menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir sıkıcı soru daha: Nereye gidiyoruz?

35 1
10.09.2024


Felsefesi henüz yapılmaya başlanan ‘Dijitalizm’in; tüm temel düşünce yapılarını, akımları, değerleri ve fikirleri -çürütmeye bile gerek duyulmadan- yok ettiğini tüm dünyaya cesurca haykıran öncü isim şüphesiz Byung-Chul Han’dır. Hepi topu 80 ila 110 sayfalık kitaplarında, çağın insanının nasıl ve nereye sürüklendiğine dair tespit ile teşhislerini okumak yetmiyor aslında. Bazen Chul Han’ın zihninden dökülen, okurunda kafa göz bırakmayan fikirlerin bir paragrafı üzerine bile saatlerce konuşmak gerekiyor.

Geçenlerde İsmail Kılıçarslan’dan aldığım, “Bu iş çoktan bitmiş. Bizi teslim almışlar. Ersin sen şunu yazsan keşke” mesajını da Chul Han attırmıştı. İsmail abi, Güney Koreli filozofun melankoli, narsizm, depresyon ve aşkı irdelediği, ‘Eros’un Istırabı’ kitabından bir sayfanın fotoğrafını göndermişti.

Tükenmez kalemle tırnak içine alınan o satırlar şöyleydi:

Wired dergisinin editörü Chris Anderson kısa bir süre önce “The End of Theory” (Teorinin Sonu) başlıklı kışkırtıcı bir yazı kaleme aldı. Bu yazıda, bugün elimizin altında olan muazzam veri bolluğunun teori modellerini büsbütün fuzuli kılacağını öne sürüyor. “Bugün muazzam bir veri bolluğu çağında büyümüş olan Google gibi şirketlerin yanlış modelleri kabullenme zorunluluğu yok. Hatta herhangi bir modeli kabullenme zorunlulukları yok.” Verileri analiz ederek, veriler arasında tespit edilen ilgi veya bağıntılardan yola çıkarak belli örüntüler elde etmek bütün mesele. Farazi teori modellerinin yerini verilerin doğrudan kıyaslanması alıyor. Bağıntılılık ilişkisi nedenselliğin yerini alıyor: “Dilbilimden sosyolojiye, insan davranışına dair bütün teorileri terk edin. Taksonomiyi, ontolojiyi, psikolojiyi unutun. İnsanların davranışlarının ardındaki nedenleri kim bilebilir ki? Esas önemli olan, böyle davranıyor olmaları ve biz de bunu emsalsiz bir doğrulukla ölçebiliyoruz. Elinizde yeterli veri olduğunda, rakamlar her şeyi açıklıyor.” (Byung-Chul Han, Eros’un Istırabı, s.52, Metis)

Nasıl yeterince sarsıcı değil mi? Çünkü yukarıdaki satırlar, “Bütün teorileri terk edin” diyor! Peki ya sonra? Önceki yazıda, Arthur Kroker’in, insan ötesi döneme geçişi ilan ettiği ‘Post-Human’ kitabına atıf yaparken, robotsu insanlığa vurgu yapmıştım. Mevcut........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play