıl tükendi?

42 1
10.12.2025

Uzun zamandır zihnimde demlenen bir mesele var. Üzerinden tam bir yıl geçen Suriye Devrimi’nin Türkiye’ye yansımaları ve iç muhasebesi hakkıyla yapılmıyor. Oysa “kapanmaması gereken defterler” ve yüzleşilmesi gereken gerçekler var.

Suriye’de, 8 Aralık 2024 gecesi yaşanan devrim sadece bir rejimin sonunu getirmedi, aynı zamanda Türkiye’de yıllardır savaş mağduru mazlumlar üzerinden siyaset devşiren

faşist düşüncenin de

politik iflasını ilan etti. O gece Şam’ın sokaklarında yankılanan özgürlük sloganları, ertesi gün Ankara’daki malum genel merkezlerin koridorlarına “derin bir sessizlik” olarak çöktü.

Hatırlarsınız, bu köşede geçmişte defalarca, sosyal medyadaki köpürtülmüş nefretin ve bot hesapların oluşturduğu algının gerçek hayatta bir karşılığı olmadığını yazmıştım. İşte o “sanal balon”, devrimin iğnesiyle bir gecede söndü.

Algoritmalarla şişirilen, botlarla desteklenen iktidar alanları

Suriye devriminin sert rüzgârıyla yerle bir oldu.

Yıllardır toplumsal öfkeyi istismar ederek var olmaya çalışanlar, siyaseti insanî değerlerin dışına itenler, devrimin ertesi sabahı kurdukları tüm cümlelerin duvara çarptığını gördüler. Bütün ezberleri bozuldu. Çünkü nefret üzerine kurulu hiçbir siyaset, zaferin sabahına uyanamazdı. Nitekim uyanamadı da. Türkiye’de yıllardır ağızlara sakız edilen “Gidecekler!” sloganı, o sabah itibarıyla hükmünü yitirdi.

Devrimin üzerinden bir yıl geçti ve evet, gidiyorlar. Ama birilerinin seçim vaatlerinde tehdit ettiği gibi........

© Yeni Şafak