menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ritim bozukluğu...

32 1
08.08.2024

Lafı dolandırmayalım... Durum ciddi... Türkiye’de

devlet kurumlarının

tamamına yakını saldırı altında... Hem de en iyi iş yapanlar, en

gurur

duyulacaklar dâhil...

Silahlı Kuvvetler

mesela;

Türk Tabipler Birliği

Başkanı Fincancı Hanım, “TSK kimyasal silah kullanıyor” demedi mi?!

Rekor turist sayılarına imza atan

Turizm Bakanlığı

, ihracatı uçuran, dış ticaret açığını kapatan

Ticaret Bakanlığı

, pandemide harikalar yaratan

Sağlık Bakanlığı

, uyuşturucu mafyasına, terör örgütlerine, kara para aklayanlara kök söktüren

İçişleri Bakanlığı

, kamu diplomasisi konusunda büyük gayret gösteren

İletişim Başkanlığı

, Türkiye’nin makro ekonomik düzeydeki görünümünün düzelmesini sağlayan finans profesyonelleri...

Hepsi

ateş

altındalar...

Hele de

TÜİK

(Türkiye İstatistik Kurumu)... Fakat, çuvaldıza sarılmadan önce, işe iğneyle başlasak nasıl olur?..

Bizim teşhisimiz, TÜİK,

ritim bozukluğuna

kurban gitmek üzere... Oysa bilumum saldırıya karşı kendini, yani halkın hizmetindeki bir devlet kurumu olarak

itibarını

korumasının en önemli yollarından biri bu ritim meselesidir...

Hayatın ve hayattaki şeylerin ritmi vardır... Bu ritim işin doğalını, olması gerekeni, hayatın sürdürülebilirliğini sağlayan en kritik ve aslında en standart atmosferi tanımlar... Tıpkı

kalp

gibi... O ritimin üstünde ya da altında kalmak bir

bozukluktur

... Kısa süre içinde tedavi edilmez, normale dönülmezse hastayı kaybederiz... Ya da

trafiğin

ritmini düşünelim... Olağan akışı bozan araçlar ya bir kazaya neden olur ya da kendileri bu kazanın kurbanı...

İletişimin

de ritmi vardır... “Doymak bilmeyen kanaldır” derler onun için... Sürekli beslenmek ister, gri alan, açık köşe, boşluğa tahammülü yoktur... Kanalı siz doyurmaz, uygun ritimde doldurmazsanız, önüne gelen iyi ya da kötü niyetlilerin attıkları çerle, çöple dolar ve kanalizasyon hâline gelir... Başka bir deyişle hakikate değil, şüpheye, endişeye, tezvirata, itibar suikasına teslim olur...

İşte TÜİK tam da bu dertten musdarip... Bir saldırıdır gidiyor... “Kurum, Avrupa standartlarına uyumluluk konusunda 2005 yılından beri her yıl Avrupa Birliği’nin........

© Yeni Şafak


Get it on Google Play